-SİYAH IŞIK-

249 6 3
                                    

1 Yıl Önce;

"Doruk Bey istediğiniz herşeyi hazırladık. Başka bir isteğiniz var mı?"

"Hayır, gidebilirsin."
Sigarasını arka cebinden çıkararak dudaklarının arasına yerleştirdi.Sigarasını yakarak ciğerlerine kadar çekerek üfledi.Bugün sevdiği kadına evlenme teklifi edecekti, hiç bir zaman aşık olmam diyen Doruğun karşısına ömrünü adayacağı bir kız çıkmıştı.Hayatına annesinden sonra giren ilk kadındı,ömrünü adayacağı, ilk sevdiği, ilk aşkı...
Sigarasını bitirdiğinde yerdeki su birikintisine attı.Yaslandığı duvardan ayrılıp arabasına doğru ilerledi, artık planı başlatma vakti gelmişti.Arabasına bindiğinde gazı kökledi.Dolunay'ın evine gidiyordu.Telefonunu çıkarıp, "Aşağı in,bekliyorum." yazarak Dolunay'a kısa bir mesaj atmıştı.Arabasının torpido gözünden ona hazırladığı yüzüğü çıkarıp aptal aptal gülümsedi.
Biraz zaman geçtikten sonra Dolunay gelmişti.Doruk ona bakarken hayran hayran gülüsemesini bastıramamış,her zaman ki gibi çok güzel gözüküyordu Doruğun gözüne.
Gözlerinden anlamış olacak ki hemen yüzü kızarmış, başını öne eğmişti.Çok utangaç bir kızdı en çokta bu huyunu seviyordu Doruk.
"Nereye gidiyoruz?" gülümseyerek söylediğinden belediye çukuru gibi olan gamzeleri ortaya çıkmıştı.
Doruk sessizce mırıldanıp, "Sürpriz." dedi.Yolu yarıladıgında torpido'dan bandaj çıkartarak Dolunay'a uzattı.
"Bunu gözlerine bağla göremeyeceğin şekilde, sıkı." diyerek emretti.Dolunay anlamamış şekilde Doruğun yüzüne bakarken dediğini yaparak gözlerine sıkı bir şekilde bağlamıştı."Aferin benim söz dinleyen kızıma." diyerek yola devam etti.
Marinaya geldiklerinde onu yavaşça kucağına alarak arabadan indirdi.
"Ne yapıyorsun, Doruk?"
"Gözleri kör olan birini düşmemesi için kucağıma alıyorum." dedi.
Bir kaç dakika sonra sevdiği kadının ismini verdiği gemiye binerek biraz açıldılar.Doruğun gözü Dolunay'ın üstündeydi."Hala ne yaptığını anlamadım, çok mu aptalım acaba."
"Birazdan öğreneceksin meleğim, az sabırlı ol." diyerek sırıtmıştı.
Denizin ortasına geldiklerinde gemiye durdurarak, Dolunay'ın gözlerinde ki bandajı çıkarttı.Elini tutup onun için hazırlattığı masaya doğru ilertti.
Dolunay aptal aptal bakarken bu yüz ifadesi Doruğun hoşuna gitmiş, yüzündeki gülümsemesini bastırmaya çalışmıştı.
"Bunlar ne için?"
"Birazdan anlayacaksın."
"Merak ettirmeyi ne kadar çok seviyorsun sen." yanaklarını şişirerek etrafa bakmaya devam etti.Gerçekten de merak ettirmeyi seviyordu.Doruk böyle biriydi.
"Aç mısın?"
"Yemek yememiştim ama şuan bu umurumda değil." diyerek meraklı gözlerle bakıyordu Dolunay.Bu hali baya komik olduğu için Doruğun daha çok hoşuna gitmişti,onunla oynamayı seviyordu.Doruk hep oynardı.Bazılarının hayatını batırmak için fakat Dolunay onun açısından böyle değildi.
Belinden tutup kendine doğru çekerek aralarında az bir mesafe kalmasını sağlayarak, gökyüzü kadar mavi olan gözlerini gözlerine sabitledi.
