1. FARZ-I MUHAL

250 43 127
                                    

HER YOL ÇIKMAZ DA BİTER, SONSUZ YOL YOKTUR.

Merhabalar, yeni bir kurgu ve ben, açıkçası burayı çok boşladığımın farkındayım, fakat geri döndüm. Yeni kurguları düzenliyorum. Bizi harika kurgular bekliyor güzel bir haber. Sizi bölümü okumaya davet ediyorum. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız!! Benim için yorumlarınız önemli.

Şarkı önerisi;

CEM ADRİAN- BENI HATIRLADIN MI?
-
Müslüm Gürses- Seni yazdım
-
İKİYE ON KALA- KENDIMI SENDE BULDUM

Yokluğun bir zehir gibi, dolaşıyor kanımda. Yolda geçen arabaları izlerken bir yudum daha aldım alkolden. Acılarımla yüzleşmemek için bir kaçış yolu bulmuştum. Bunu bırakamazdım. Ne kadar psikoloji de acılarından kaçmayın deseler de ben bunu yapamadım. Onun açık kahverengi gözleri gözlerimin önüne geldi. Gülümsedim. O yanımda olsaydı belki hiç bir şeye ihtiyacım olmayacaktı. Tek ihtiyacım olan şey oydu. Derste yıldızları sevdiğini söylemişti. Dediği günden beri yıldızları seyrediyordum. Yıldızların bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum. Belki de o sevdiği için güzel geliyordu. Bilemiyorum. Ben ona aşık olmayı sevdim. Bir insan aşık olduğu kişiyi severdi. Ama ona aşık olmayı da sever miydi ki? Bugün bu evrende Alper Karayel diye biri ölecek. Kimse bunun farkında olmayacak. En önemlisi o. Bir kere ona sarılmak isterdim. Kokusunu içime çekmek, ve ellerini öpmek... Yazdığım mektubu ona veremeyecek kadar cesaretsiz. Ama intihar edecek kadar da cesurdum. Oturduğum yerden kalktım ve demirlere tutundum. Başım çok fena dönüyordu. Bugün fazla içmiştim. Özür dilerim çocukluğum seni yaşatamadım. Sana verdiğim sözü tutamadım. Erkekler ağlamaz derlerdi ama ben ağlıyordum. Ağlayanlar güçsüz olmazdı. Ağlayanları hor görenler güçsüz olurdu. Onları görmeyen, anlamayanlar asıl güçsüz olandı. Demirin üstüne oturdum. Rüzgarın beni savurmasını bekledim, etrafıma da bakınıyordum ayrıca. Onun yüzünü görecekmişim gibi geliyordu. Ya da ben bunu istediğim için bana öyle geliyordu. Bir elimi demirden çektim. Rüzgar beni savurmadı, ben kendim savuracaktım kendimi.

"Dur!" sesi o kadar endişeli çıkmıştı ki; biri benim için endişelenmişti. Buna inanamıyordum. "Kendine bunu yapma Alper!" beni tanıyordu. Arkamı döndüm demirden çektiğim elimi tekrar demire koydum. Oydu. O gelmişti. Demirin üstünden kalktım hızlıca ve ona yaklaştım. "Geldin. Sen geldin." dedim o kadar mutluydum ki, bunu tarif edemezdim. Söylenemeyecek ama anlatılmak isteyen bir şeyim vardı.

"Alper ne yapıyordun sen orada?" gözlerindeki endişe ve korku bana sevildiğimi hissettiriyordu.

"Yıldızları izliyordum." ellerini alnına koydu.

"Ben senin intihar edeceğini sandım Alper. Korktum. Çok korktum."

"Endişelenmene gerek yok Emina." ellerimi omzuna koydum. İlk defa ellerim onun vücuduna dokunuyordu.

"Hayır bir de alkol almışsın, ya başın dönüp düşse idin." ağlamaya başladı. Hızla bana sarıldı. Beklemediğim tepkisi karşısında dona kalmıştım. Bende ona sarıldım. Kokusu burnuma gelmişti. Onun kokusunu koklamıştı burnum. Ona dokundu ellerim. Kalbim de kalbin olur mu Emina?

"Hypnotic Poison." dedim aniden parfümü buydu. "Saçların da Yasemin kokuyor."

Benden uzaklaştı. "Nereden biliyorsun parfümümü?" Yüzümdeki ufak tebessüm yerini buruk bir tebessüme bıraktı. "Annem de bu parfümü kullanırdı, onun gibi kokuyorsun." Başımı yukarı kaldırdım, ağlamamak için.

FARZ-I MUHALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin