Kyoto'dan Alıntılar

44 4 1
                                    

"Tanrı insanlara iyiliği yaymaları için uyarılar gönderdi. Buda'nın öğütlerini dinlemeyen ve kötülük eden insanlar her zaman cezalandırılmaya mahkûmdur. Buda'nın önünde eğilip kendisine dua ederler. Ancak Buda onları affetmeyecek ve onların gözleriyle kulaklarını, ağızlarıyla burunlarını karmakarışık edecektir. Kim ki insanlara zulmü getirir ise onlar için kıyamet kopacak, ruhları bedenlerinden söküp alınacaktır. Ejder ruhlarını yutacak ve sonsuza kadar ejderin midesinde acı çekecekler. Buda bize rahmeti getirecek, onlar için ise bir hayırsızlık."

"Kyoto'da bir dağ vardır. Hiei Dağı. Burada zalim mi zalim bir ejderha ruhu yaşar. İnsanlar oraya Buda için dua etmeye gelirler. Sunaklarını, ikramlarını bırakırlar. Buda tüm bu adakları kabul eder. Ancak gece kimse fark etmeden gelen ve sunakları çalan davetsiz misafirler Buda tarafından yaratılıp Hiei Dağına hapsedilmiş ejderin gazabına uğrarlar. Ejder onların ruhlarını bedenlerinden çekip alır ve geriye bir et torbası kalır. Ejder de ödül olarak günahkârların bedenlerinden yer. Yemediği kısımları ise tapınağın yıkık dökük tarafına atar. Kapısında "Rashomon" yazılı yıkık yer de bu yüzden lanetlenmiştir. "Ryuunosuke" kurbanlarını buraya hapseder ve her gece onların akan kanlarından Ay'ı seyredermiş. Ay, her zaman göründüğünden daha parlak olduğu zaman, tamamen bir delikli peynir şeklini aldığında, Ryuunosuke bir insana dönüşürmüş. İnsanların arasına karışıp şehre inermiş. O yüzden insanlar dolunay olduğu zaman evlerinden çıkmaz, sokaklar her gün renkli renkli iken, dolunayda sokaklarda ay ışığından başka hiçbir ışık olmazmış. Bu yüzden yalnız ejder, her dolunayda babasına lanet eder, onun ruhu adına kötülük dilermiş.

Yalnız başına bir evin çatısında oturur ve Ay'ı gökyüzünden izlemenin zevkini yaşarmış. İnsandan farklı olarak başka lezzetli şeyler yermiş. İnsanlar, evlerine girmemesi için kapılarının önüne ikramlar bırakırlarmış. İkramları gördüğü zaman hayatının o kadar kötü olmadığını düşünür, sonra kapılara asılmış mühür büyülerinin olduğu kağıtları görünce yüzü düşermiş. Kimse ejderin yüzünü görmeye dahi cesaret edemez, camdan bakmazmış. Tüm evler ışıklarını söndürür, hiç kimse uyumasa bile karanlıkta titreyerek dururlarmış. Ayak sesleri kapıya yaklaşınca nefeslerini tutarlar, uzaklaşınca rahat bir nefes verirlermiş. Ejder bunu fark edince insanlar için korkutucu bir yaratık ve görülmek bile istenmeyen bir silüet olduğunu düşünürmüş. Bu yüzden her dolunayı gördüğü zaman ağlarmış. Ağladığı için gözlerinin içinden burnunun yanlarına doğru oluşan izler varmış. Sanki kalem ile çizilmiş gibiymiş. Ejder hiçbir zaman kendi yüzünü görmemiş, kendi ruhunu hissetmemiş.

Ejder hayatından ne kadar şikayet etse de yaşamaya mecbur olduğunu bilirmiş..."

-1378 Buda Öğretileri

Spirit Hunter [Shin Soukoku]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin