05 : Beden Dersi

690 35 0
                                    


Bugün beden dersi vardı ve benim tamamen aklımdan çıkmıştı . Artık kafam neredeyse !? Hiçbir kıyafet , eşofman ve benzeri bir şey getirmemiştim . Beden dersi ise 2 ve 3. ders saati idi . Ben yapabileceğimi düşünürken tabii imdadıma Hazal koşmuştu . Kendisinde yedek bir eşofman takımı olduğunu söyleyerek bana vermişti . Tabii okulun eşofman takımı vardı kendisine ait ve Hazal'da da birden fazla eşofman takımı varmış bir tanesini giymem için zamanı geldiğinde soyunma odasında vereceğini söyledi .

Neyseki bugünde fazla atraksiyona girmeden yırtmıştım . Beden kıyafetlerim hazırdı bakalım günümü kötüleştirecek bir şeyler yaşayacak mıydım !?

...

Sıkıcı ama neyseki hızlı geçen dersin sonunda nihayet o beklenen beden dersi gelmişti . Hazal ile birlikte hızlıca sınıftaki diğer kızları beklemeden , onlardan önce soyunma odalarının yolunu tuttuk ve vakit kaybetmeden giyindik . Giyindikten sonra da doğruca spor salonuna gitmiştik . 5 dakika sonra ders zili çalmıştı ve neredeyse tüm sınıf salonda idi . Birkaç son rötuşcu kızda öğretmenler zilinden hemen sonra öğretmenden önce gelince artık sınıf tamamdı . Kızlardan hemen sonra öğretmen gelince de derse hız kesmeden başladık . Önce 10 tur koşu ve sonrasında 10 tur yürüyüş yaptık . Açma germe hareketlerini de yapıp bitirdikten sonra öğretmen erkekleri alarak basketbol takımı kurdu . Biz kızları da serbest bırakmıştı . Voleybol oynayabilirdik filede ya da boş boş oturur , konuşur ve erkekleri izlerdik . Biz Hazal ile oturup konuşmayı ve erkekleri izlemeyi tercih etmiştik . Sahadan çıkıp oturma banklarının oraya gittik ve bir köşeye geçip oturduk .

Takımlar kurulmuş ve maç başlar iken Hazal'a dönerek konuştum .

''Beden dersleri hep böyle mi geçer !? ''

- Neredeyse evet .

'' Çok ayrımcılık gibi bu da ! ''

- Sadece erkekleri maç için hazırlıyor . Özel istek ... Amaçları sadece okulun as takımı olmak Berkeleri yenmek ve bir de E şubesi sürekli basketbolda birinci o şubeyi geçmek tek dertleri . Bu yüzden bedenci bizim takımı çalıştırıyor . Malum yönetime karşı gelemez ;) Biz kızalr da ya oturuyoruz ya da voleybol oynuyoruz serbestiz .

Hazal ile böyle konuşmaya devam ederken bir yandan da maçı takip ediyor kimin iyi ya da kimin kötü olduğunun tartışmasını yapıyorduk . Berat , Buğra ve Yiğit'in olduğu takım önde idi . Bu takım zaten sınıflar arası maça çıkacak olan tüm oyunculardan oluşmaktaydı . Bu diğer sınıflarla rekabet edecek takım kendi sınıfındaki kalan erkeklerle hazırlık , antrenman maçı yapıyordu . Duruma bakacak olursak 12-7 sınıf takımı kazanıyordu . (Buğraların olduğu takım.)

Buğra topların hiçbirini kaptırmıyor , Yiğit ise çok iyi savunma yapıyordu . Berat da cüssesini ortaya koyup rakibe acımadan basketleri atıyordu . Neredeyse bu üçü koskoca bir takıma denk idi . Neredeyse bu üçü oynuyordu ve tüm sayıları da bu üçü alıyordu . Kalan takım üyeleri sanki hiç yokmuş gibiydi ya da rakip takımı oyalayıp o üçüne yol açıyordu .

Böyle izlemeye devam ederken bir kız yanımıza gelmiş ve Hazal'a maçta yerine geçip geçemeyeceğini sormuştu . Tabiiki de 6'ya 6 yaptıkları voleybol maçından söz ediyordu . Hazal bana bakarak düşüncelerimi sordu . Kendisi oynamak istiyor gibiydi ama benimde yalnız kalmamı istemiyordu . Yani benim ağzımdan çıkacak bir lafa bakıyordu .

'' Sen git oyna ben burada senide izlerim . ''

Hazal kalkıp gidecek iken Hazal'ı çağıran kıza bana dönüp konuştu .

- Aslında bir kişi daha çıkmak istiyordu . Yerine birini bulamayınca oynamaya devam etti . Oynamak istersen sende gel .

Kızın bu cümlesinden sonra Hazal hızla koluma yapışmış ve beni '' Hadi hadi bu fırsat kaçmaz gel birlikte oynayalım hem ben zaten çok iyi değilim eğer kötü oynuyorum dersen sorun değil yani . '' diyerek voleybol sahasına sürüklemişti . Bende ısrar etmeyip peşinden sahaya gitmiştim . Biz yerlerine geçince o kızlar çıktı ve bu haliyle voleybol maçı devam etti . Girdiğimiz takım 3 sayı gerideydi ve set bitimine bizim 7 onlarında 4 sayısı vardı .

