1. bölüm

1 1 0
                                    

Eve geç kaldığım için arkadaşımı da benimle gelmeye ikna etmiştim. Anahtarı oldukça yavaş bir şekilde çevirip aynı yavaşlıkla kapıyı açtım. Kapıyı açar açmaz salondan gelen konuşma seslerinin olduğunu ve ışığın açık olduğunu fark ettim. Odamdan yeni çıkıyormuşum gibi davransam inanırlar mi acaba? Allahtan ümit kesilmez. Odamın kapısını açacakken karşı tarafta olan salondan seslenmesiyle ikimizde salona döndük. Siktir! Bayram değil seyran değil tüm akrabalar niye toplandı. Fransa’daki halamla eniştem karşı kanepede oturuyordu. Annemle babam girişteki koltukta teyzemlerin karşısında oturuyordu. Herkesin bakışları bize dönmüştü. “Geri zekalı kızım, odan salonun karşısında farkına mısın? Görüyoruz gizlice girmeye çalıştığını. Nerden geliyorsun bu saatte?” diye azarladı. Sevimli görünmek yüzüne bir kocaman bir gülümseme yerleştirdim. “Nereden gelebilirim. Kütüphaneden annecim.” Annem terliğini alıp fırlattı. Hızlı refleksim sayesinde ilk defa bir hamleden kurtuldum. "Okullar bitmeden önce kütüphaneye uğramazdın, ne oldu?” Bu kadın mı çok zeki yoksa ben mi çok salağım. “ Ben üniversitede gireceğim derslere çalışıyorum şimdiden.” dedim. Halam “Sınav sonuçları açıklanmış sen nereye kazandın” dedi. Hala sen Fransa’da yaşamıyor musun, nerden biliyorsun sınav sonuçlarının ne zaman açıklanacağını? “Ben henüz bakmadım” dedim. Annem “Hadi  getir bilgisayarı, sonuçlara bakalım.” dedi. Bugünün anlam ve önemini de anlamış oldum. Bugün benim ölüm günüm. Yüzümdeki tüm kasları kasarak yüzümde bir gülümseme oluşturmaya çalıştım ama daha çok sıçıyor gibi gözüktüm. Zaten öyle değil mi? Arkamı döndüğüm an yüz ifadem değişti. Cana’ya ben öldüm hareketi yaptım. Beraber odaya girdik. “Ne oldu Ezgi?” dedi. “Ben kesin hiçbir yeri tutturamadım. Annem beni öldürecek. Benim için ödedikleri dershane parasıyla iş kurardım. Keşke Benden adam olmaz, okuyamam ben deseydim.” Ellerimi açıp başımı yukarı kaldırdım “Ellerimi açtım semaya, rabbim dayanma gücü versin bana” dedim. Cana “Bak! Şimdi gir siteye sonucu öğrenelim. Ona göre bir çözüm bulmaya çalışırız.” dedi. Masanın üstündeki bilgisayarın açma düğmesine bastım. Annem odaya dalmadan hızlıca siteye girip bilgilerimi girdim. Yoğunluktan dolayı siteye girmek çok zordu. Kuzenim odaya girip “Annen seni soruyor?” dedi. Bilgisayarı da alıp içeri geçtim. Meraklı bakışlar üstümüzde geziniyordu. Bilgisayarı ortadaki masanın üstüne bırakıp koltuğa oturdum. Herkes kısır yiyip, çay içerken ben gerginlikle tırnaklarımı kemiriyordum. Halam “Ne okuyacaksın? Mesleğine karar verdin mi?” dedi. Ben tam ağzımı açmışken annem “Doktor olacak” dedi. Anne ben değil doktor ağrı kesici bile olamam diyemedim tabi. Eniştem, teyzemin eşi “Avukat olsun. Bizim tarlayı bölmek için dava açar.” dedi. Teyzem durur mu hiç yapıştırdı cevabı “Bu kız yalancı mı olsun. Katili, sapığı mi savunsun.” dedi. Babam “Öğretmenlik gibisi var mı? Parası iyi, tatili uzun hem memursun daha ne olacak?.” dedi. Halam “Bırakın ne istiyorsa onu okusun” dedi. Annem "Ona kalsa saçma sapan bir bölüm seçer. Hem biz kötü mü söylüyoruz? Düzgün bir mesleği olsun. İleride pişman olmasın” dedi. O sırada bilgisayarda sınav sonucum belirdi. Annem gözlüğünü gözüne takıp ekrana yaklaştı. Kafasını kaldırıp kaşlarını çatarak bana bakınca yerimden