"Hayatıma giren ilk kadınsın, bataklığımdan beni çekip aydınlığa ulaştıran tek kişisin.Yüzümü sadece sen gülümsetiyor, beni her geçen gün daha da kendine bağlatıyorsun.Senden hayatımızı birleştirmemizi istiyorum.Kadınım,ömrüm olmanı istiyorum.Sadece benim olmanı istiyorum,sadece benim.İlkimsin sonum olmanı istiyorum." diyerek ceketinin cebinden yüzüğü çıkarttı.
Gözlerinin içi parlıyordu, duygulanmıştı. "İlkinim sonun olacağım.Sadece seninim, sadece senin." demişti Dolunay.
Doruk belinden iyice kendine doğru çekip dudaklarına yapıştı.
O sırada geminin yanına küçük bir tekne yanaştı.Birbirlerinden ayrılıp tekneye bakıyorlardı ama karanlık olduğu için yüzünü pek anısayamıyordu Doruk.Fazlasıyla gerilmişti çünkü burada olduklarını bilen kimse yoktu,Nejat dışında.
Yanaşan tekneden orta yaşlarda bir adam gemiye binmişti.Doruk kaşlarını çatmış, Dolunay'ı arkasına almıştı onu güvende tutmaya çalışıyordu.
"Vay,vay,vay Doruk Saraç' bak sen." demişti gemiye orta yaşlarda binen adam. Doruk gerildiginden dolayı insanı korkutacak kadar ürkütücü görünüyordu. "Kısa kes, kimsin?"
"Beni hatırlayamadığına üzüldüm.Oysa ki eskiden babanın yanında çok karşılaşıyorduk seninle fakat yüz yüze konuşmaya hic fırsat bulamadık.Kısmet bugüneymiş." arsızca sırıtmıştı.
"Ne söyleceksen söyle ve siktir git." Dolunay korkuttuğu için Doruğun kolunu sıkıca tutuyordu.
"Erden Holding'in sahibi.Özgür Erden.Tanımana yardımcı olabildi mi?"
Adam sertleşmişti, ama bu Doruğu etkiler miydi? Tabi ki hayır.O korkusuzdu.Kimseden korkmazdı,korkutmayı severdi.
Doruk alaycı bir ifadeye bürünürken, "Şu çökerttiğim holding.Kuyruk acının intikamını mı almaya geldin?"
"İntikamı mı almaya geldim Doruk Saraç.Beni bu hale düşürdüğün için.Sıra bende."
"Ne yapacaksın beni öldürecek misin?"
"Doruk korkuyorum." demişti Dolunay.Özgür'ün dikkatini çekmişti.
Doruk dişlerini sıkarak, "Ulan sen beni simdi öldürmezsen sırf şu kızı korkuttuğun için ecelin olacağım senin." Dolunay'ın korkması Doruğu hep sinirlendirirdi.Çünkü korkuttuğu zaman bayılıyordu.
Özgür silahını çıkartarak elinde döndürmeye başladı. "Küçük kız ilgimi çekti.Acaba seni değil de onu mu senin elinden alsam? Bana yaptığın gibi."
"Ona dokunursan sana neler yapacağını tahmin edemezsin Özgür.Beni bilirsin birinin hayatını daha çok dibe çekmeden rahat etmem.Büyük oynamak sana göre değil."
Özgür silahı ilk Doruk'a tutarak yavaşça tetiğe parmağını bastırdı. "İyi seyret,tekrarı yok." hızlıca silahı Dolunay'a siper ederek ateş etti.Genç kızın bedeni denizle birleşmişti.

Dolunay'ın ağızından;
Soğuk denizle bedenim birleşmişti.Korku beni ele geçirdiğinde çok derinlere çekildiğimi hissettim.Kıpırdayamıyor,nefes alamıyor, yüzeye çıkmak için uğraşamıyordum.Ölümün soğuk nefesini yüzümde hissettiğim zaman birkaç el tarafından yüzeye çekildiğimi hissettim.

Siyah IşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin