azıcık uzun oldu🤏🏻 yorum yapmayı unutmayınn keyifli okumalar💖
zeynep, kapıyı çalmadan önce birkaç adım gerileyip görkemli eve göz gezdirdi. buraya ilk gelişi değildi, parti gecesinde de gelmişti ama gecenin karanlığında evin saray yavrusundan hallice olduğunu görememişti. kısa, dalgalı saçlarını sol tarafa atarak zili çaldı. burada, çağrı'nın evinde olmak istemiyordu fakat bu ödeve başlamaları lazımdı. "umarım..." diye mırıldandı kendi kendine. "önder hoca falan da vardır."
biraz sonra, kapıyı çağrı açmıştı. saçları dağınık ve nemliydi sanki. üstünde mor, oversize bir tişört vardı, her zaman taktığı zincir kolyeyi takmayı ihmal etmemişti yine.
zeynep'i görünce gülümsedi. gelmeyeceğini düşünmüştü aslında çağrı. haftasonu bitince kızı okulda yakalayıp "evime gelmedin, ne o bursun önemli değil mi?" tarzı cümleler kurmayı hedeflemişti fakat zeynep tüm bu lafları bilinçsizce tıkmıştı çocuğun ağzına.
çağrı, kıza dalmışken zeynep adım atıp çağrı'yı göğsünden ittirdi. çocuk, bunu beklemediği için bocalayarak çekildi kenara. kaşlarını çattı, kıza hayretle bakarken. zeynep içeriye girdi ve salona attı kendisini.
"hiç misafirperver değilsin çağrı koçak."
çağrı güldü kendi kendisine kapıyı kapatıp zeynep'in ardından salona girmeden önce. "ben misafirperverim ama sadece misafir gibi davrananlara."
zeynep, çantasından defter ve kalem çıkardığında tek kaşını kaldırıp tepesinde dikilen çocuğa baktı sertçe. "başlayalım artık, lütfen."
çağrı, hay hay dercesine kızın yanına oturdu. "içer misin bir şeyler?" kafasıyla reddetti zeynep.
"ben sorular hazırladım." dedi, defterini eline alıp gözlerini sayfalarda gezdirirken. "sen cevaplarsın, aynı soruyu ben de cevaplarım. sonra not ederiz, ikimizin adına bir rapor çıkarıp teslim ederim. anlaştık mı?"
kafasıyla onayladı çağrı, arkasına rahatça yaslanıp kolunu kızın arkasına atmadan önce. "gönder gelsin."
boğazını temizledi zeynep ve okudu ilk soruyu. "kendini üç kelimeyle anlatır mısın?"
kıkırdadı çağrı. "çok kaliteli sorular seçmişsin gerçekten."
zeynep derin bir nefes aldı ve içinden sakin olması gerektiğini söyledi. agresifleşip çağrı'nın eline koz vermek istemiyordu. "çağrı..." dedi bıkkınlıkla. "alay etmeden bir kez olsun ciddi ol."
"peki..." dedi çocuk. "zeki, hırslı, güvenilir." zeynep kafasını salladı ve cevapları not ederken mırıldandı. "kibirli, küstah, burnu havada."
çağrı alayla gülerken zeynep yazmayı bırakıp çocuğa döndü. "evet, sen de sor hadi."
"ben seni üç kelimeyle anlatabilir miyim?" kaşlarını çattı kız, çağrı'dan bunu beklemiyordu.
"nasıl yani?" diye sordu hayretle. "öyle işte, sen beni anlattın ben de seni anlatayalım."
dudağının kenarı kıvrıldı zeynep'in. "tamam, anlat bakalım." elindeki defteri kucağına koyup dikkatle çağrı'yı izlemeye başladı.
dudaklarını araladı çocuk. "güzel..." dedi ilk başta. zeynep'in midesi kasıldı, bunu beklemiyordu. yine alay eder, dalga geçer sanmıştı.
çağrı, koltukta hareketlenip kıza biraz daha yaklaştı. "zeki... çok zeki, ama belli etmiyor." kaşlarını kaldırdı zeynep tebessüm ederek.
"sonra..." dedi, birkaç santim daha yaklaştı. dipdibe olduklarından yutkunmuştu zeynep ister istemez. çağrı'nın nemli saçları ile nefes kesici görünmesinin yanısıra burnuna dolan şampuan kokusu gözlerini kapanmaya zorluyordu sanki. ayrıca çocuğun nefesini de yüzünde hissedebiliyordu. "çok atarlı. a desem sinirleniyor. onunla alay ettiğimi düşünüyor, çok yüzeysel bakıyor."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙣𝙚𝙛𝙧𝙚𝙩 | zeyçağ.
FanfictionTAMAMLANDI zeyno ve çağrı birbirlerinden nefret ediyorlardı.