Tw: smut
Kafamın yine çok dalgın olduğu bir gündeydim. Her zamanki gibi annemle babamın kavgaları bitmek bilmiyordu. Bu hayatta tek şansım abimdi. O benim her şeyim her derdime ortak olan tek insan. Ta ki üniversite için başka şehre gidene kadar. Şu an bu şehirde tek başıma hissediyordum. Üniversitesimi maalesef ailemle aynı şehirde kazanmıştım. Annemle babam atışırken evden fırlayıp sahilin sessiz taraflarına doğru yürümeye başlamıştım ki gözüme sarı-mavi saçlı gözlüklü bir çocuk çarptı. Çok güzel görünüyordu. Gözleri, gözlüklerinin altından bile o kadar mükemmel parlıyordu ki o gözlerin altında kaybolmamanın imkanı yoktu. Bir cesaret yanına gitmeye karar verdim. Nasıl konuşurum hiçbir fikrim yoktu ama o an büyüsüne kapılıp yanına yaklaştım.
"Merhaba, yanınıza oturabilir miyim?"
Kafasını kaldırdı bana baktı, tanrım yakından daha da muhteşemdi resmen eridim öldüm bittim.
"Tabii, buyrun."
Yanına oturdum, müzik dinliyordu ne dinlediğini merak etmiştim.
"Ne dinliyorsunuz?" Diye sordum.
Kulaklığının tekini çıkarıp bana verdi.
Tanrım.. Böyle güzelsin hep böyle kal dinliyordu. Kaan Boşnak. En sevdiğim şarkıcılardan biri olması yetmiyormuş gibi bir de en sevdiğim şarkılarından biriydi.
Gülümsedim. "Bayılırım bu şarkıya" dedim.
O da gülümseyip " ben de çok seviyorum" dedi.
"Rindou, Rindou haitani ben."
Hiç beklemiyordum, gülümseyerek elini uzatıp adını söyledi. Eridim resmen o gülüşün altında.
"Souya Kawata ben de."
Gülümsedi. Yine çok güzeldi."Ne yapıyorsun burada bu saatte, niye geldin?" Diye sordu.
"Çok bunaldım her şeyden... Sıkılınca buralara gelirim hep. Ayrıca özlediğim biri var. Abimi özledim..."
"Gerçekten mi? İkimizin çok ortak noktası var galiba ben de abimden ayrı kaldım. Çok özledim onu. Her ne kadar kavga edip anlaşamasak da abim her zaman yanımda her derdime devaydı."
Çok haklıydı hem de çok...
Gülümsedim. Biraz çapkınca "İstersen ben de dertlerine deva olmak isterim."
Tanrım ne oluyordu. Normalde insanlarla konuşmaya çekinen ben, bu çocuğa depar atıyordum.Çapkınca gülümseyerek "neden olmasın" diye karşılık verdi.
Çok korkmuştum bir an yanından kovar diye ama sonra yavaş yavaş bana yaklaştı heyecandan ölecektim resmen. Dudaklarımız birbirine değerken kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu.
Dudaklarının tadı mükemmeldi, sıcacıktı. Yavaşça ayırdım dudaklarımı. Gülümsüyordu.
"Evde devam etmek ister misin?"
Ne. Evde mi. Mal gibi suratına bakmış olacaktım ki kıkırdadı.
Utanarak, "o-olur." diyebilmiştim.
...
Rindounun evine gelmiştik. Bir şeyler yemek-içmek ister misin diye sordu ama şu an yemek istediğim tek şey dudaklarıydı.Hayır deyip bir hızla dudaklarına kapandım. Şaşırmıştı ama aynı hızla karşılık verdi. Kucağına alıp odasına doğru götürdü. Hâlâ aynı açlıkla öpüşüyorduk. En son nefes almam gerektiğini hatırlayınca ayrıldım. Beni yatağına yatırıp üstüme çıktı. Harika görünüyordu. Eliyle popomu avuçlayıp boynumu öpmeye başladı. Anın büyüsüne kapılıp inlemiştim. Ben inledikçe daha da hızlı öpmeye başlamıştı.
"R-rin yavaş."
Rin yavaşça boynumdan ayrılıp dudaklarımı öptü.
"Bu daha hiçbir şey souya"
Sesi, adımı söylerken inanılmaz seksi çıkmıştı. Bu çocuk beni her seferinde böyle kudurtacak mıydı.
Gülümsedim. Boynuna sarılıp "başlayalım o zaman Rin."
Bunu dediğim anda Rindou üstümdekileri ve kendi üstündeki kıyafetleri çıkarıp attı. Meme uçlarımla oynamaya başladı. Bana dokundukça gerilip boğuk inlemeler çıkarıyordum. Yavaşça meme uçlarımı öperek daha da aşağılara inmeye başladı. Çıldırdım. Tek kelimeyle çıldırdım. Özel bölgeme yaklaşmaya başlamıştı ki pantolunumu ve boxerımı tek hışımla çıkarıp attı. Aletimi ağzına aldığı anda seslice inlemiştim.
"Mmgh Rin"
Rin, ağzıyla git gel yaptıkça deliriyordum. En sonda dayanamayıp boşalmıştım.
Bana bakıp "Sıra sende" dedi. Ve kendi pantolunu çıkardı.
Ne yapacağımı ilk anlamamıştım sonra parmaklarını ağzıma yaklaştırdı. Yalamaya başladım. Ağzımdan çıkarıp deliğimin olduğu yere getirdi. Çok gerilmiştim.
"Korkmana gerek yok kendini kasma bana bırak"
En tatlı sesiyle bunu söylemişti. Rahatlamıştım.
Tek elini deliğime yaklaştırdı, yavaşça içeriye soktu. İrkilip inlemiştim.
Rindou diğer iki parmağını da içeri soktu yeterliği büyüklüğe ulaştığını düşününce çıkardı. Çok güzel hissediyordum, korkudan daha çok zevk alıyordum.
Rindou kendi aletini deliğime konumlandırdı. İyice gerilmiştim kulağıma eğilip
"Korkma sakın" dedikten sonra nazikçe dudağımı öptü.Her seferinde söylemekten bıktım ama resmen eridim. Bu hareket karşısında bütün hücrelerim eridi resmen.
Rindou yavaşça içime girmeye başladı. Girdiği anda istemsizce çığlık atmıştım. Yavaşça git gel yapmaya başladıkça alışıyordum.
"Mmgh Rin daha h-hızlı"
Böyle dedikten sonra Rindou daha da hızlandı. O hızlandıkça daha da çıldırıyordum.
"Rin geleceğim sanırım"
"Beraber gelelim" deyip boynuma öpücük kondurdu.
Git gel yapmaya devam ediyordu. En sonunda dayanamayıp gelmiştim. Benden birkaç saniye sonra Rindou da boşalmıştı. Yavaşça içimden çıkıp yanıma uzandı. İkimiz de fazlasıyla yorulmuştuk. Yüzüne baktım, gerçekten çok güzeldi. Saçları, dudakları, gözleri, teni... İlk görüştü aşka inanmazdım ama Rin, o her şeyden güzeldi.
" Çok güzelsin, Rin"
Bana uzun uzun baktı.
"Hayatımda gördüğüm en güzel şeysin. Böyle güzelsin hep böyle kal olur mu?"Rin gülerek böyle dedikten sonra ağlayacaktım resmen. Bir anlığına tüm dertlerimi her şeyimi unutturdu. Çok güzel bakıyordu şerefsiz. Yüzüne yaklaşıp dudaklarını öptüm.
"Olur."
İmdattt çıldırıcam ilk defa böyle bir sey yazdım olmadı gibi hissediyorum.