fırladım. Annem de ayağa kalkınca koşarak kapının önüne gittim. Ayakkabılarımın üstüne basarak merdivenleri üçer beşer atlayarak inmeye çalıştım ama yuvarlanarak 5. kattan zemin kata indim. Bir süre sonra diğer aile üyelerinin de katılımıyla akşam namazına müteakiben cenazem kaldırıldı. Beni nasıl bilirlerdi? Baş belası? Tembel? Tabi ki de ölmedim ama ölseydim daha iyi mi olurdu? sanmam. Öncelikle beni hareket ettirmeye çalıştılar. Attığım çığlıklar yüzünden vücudumda kırıklar olabileceğini düşünüp ambulansı aradılar. Ben yüzüstü yerde uzanırken onlar da benim başımda dikilip sağlığımı tartıştılar. Cana yanıma oturmuş olanları film izler gibi izliyordu. Üstüme doğru eğilip kulağıma “Bilgisayarı kapattım sen çıkarken. Merak etme annen de okuyamamış ne yazdığını.” diye fısıldar fısıldamaz. Her yer karanlığa büründü. Etrafımdaki sesleri duyabiliyordum ama gözümü açamıyordum. Gözlerimi açtığımda beyaz bir ışık gördüm. Allah’ım sana geliyorum galiba. Etrafıma bakınca hastanede olduğumu fark ettim. Beyaz önlüklü bir adam yani doktor benim başımda dikilip annemle konuşuyordu. “MR'da bir şey çıkmadı ama yine de bu gece uyumasın.” dedi. Annem bana dönüp “Bak doktor abine nasıl da tedavi etti. Beyaz önlük çok yakışıyor. “ dedi. Ben ölsem de annem bu sevdadan vazgeçmeyecek herhalde.  “O zaman boksa başlayayım anne. Malum hep şiddet görüyor doktorlar .” dedim. “Allah yardımcıları olsun. İnsanlarla uğraşmak zor.” Dedi.
Doktor eve gitmeme -annemin ısrarları yüzünden- izin verince çıkış işlemlerini halledip beni apar topar arabaya bindirdiler. Halamlar teyzemler amcamlar hepimiz arabalara dağıldık. Ben eniştemin arabasında kuzenlerimin altında, Evet altında, teyzemle birlikte gidiyordum. Annem halamla, babam ise amcamlar ve diğer kuzenlerimle gidiyordu. Halamla annem ‘hastaneden yeni çıkmış yazık bu kıza’ demeden beni niye bu arabaya sıkıştırdılar ve rahat rahat yolculuk yapıyorlar bilmiyorum. Zaten bizim ailede pek akıllıca olaylar olmaz. Sağlam gittiğim hastaneden kolum bacağım ezilmiş halde geri dönüyordum. Where is the adalet? Tamam, tamam sakinim. Eve gidene kadar beni hor görüp, ezip kum torbası gibi oradan oraya savurduktan sonra kapıdan içeri giren girmez aşırı düzeyde ilgi alakaya maruz kaldım. Bir yığın insan odamda bu sefer de neler yapılması gerektiğini tartışıyordu. Annem yaz sıcağında kafama kadar örtüp beni boğmaya çalışırken halam da ona engel olmaya çalışıyordu. Babam... o nerede bilmiyorum. Kalabalıktan kaçtı büyük ihtimalle ya da amcamla tavla oynuyor.  Teyzem işkembe çorbası yapmış ağzıma tıkmaya çalışıyordu ama ben o pis şeyi yememeye kararlıydım. Sonuç olarak benim yemediğimi eniştem yiyip bir yandan da hikayelerini abartıyla anlatmaya devam ediyordu. Yok bir karışım varmış arkadaşı ölen dedesine içirmiş, adam bir anda dirilmiş. Eniştemin anlattıklarını tamamen duyamadığım için bu ses gürültüsünden çok da rahatsız değildim. Canım arkadaşım arkamdaki delillerle birlikte kendini yok etmişti. Yorgunluktan gözlerim kapanmaya başladığında annem panter gibi üstüne atlayıp kollarımdan tutup beni sarsmaya başladı. Bu kadının sınav sonucumu görmediğinden emin miyiz?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 01, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

hayatımın kararıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin