29- Hayalet

2.7K 138 19
                                    

Bu bölüm olayı aydınlatmak açısından üçüncü ağızdan yazıldı. Yazıyı uzun tutmamamın en büyük amacı çoğu betimlemeyi çıkarıp okuyucuyu ekranda sıkmamak. Belki kitap haline getirebilirsem o zaman daha da uzatacağım @1234_Nina_1234
Herkese keyifli okumalar...😊

"Ulan seni adam bilip yanımdan hiç ayırmadım. Bunu bana nasıl yaparsın?!" Bir yumruk daha savurdu Cesur suratına.

Tolga sert beton zemine çarpıp ayağa kalktı. Ona karşılık vermiyordu henüz. Hak ettiği kadarını aldıktan sonra sıra ona da gelecekti.

"Binlerce kez denedim lan denedim! Onu her gördüğümde kalbimdeki kıpırtıya engel olamıyorum."

"Al lan sana kıpırtı!" Bu defa midesine geldi Cesur'un sert yumruğu. Zavallı adam acıyla geri geri tökezledi. Yine de duracak gibi görünmüyordu.

"Onu ilk gördüğünde ondan hoşlanan sadece sen miydin?" Karnını tutuyordu acıyla. "Ben de oradaydım. O gün o öğrencileri senin gibi densizlerden korumakla görevlendirilen sivil polislerden biri bendim. Onu görür görmez vuruldum lan vuruldum! Tıpkı senin gibi."

Bunu der demez yüzüne tükürdü Cesur.
"O notu sen yazdın değil mi? O kızlardan biriyle öpüştün. Bade seni ben zannedip beni ilk o an bıraktı. Ucuz şerefsiz!" Bade'yi ararken not kağıdını o günkü dansçılardan biri söylemişti.

Kanlı dişleriyle gülümsedi Tolga.
"Öpüşen başka bir arkadaşımdı. O not bir denemeydi sadece. Nasıl biri olduğunu öğrenebilmem için. Tahmin ettiğim gibi öz güvenli ve ne istemediğini bilen bir genç kızdı. Tam benlik."

Yakasından hınçla tutup burnunun üzerine kafa attı Cesur. Kırılmıştı. Kanayan burnunu tutarken yeniden güldü Tolga.

"Ulan seni öldürürüm!"
Etrafında nefretle dönüyordu Cesur.

Gülerken bir ara duraksadı Tolga.
"Eğer bunu yaparsan Atilla da Bade'yi öldürür." Yeniden gülmeye devam etti.

Cesur bir süre düşündü. Bunun ihtimali bile tüm devrelerini alt üst ediyordu. Bağırarak arkasını döndü. Kanlı elleriyle saçlarını karıştırdı.

"Ulan en çok neye sinir oluyorum biliyor musun?" Cebinden bir sigara çıkarıp yaktı. Sonra sigara tuttuğu parmağını ona sallayarak konuşmaya devam etti.
"Bunca zamandır ben onu ararken sen onun nerede olduğunu biliyordun."

Tolga vücudundaki acılara inat yeniden güldü. Bu adamı daha da sinirlendiriyordu. Sigarayı ağzında tutup bu defa sert bir tekme savurdu karnına.

Tolga acıyla yerde inledi. Bunun hesabını sorma vakti yakınlaşmıştı artık. Sırasını beklerken sabırsızlanıyordu.

"Ona ulaşman imkansızdı. Her adımını takip ettim çünkü. Tıpkı bir hayalet gibi." Yerden yavaşça doğruldu ama hala iki büklüm duruyordu.

"Beni hiç fark etmedin bile. Üniversiteye gittiğin yollarda, üniversitede, konuştuğun kişilerde, arkadaşlarının arasında."

Cesur sigarayı öfkeyle yere fırlatıp hırlayarak onu karnından yakaladı. Sırt üstü yere yatırdı ve defalarca suratını yumrukladı.

"Ulan senin yüzünden tüm hayatım b*k gibi geçti lan! Bunu nasıl yaparsın şerefsiz nasıl!"

Tolga'nın eli yüzü dağılmıştı, baygın gibi yatıyordu.

Cesur kendine gelip son yumruğunu suratının üzerinde durdurdu ve dişlerini sıkıp başının hemen yanındaki beton zemine geçirdi bağırarak. Ardından adamın üzerinden kalktı. Yoksa oracıkta öldürecekti.

"Şimdi neden onunla olmadın diye sorabilirsin bana?" Tolga mırıldanarak konuştu.

Cesur içindeki öldürme hissinin vermiş olduğu endişeyle yere çömelip sessizce sakinleşmeyi bekledi.

Görevimiz MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin