-Yasemin Hanım isterseniz artık uyanın yoksa geç kalacaksınız.
Yasemin gerinerek yatağının içinde doğruldu ve gözlerini ovuşturdu. Duvarında asılı duran saate bakınca gözleri iyice açılmıştı saat sekiz buçuk olmuştu ve o geç kalmıştı, ama daha sonra gözüne komodinin üzerinde duran arabasının anahtarları çarptı.
-Doğru ya artık benim bir arabam var artık evden eskisi kadar erken çıkmama gerek yok.
-Haklısınız Yasemin hanım ama bence siz yinede erken kalkmaya devam edin.
-Neden öyle söyledin Türkan?
-Efendim haddimi aşıyorsam bağışlayın ama anneniz ve babanız kahvaltıyı onlarla beraber yapmanızdan çok memnun kalıyorlar.
-Haklısın galiba Türkan arabamızda olsa erken kalkmaya devam öyleyse, unutmadan, banyoyu hazırlar mısın lütfen bir duş alayım?
-Tabi Yasemin Hanım müsaadenizle.
Yasemin banyoya gidip çabucak bir duş aldı ve daha sonra kıyafetlerini giyinerek aşağıya indi. Annesi ve babası kahvaltı sofrasında onu bekliyorlardı.
-Günaydın.
-Günaydın kızım bugün geç kaldın.
-Evet anne uyanamamışım.
-Neden, gece çok çalışıp geç mi yattın?
-Yo aksine çok erken yattım ama nedense uyanamadım.
-Yoksa nasıl olsa artık arabam var diye daha mı geç kalkmaya karar verdin küçük hanım?
Yasemin suratında mahcup bir gülümsemeyle masaya oturup kahvaltısını etmeye başladı. Sofrada bir kahvaltıda istenilebilecek her şey vardı ama Yasemin birkaç lokma atıştırarak masadan kalktı.
-Size afiyet olsun ben çıkıyorum.
-Kızım ne yedin ki?
-Yeter bu kadar anne geç kaldım zaten, hadi öptüm akşama görüşürüz.
-Neyse bugünlük böyle olsun hadi iyi dersler.
-İyi günler babacım.
-İyi günler yavrum. Bu arada arabanı dikkatli kullan olur mu?
-Ben onu unutmuşum Osman Bey bu kız şimdi arabayla gidecek değil mi? Aman Yasemin dikkatli kullan yavrum.
-Tamam siz merak etmeyin hadi ben çıktım.
Yasemin dışarı çıktığında tertemiz havayla ciğerlerini doldurdu ve arabasına binmek üzere garaja yöneldi. Arabası gün ışığının altında daha güzel gözüküyordu, çantasından arabanın anahtarlarını çıkardı ve kapıyı açarak arabaya bindi çantasını yan koltuğa koyarken koltuğun üstünde bir demet kırmızı gül olduğunu fark etti.
-Bu güllerde nereden çıktı?
Yasemin gülleri eline alırken koltuğun üzerine bir kart düştü, Yasemin merakla kartı eline aldı ve okumaya koyuldu.
"Son buluşmamızdaki kaba davranışımdan dolayı özür diliyor ve kendimi size affettirebilmek için bir şans daha istiyorum, eğer bana bu şansı vermek isterseniz sizi saat dörtte beni kurtardığınız yerde bekliyor olacağım. Dilaver"
Yasemin kartı okur okumaz büyük bir heyecan dalgası bütün vücudunu sarmaya başladı, değişik bir adamdı bu Dilaver, demek o da Yasemin'den hoşlanmıştı hoşlanmasa bir daha ne arar ne sorardı böylece de bu konu kapanmış olurdu ama o kendisini affettirmek istediğini yazmıştı, üstelik kırmızı güller yollamıştı. Yasemin için gün müthiş başlamıştı, kontak anahtarını çevirdi ve yola çıktı, bu arada Murtaza görmesin diye güllerin üzerine ceketini koymayı ihmal etmemişti. Kendi kendine saati nasıl dört edeceğini düşünüyordu, kafasını dağıtmak için radyoyu çalıştırdı bu sırada "Keşke üzerime daha şık bir şeyler giyseydim" diye düşündü, daha sonra Taksim'e biraz daha erken giderek kendine daha şık bir kıyafet almaya karar verdi. Hem böylece zamanın da daha çabuk geçeceğini düşündü. Radyoda çalmaya başlayan şarkıya eşlik ederek yoluna devam etti.