18 - tetik

131 19 41
                                    

Uzun zaman sonra ilk kez düşünecek, karar verecek pek fazla bir şey yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uzun zaman sonra ilk kez düşünecek, karar verecek pek fazla bir şey yoktu. Kendi adına Oktay bunu yapmıştı zaten. Şimdi sadece adamı dinleyerek harekete geçme vaktiydi.

Elinin altındaki telefon titreyince gelen mesaja baktı. Ufak bir harita açıldı. Bulundukları yerden uzakta, iki ya da üç saatlik bir mesafede, şehrin çıkışında bir yerdi. Sezen saniyeler içinde adresi ezberledi. Kafasının içinde kendi yol haritasını oluşturdu. Tam eli kapıya gitmişti ki kapılar aniden kilitlendi. Ufak bir şaşkınlıkla yerinde döndü kadın. Sonra yan koltukta oturan Metin'in varlığını hatırladı.

"Ben de geleceğim," dedi adam. Bu kırgın haliyle o kadar kararlı görünüyordu manzaradaki bir şeyler Sezen'i rahatsız etti. İçinde bastıramadığı kahkaha tufanını hiç utanmadan patlattı. Arabanın için kendi gürültüsü ile dolarken Metin bakışlarını indirdi. "Çok ciddiyim," dedi adam. Öyleydi gerçekten. Komik olan tam da buydu.

Ama Metin'i daha fazla germenin bir anlamı yoktu. Aldığı derin nefeslerle kendini frenledi Sezen. En son gelen mesajı çabucak silmek için elindeki açık telefona baktı. Metin kadının elinden telefonu kapmak için hamle yaptı ama nafileydi. Sezen sol yumruğunu ustaca adamın burnuna geçirdi.

Acı ile iki büklüm oldu Metin koltuğunda. Eliyle yüzünü kapatıp kırık bir kemik var mı diye kontrol ederken kanamaya başlayan burnunu tuttu.

"Burnun sağlam," dedi kadın mesajı silerken. Sonra telefonu arka koltuğa doğru fırlattı.

"Emin misin?" Akan kanı lacivert kravatı ile durdurmaya çalışınca kumaş siyaha döndü. Birkaç damla da mavi gömleğinin üzerinde kırmızı yuvarlaklar bıraktı.

"Kafanı kaldır," dedi Sezen. Yardım için adama uzandı ama Metin koltuğun üzerinde kanlı ellerini kaldırarak abartıyla kaçındı.

"Dokunma bana," diye tısladı adam. Daha önce Sezen'e hiç bakmadığı gibi bakıyordu. Saf öfkenin kemiksi hali ve demir tadı vardı bakışlarında. Sezen'in içi ezildi fakat ifadesiz suratını düzgün tutmakta her zamanki gibi başarılıydı.

"Kızım o pisliğin elindeyken eli kolu bağlı oturmamı bekleyemezsin benden," diye devam etti Metin. Kirli kravatını öfkeyle inip kalkan göğsünün üzerine bırakmış, elini kadının suratına doğru sallıyordu. Burun deliklerinden akan taze kan bıyık çizgisinden çenesine doğru kayıyordu. Elinin tersiyle ağzını sildi adam.

"Senden tam olarak istediğim bu," dedi Sezen fazla sakin tuttuğu sesiyle. "Ne yapmayı planlıyorsun? Ne yapabileceğini düşünüyorsun ki Metin?" Eğer kırılacak bir gurur kaldıysa Sezen hepsini parçalamaya hazırdı. Parçalanmış bir gurur parçalanmış beden parçalarından her zaman için iyiydi.

"Ben..." Adam uygun kelimeleri bulmak için fiziksel olarak kendisiyle savaştı. Omuzları kasıldı, ellerini yumruk yaptı. "Yardım edebilirim Sezen. Neden anlamıyorsun? O benim kızım. O benim her şeyim."

Bir Apartman DairesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin