Sessiz başlayan yolculukları doktor olanın konuşmasıyla son buldu.
Changbin"Felix..."
Sarışın olan emniyet kemerini çıkarmış arabadan inmeye hazırlanırken doktor olanın seslenişiyle arkasına yaslandı.
Felix"Bıraktığınız için teşekkür ederim Changbin Bey. Ben gerçekten kötü bir gün geçirdim, erken çıkmama izin verdiğiniz için de ayrıca teşekkür ederim."
Changbin"Bugün hastanede seni bu kadar üzen ne oldu? Bana anlatmayacak mısın?"
Doktor olan yolculuk boyunca susmak zorunda kalmıştı çünkü sarışın olanın tek yaptığı dolu gözleriyle dışarıyı seyretmek olmuştu.
Felix"Niye ilgileniyorsunuz? Sizinle samimi olduğumuzu sanmıyorum bile."
Garip mi olmuştu? Changbin direkt konuya girmemişti aslında, sadece hemşire olan için endişelenemez miydi yani, illa bir sebep mi olmalıydı?
Changbin"Seni bu kadar üzgün görmemiştim daha önce... neyin var?"
Felix"Bunu arabanızda mı konuşacağız?"
Changbin saate baktı. Hemşire olanı fazla zorlamak istemiyordu zaten saat yeterince geç olmuştu. Konuşmak için boğazını temizlediği esnada sarışın olan lafa girdi.
Felix"Birine anlatmak iyi olurdu... Evime çıkmaya ne dersiniz?"
Doktor olan emin değildi. Sarışın olan arabada anlatsa ne fark edecekti ki sanki?
Felix"İstemiyorsanız kalsın. Yarın görüşürüz Changbin Bey."
Sarışın olan arabadan indi. Changbin kararsızlıkla bekledikten sonra arabadan inmiş ve apartmana giren Felix'in peşinden gitmişti.
Salonda halının üstüne oturdular. Sarışın bira ikram etmişti doktor olana. Birlikte ilk kez içiyorlardı. Changbin çalışma arkadaşlarıyla samimiyet kurmaktan nefret ederdi. Kimseyle hastane dışında görüşmüşlüğü yoktu, şimdiye kadar. Hyunjin için değer diye düşündü. Genç çocuğa yardımı dokunacak en ufak bir bilgi için bile değerdi.
Changbin"Tek mi kalıyorsun?"
Felix"Evet. Ailem Kore'de değiller."
Changbin"Sen peki? Neden buradasın?"
Felix"Önce üniversite için geldim, sonra staj, çalışma hayatı derken kaldım burada. Ama gideceğim. Artık beni buraya bağlayan bir şey kalmadı."
Changbin"Ne? Gerçekten gidecek misin?"
Felix"Jisung... Jisung Bey..."
Genişçe gülümsedi dolu gözleriyle sarışın olan. Doktor olan sarışının fazla içtiğini düşündü. En azından kafası güzel olacak kadar içmişti Felix. Changbin bir şeyler öğrenebilmeyi umuyordu.
Changbin"Onun yüzünden mi gideceksin?"
Felix"Bunca yıl bir aptal gibi boşuna..."
Sarışın olan gözyaşlarına engel olamazken kısa bir süre durdu.
Felix"Boşuna beklemişim onu. Benden hoşlandığını sanacak kadar aptalım, tüm cesaretimi toplamıştım oysa ki..."
Changbin"Gerçekten ondan mı hoşlanıyorsun?"
Felix"Hep yanlış anlamışım. Bana karşı iyi davranıyor diye yanlış düşündüm... beni çok net bir şekilde reddetti."
Sarışın olan ellerini yüzüne kapatarak daha şiddetli ağlarken doktor olan elini sarışının sırtına koymuş hafifçe patpatlamıştı.
Changbin"Üzülme Felix, o adamın birini sevebilecek bir kalbi yok inan bana."
Felix gözyaşlarını silerek doktor olana baktı.
Felix"Hayır... kesin biri var. Beni hiç düşünmeden reddetti. O kadar çirkin miyim?"
Changbin kaşlarını çattı. Jisung'un birine aşık olduğunu hayal bile edemiyordu.
Changbin"Eğer biri olsaydı mutlaka görürdük."
Felix"Nasıl görecektik ki? Sevgilisini akıl hastanesine mi getirecekti sanki?"
Doktor olan düşündü. Böyle bir şey olabilir miydi? Jisung'u seven biri olabilir miydi? Felix'e de şaşırıyordu zaten fakat Felix Jisung'un işlediği tüm suçları bilmiyordu. Jisung sarışının sandığından çok daha kötü biriydi.
Changbin sarışının evinden çıkar çıkmaz Hyunjin'e mesaj attı. Sesini duymak istediğini yazmıştı sadece ve üç dakika sonra Hyunjin odasındaki banyoya girerek doktor olanı aradı. Hala uyumuyor olmasına şaşırmıştı genç çocuğun.
Changbin"Hyunjinah."
Hyunjin"Changbin."
Changbin"İyi misin?"
Genç çocuğun sesini duymasıyla rahat bir nefes almıştı. Hyunjin'in Jisung'un evinde olduğunu bilmek yeterince endişe vericiydi zaten.
Hyunjin"İyiyim. Sen?"
Changbin"Beni merak etme. Seni duyamayacakları bir yerdesin değil mi?"
Genç çocuk paranoyak düşüncelerle odasında bir ses cihazı olduğunu düşünerek kendisini banyosuna kapatmış ve suyu açmıştı. Güvenli olduğunu düşünüyordu. Etrafı iyice incelemiş ve gizli kamera da görememişti.
Hyunjin"Evet. Changbin."
Changbin"Efendim?"
Hyunjin"Ben korkuyorum. Burada bir tuhaflık var. Herkes bana saygı gösteriyor ben... ben anlamıyorum. Belki de aynı yalanı söyledi... herkes beni onun kardeşi sanıyor olabilir."
Changbin"Korkma... Hyunjin."
Hyunjin"Hm?"
Changbin"Hadi dinle beni, seni kaçırmama izin ver. Konumu at, şimdi gelip alırım seni sonra daha farklı bir plan yaparız olmaz mı? Benim içim hiç rahat değil sen oradayken."
Hyunjin"Olmaz. Anında yakalanırsın. Burası çok büyük bir yer ve bir sürü adam var, sana bir şey yaparlar ve ben... ben tekrardan ölürüm."
Kısa bir sessizlik olurken Hyunjin gözyaşlarıyla telefonu kapattı. Banyo kapısına yaslanmış ağlarken daha fazla ayakta duramayacağını hissederek yere çöktü. Bacaklarını kendisine çekip sarıldı ve ağlamaya devam etti. Burada kendisine sarılabilecek bir doktoru da yoktu. Gözyaşları arasında kendi kendine mırıldandı.
Hyunjin"Senin de ölmene izin vermeyeceğim."
Annesini koruyamamıştı ama Changbin'i koruyacaktı. Annesinin ölümünün ardından kendisi de ölmüş gibi hissediyordu fakat doktor olan onu tekrardan hayata döndürmüştü, elinden tutmuştu. Bir kez daha ölmeyecekti Hyunjin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
not schizophrenic⚝changjin
FanficAilesinin peşinde olan kötü adamlar yüzünden zor zamanlar geçiren Hyunjin kendini bir akıl hastanesinde bulur. Tek isteği akıl hastanesinden kurtulup normal bir hayat yaşamaktır. 09.07.2022 02.09.2022