bu bolum bugune ozeldi sadece duyuru yapim diye atiyorum
bu fic bitmeden diger ficlerime bisi atmicam
ve en azindan okunmalara dikkat ederek aticam boyle her gun iki bolum filan yapmam<<<>>>
"o değil en son onlar gitmeden önce hyunjin ile çok yakın arkadaşlardı. hatta şu psikoloji ikinci sınıftan changbin ile çıkıyorlardı. ne yapıyor acaba?"
"gerçekten mi?"
heeseung kafasını sallamış "sen geldiğinden beri yan yana oturmuyoruz. yani o zamandan beri bana dedikodu anlatmıyor." demişti gülerek
"ben hala sevgili olduklarını duymuştum da asıl olay minho'nun psikoloji ikinci sınıftaki jisung ile sevgili olması. onların hepsi bizim gibi yakın arkadaşlar"
"bu okul hakkında daha ne kadar dedikoduya sahipsin sunoo?"
"inan bilmek istemezsin sunghoon" riki bana baktığında sunoo'nun çatık kaşlarıyla karşılaşmak zorunda kalmıştı.
"ne zaman başlayacak yarışlar?"
"daha dört ve üçüncü sınıflardalar" dediği sıra yarışın yapıldığı yerin tavanına bir ateş topu gitmişti.
nasıl olduğuna baktığımda ateş ve hava elementi büken iki kişinin yarıştığını fark etmiştim. hava akımı ile olmuş olmalıydı.
hepsi yarışı izlemeye odaklanmışken ben ise heeseung'a sarılıp boynuna kafamı koymuştum.
yarış gerçekten umrumda değildi arkadaşlarımın ve heeseung'un hiçbir yerinin zarar görmemesini istiyordum.
yaklaşık yarım saat o şekilde kaldığımızda heeseung kullanılan teknikleri gösterip adını söylüyordu.
bu kadar fazla bilgiye sahip olması sadece beni değil diğerlerini de şaşırtıyorken bana güven vermeye başlıyordu.
••••
kuradan heeseung'un karşısına çıkan kişinin ateş grubuna sahip olması beni geriyorken en azından birinci sınıf diye kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. bu sırada riki çıkmıştı. jungwon riki'nin yerne geçmiş ben de heeseung ile yer değiştirip ikimiz de sunoo'nun elini tutmuş dikkatle izliyorken riki sonunda yarışı kolayca kazanmıştı. 5 dakikalık yarış 5 saniye gibi gelmişti.
hepsi yarışa çıkmışken ben gergin gergin izlerken en azından hepsi turu kazanarak çıkmıştı.
"olum çocuk kolumu yaktı ya biriniz şunu iyileştirin. hatta bir süre de soğuk su tutun yanıyorum" jake mızıldanarak kolunu uzatmıştı.
ben kitapları incelerken su elementiyle yaraları iyileştirmeyi öğrendiğim için aralarında şu an tek yorgun olmayan da ben olduğum için yanıma getirmiştim.
"sen ne ara öğrendin bunu?" heeseung merakla baktığında "eskiden doktor olmak isterdim. bu yüzden sağlıkla ilgili şeylere bakmıştım."
"bakışmanızı özür dileyerek bölüyorum ama tekrar kura atılcak"
jungwon sırıtarak bana baktığında sıralama açıklanıyordu. jay'in eşi birinci sınıf olduğunda "şunu önceki elde yaptığım hortumla tekte atarım" demesi benim gerginliğimi azaltmıştı.
heeseung'un eşleştiği kişi minho olduğunda hepimiz ona dönmüştük.
"gergin gergin bakmayı keser misiniz? bir şey olmaz bana"
diğerleri bir şey demeden önlerine döndüğünde ben ise ellerimizi kenetlemiştim.
heeseung ve minho'nun yarışından önce herkes kendi arasında dedikodu yapmaya başlamıştı.
sonuçta yeni element kontrolcüsü ve eski element kontrolcüsünün oğlu yarış yapacaktı.
ben yarış başladığı gibi gelen hortum yüzünden heeseung'un gerilemesini görmemle daha fazla izleyemeyecek gibi olup gözlerimi kapatmıştım.
heeseung'un da verdiği karşılıklara rağmen gözlerimi açmamış bekliyordum. sunoo bana sarılmış rahatlamamı söylese de az önce jake'in bile yara alması beni iyice geriyordu.
heeseung bir yerde dursa da minho'nun acımadığını söylediklerinden beri hiç rahat değildim.
ikisinin de yaraladığını hocalardan duymamla ayağa kalkmıştım. minho kıpırdanıp kalksa da heeseungun başında bir yer kanıyordu.
hızla yanına gittiğimde kendimi kaybetmiştim.
elim yaralarında gezindiğinde yaraları kapansa bile nabzı çok yavaştı.
kafamı göğsüne yaslayıp gözlerim yanmaya başladığında aklıma gelenle kafamı kaldırmıştım.
ruh eşleme! evet evet ruh eşleme yapmayı denemeliydim.
eğer tamamen doğru yaparsam yaşayabilirdi.
ruhsal olarak bağlıydık ama fiziksel olarak da bağlı olacaktık.
elimi kalbime koyduğumda onunda alnına koymuştum.
onun alnına koyduğum elimden siyah ışık benim kalbimdekinden beyaz ışık geliyordu.
olduğunu hissedip devam ettiğimde bir süre sonra seohoon'un "sunghoon" diye bağırdığını duymuştum. umrumda olmamalıydı.
"sakın dokunmayın. ruh eşleme yapıyor" namjoon hoca fark ettiği şey ile siyah ve beyaz ışıkların birleşmesi ile ellerimi çekmiştim.
parmaklarımı boynuna getirip nabzına baktığımda daha iyi attığını fark etmem ile kendimi rahat bırakmıştım.
ama galiba bayılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀᴄᴀᴅᴇᴍʏ ᴏꜰ ᴇʟᴇᴍᴇɴᴛꜱ-ʜᴇᴇʜᴏᴏɴ ✓
Fanfiction18 yaşına giren ailesinde element bükücüye sahip herkes element okuluna getirilir.