...

Vakit kaybetmeden oynamaya devam ettik . Hazal hiç de dediği gibi çıkmamıştı . Gayet de güzel oynuyordu . Hatta girer girmez bir sayı almayı başarmıştı ve almaya da devam etmişti . Aramızda şimdi bir fark vardı . Bakalım hangi takım kazanacaktı . Hazal gerçekten iyi oynadığı için topları sürekli ona paslayarak strateji ile oynadık . Setin galibi biz olmuştuk . İkinci sete sahaları değiştirip devam etmiştik ama çok geçmeden zilin çalması ile oyunumuz yarıda kalmıştı .

Kızlar sonra tekrar devam ederiz diyerek ayrılmışlardı . Sahada Hazalla tek başımıza kalmıştık . Bizde bekleme yapmadan voleybol sahasından çıktık . Galiba sadece bize teneffüstü . Basketbol oynamaya hala devam ediyorlardı çünkü .

'' Galiba sadece bize teneffüs ? '' diyerek Hazal'a basketbol oynamaya devam eden sınıf arkadaşlarımızı işaret ettim .

- Teneffüste oynamamızı yasaklayana bir durum yok , kızlar teneffüs yapmak için durdular .

'' Şimdi ne yapıyoruz peki ? ''

- Bilmem zaten 5-10 dakikaya zil çalacak ve tekrar buraya gelmek zorunda kalacağız . Buralarda bir yerlerde durabiliriz .

'' O zaman eski yerimizde oturmaya devam edelim ? ''

- Kabul edildi .

Hazal ile birlikte gidip eski oturduğumuz yere oturduk . Oturmuş ve zilin çalmasını bekliyorduk . Zilin çalmasına az bir zaman varken bizim sınıftakiler basketbol oynamayı bırakmış ve yerlere serilmişlerdi . Yani abartmış olabilirim tabii . 45 dakika oynayınca çok yorulmaz insan . Sınıftan birkaç erkek oturduğumuz yere , yanımıza , gelmişti . Hazal ile ikimize dönerek şunları söyledi :

'' Bize birkaç şişe su getirebilir misiniz ya cidden çok yorulduk ?? ''

Hazal çocuğa dönüp '' Siz gidip alamıyor musunuz ? '' diyerek sordu . Çocuk da önce bir gülmüş sonra da konuşmaya devam etmişti . '' Birkaç dakikalık ara verdik birazdan oynamaya devam edeceğiz yani vaktimiz yok ayrıca gerçekten de çok yorulduk iki dakika da gidip gelseniz ölür müsünüz ? '' .

Hazal bıkkınlıkla : İyi tamam verin parasını gidelim alalım .

dedi ve ayaklandı . Konuştuğu çocuk ona tip tip bakıyordu . En sonunda nihayet konuşmaya da karar verdi . '' Eşyalarımız soyunma odalarında . Ders sonu veririm . ''

Hazal gülerek '' Sanki seni tanımıyoruz yine sınıfın suyunu bana kitleyeceksin . '' dedi ve sonra devam etti . '' Hadi tamam neyse gidip gelelim madem parasını da artık kaç yüzyıla alırsam ... ''

Daha sonrasında bana dönerek gitmemiz için işaret etti ve bende vakit kaybetmeden peşi sıra gitmiştim . Okul binası ile spor salonu binası farklı iki bina olmak üzere geniş okul arsasının içerisinde bulunuyordu . Bu yüzden spor salonuna gitmesi 2 - 3 dakikayı buluyordu . Kantine vardığımızda da zilin çalmasına bir dakika vardı . Hemen ufak olan sıraya girip bekledik . Sıra bize gelince kadın hemen konuşmuştu .

'' Hazall , anlaşılan gene aynı sipariş !? ''

- Aynen öyle yine sınıfa su taşıyacağım . Neyseki bu sefer yanımda bir arkadaşım var . 2 ya da 4 poşet olarak verirseniz çok sevinirim . Parayı da şuradan alın (100 TL) .

Kadın Hazal'ın dediklerini yaptı ve suları bize uzattı . İki poşet vermişti . Birini Hazal aldı diğerini de ben . Sonrasında vakit kaybetmeden spor salonuna koşmuştuk çünkü çoktan zil çalmıştı . Koşar adım giderken yarı yolda spor hocası ile karşılaşmıştık . Onun önüne geçince nihayet artık rahat bir nefes verebilmiştik .Öğretmenden önce spor salonuna girdik ve bizimkilerin yanına gittik . Hazal'ı gören herkes ayaklanmış ve yanımıza akın etmişti . Herkes suları ondan almaya çalışır iken arada az daha ezilecektim ki nihayet birisi tarafından çekilip kurtarıldım . Bu kişilerde benim tabii ki duyarlı arkadaşlarımdı . Sıra arkadaşım ve biricik arkadaşları .

...

Kolej Aşkı : Entrikalar KolejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin