~İyi okumalar~
...
Dördüncü Gün:
02.11.2021
Gözlerimi yavaşça araladığımda bugün öğleden sonraya kadar boş olduğumu hatırlayıp rahat bir nefes aldım. Saat sabahın sekiziydi ve artık uykum yoktu.
Dün yaşananlar aklıma geldiğinde sinirle yatakta doğrulup ellerimi saçlarımın arasından geçirdim. Üzerimdeki v yaka pijamayı düzeltip yataktan kalktım. Geceleri üstümde tişört, altımda iç çamaşırıyla uyuyorum genellikle.
Aptal herif! Beni ne kadar yıktığını bilmeden kurtarmıştı, şimdi de bunun acısını çekiyordum. Onun yüzünden her gün geçtikçe artan bir acı vücudumu esir alıyordu. Ciğerime çektiğim her nefes bana eziyet gibi geliyordu. Ve ben bu acıyla uğraşmaktan çok yorulmuştum. Sevdiğim insanlar beni şu anlık hayata bağlasalar da bir süre sonra o da işe yaramayacaktı. Onları bile geride bırakmaya hazır hale gelecektim, farkındaydım.
Banyoya geçip yüzümü yıkarken aklıma gelen olayla kaşlarım çatıldı. Yüzümü yıkayıp odama geçtiğimde komidinin üzerindeki telefonu elime alıp yatağa oturdum. Milas bana hâlâ cevap yazmamıştı. Gerizekalı. Telefonu yatağa fırlatıp banyoya geçtim. Kısa bir duştan sonra bornozumla yatağa uzandım. Kahvaltımı saat 10'da yapardım. Daha bir buçuk saatim vardı. Evde yalnızdım çünkü annem ve babam işteydi, Demir ve Başak da okuldaydı.
İnternette gezinirken gelen bildirime tıkladım. Milas mesaj atmıştı. Yatakta doğrulup yazdığı mesaja baktım.
Milas: Kim olursa olsun ilgilenirim ve durdururum. Sen ilgilenmez misin Deniz?
Görmeyeceğini bilsem de sinirle gözlerimi kıstım.
Siz: Hayır ilgilenmem. Benimle aynı amacı taşıyan bir kişiyi neden durdurayım ki?
Bana görüldü attı. Gerizekalı herif bana görüldü attı. Üzerime kazak ve tayt geçirdim.
Telefonu masaya bırakıp odadan çıktım. Merdivenleri resmen sekerek inip mutfağa girdiğimde hizmetli bana bakıp gülümsedi.
"Günaydın Deniz Hanım, hemen kahvaltınızı hazırlıyorum." dedi. Kahvaltıma daha çok vardı ama yavaş hazırlıyorlardı. Başımı iki yana salladım. "Hiç gerek yok. Ben bugün dışarıda kahvaltı yapacağım." dedim. Kadın kaşlarını havaya kaldırdı. "Beyza Hanım'ın bundan haberi var mı?" dedi. "Karan'la çıktığımı söylersiniz." dedim. Emin olamasa da "Tabi efendim." dedi. Telefonumu elime alıp Karan'a mesaj attım.
Siz: Annem ararsa dersinin aynı
benimki gibi boş olduğunu ve
benimle kahvaltıda olduğunu söyle.
beni telefona isterse lavaboya gittiğimi söylersin. Ben dışarıda kahvaltı yapacağım.Mesajı atıp mutfaktan çıktım. Salona geçip rahat koltuğa kurulduğumda telefonum titredi.
Hayırsız: Tamam tatlım. Öptüm.
Ben de ona öpücük atan emoji yolladıktan sonra telefonu kapatıp koltuğa fırlattım. Televizyonu açtığımda hiçbir şey izleyesim gelmedi. O yüzden kapattım.
Üzerimde nedensiz bir ağırlık vardı. Başım da çatlıyordu. Huzursuzca kıpırdanırken arkama yaslandım. Sigara içesim vardı ama buradan kalkasım yoktu. Burada sigara içsem annem ağzıma sıçardı. O yüzden bu isteğimi biraz sonraya erteledim. Derin bir nefes aldım dudaklarımı aralayarak. Kollarımı gövdeme kadar çektiğim bacaklarımın etrafına sardım. İç çekerek havada asılı duran taşlı avizeye baktım. Gözlerim aklıma gelen fikirle sonuna kadar açıldı. Salondan çıkıp merdivenlere yöneldim. Demir'in odasının kapısını açtım. O da çok düzenli bir insandı benim gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskenin Altındaki Ölü Ruhlar
Ficção AdolescenteDeniz, küçüklüğünden beri intihara meyilli olan bir üniversite öğrencisiydi. İlk intihar girişiminde onu kurtaran Ateş'e karşı her zaman bir hoşlantı duymuştu. Deniz ona böylesine bağlıyken diğer taraftan Ateş, gece hayatının vazgeçilmez prensiydi...