malengine, jujutsu kaisen

i | prolog

malengine; hain planlar.

༻❁༺

Soygun gecesi:

Sigara dumanı, ilk seferde çok mide bulandırıcı olmaya başlıyordu ama alışıyordu insan. Bir yerden sonra; arkadaşlarınız da bu şekilde koktuğunda, evin her tarafında dolu küllük bulduğunuzda, yatağa yattığınızda burnunuza dolan kokudan sonra, alışıyordunuz. Burnunuz artık o kokuyu algılamıyordu, eğer içiyor iseniz ciğerleriniz o duman için ölüp bitiyordu bir yerden sonra. İçemezseniz deliye dönüyor, kendinizden bile geçebiliyordunuz bazen.

Toji'nin bir duman için ölüp bittiği, ama Nanami yüzünden içemediği zamanlardan biriydi bu an sadece. Gerginlikten tırnaklarını yerken, ellerinin titrediğini hissediyordu. Sigara paketi orada kendisine selam verirken, dayanmak zordu onun için.

"Seni ve takıntılarını sikeyim Nanami," diyerek pakete uzandı. Çok bile dayanmıştı aslında. Eline aldığı dalı ağzına koyup yaktığında, Gojo'nun da eli pakete gitmişti. Nanami yüzünü buruşturdu, sigara kokusundan nefret ediyordu. Ama insan, zamanla alışmak zorunda kalıyordu, arkadaşlarına saygı duyuyordu. İğrenerek Gojo ve Toji'ye baktığında, ikisinin de onu taktığı söylenemezdi.

Küçük salonda, herkes bir koltukta oturuyordu. Nanami ciddiyetinden ödün vermiyor; bacak bacak üstüne atmış, avcunu çenesine dayamış bir şekilde uzaklara bakıyordu. Aslında sadece masanın üstündeki anahtarlığa dalmıştı, o kadar.

Geto ise iki kişilik koltuğa yatmıştı. Büyük vücudu koltuğa sığmamış, kolçaklardan yana doğru ayakları uzanmıştı. Elindeki telefon ile son ses araba videoları izliyor, arabaları çok beğenirse ıslık sesi çıkarıyordu.

"Nanami," dedi Geto, sakin bir sesle. Telefonunu Nanami'ye çevirdiğinde, ekranda McLaren P1 vardı. "Bugün her ne yaparsak yapalım, bana bu arabadan alacaksın. Para kazanamasak bile." Sitemle bir nefes verdi ve yattığı koltuktan bir hışımla kalktı. "Günlerdir beni beklettiğini biliyorum orospu çocuğu!" Nanami gözünü devirdiğinde Gojo kıkırdadı, Geto cidden çok kinlenmişti anlaşılan.

"Oradan bakınca, parayı çok kolay kazanan biri gibi mi gözüküyorum?" dedi Nanami, hafif sinirle. "Bu değirmenin suyu benim sayemde dönüyor. Çetenin beyni benim."

"Onu, arabamı bana yaktırmadan önce düşünecektin!" diye bağırdı Geto. Nanami, Geto'ya arabasını yaktırdığında, aslında yine Geto'yu düşünüyordu. Çünkü Geto birkaç gün önce soyguna alkollü ve sarhoş bir biçimde geldiğinde, arabasını kameralara yakalatmıştı. Dikkatsizliğinin bedelini ise kendi arabasını yakarak ödemişti fakat bundan Nanami'yi sorumlu tutuyordu.

Toji onları takmazken, Gojo ise gülerek Nanami ile Geto arasında bakışlarıyla mekik dokuyordu. Daha içinde tütün bulunmasına rağmen sigarasını söndürdü, ardından tekrar tartışan ikiliye döndü bakışları.

Nanami'nin eli, oturduğu tek kişilik koltuğun kolçağında ritim tutmaya başladı. Bu, sinirlenmeye başladığına işaretti. "Sana alacağım dedim, daha da üsteleme," dediğinde, Geto'nun gözleri sinirle parlıyordu.

"Sana güvenmi-"

"Bulaşma Geto," diye lafını kesti Gojo, ciddi bir şekilde. "Alacağım dediyse alacaktır. Onu böyle sıkma, zaten soyguna az kaldı, iyice gerilmeyelim," dedi, gözü saate kaydığında.

Saat akşamın dokuzuna işaret etmişken; Toji, Gojo'nun düşüncesini okumuş gibi "Saat dokuz oldu Nanami," dedi. Nanami ayağa kalktı ve yavaşça yemek masasının önüne geçti, Toji ise sigarasını söndürmüştü. Nanami her şeyden önce, televizyon ünitesine doğru yürüyerek bir dolabı açtı ve içinden çıkardığı oda parfümünü her tarafa sıkmaya başladı.