Herkese yeniden kocaman selamlar !
Uzun süredir yapmayı düşündüğüm one shot'ı artık yazmaya karar verdim. Birkaç gündür hayrettir ki ilhamla dolup taştım. Bu one shot'da iki ayrı fanart'ı karıştırdım. Bence olay örgüsü de gayet uyduğu için akış da güzel oldu. Umarım beğenir ve zevkle okursunuz.
Eğer one shot'ını yazmamı istediğiniz başka bir fanart olursa bana mesaj olarak atmanız yeter.
İyi okumalar.
Evimdeki köpeğimin mamasını mama kabına koyup koymadığımı düşündüğüm sırada üzerime doğru yapılan atakla birlikte gelen yumruktan hızla kaçmış, şu dövüşten daha önemli olan konuyu düşünmemi engelleyen adama ben de aynı şekilde bir atak gerçekleştirmiştim.
Yüzüne gelen yumruğum bu zebellahı yıkmaya yettiği için etraftan yükselen tezahürat sesleriyle yarım ağız sırıtmış ve arkamı dönüp kollarımı iki yana açmıştım. Yine ve yeniden birini gayet kolay bir şekilde nakavt etmeyi başarmıştım. Adam dövmek benim için bir teyzenin kazak örmesi kadar kolaylamıştı artık. Başımı hafifçe yana çevirerek omzum üstünden adama baktığım sırada yerde burnunu tutarak sızlanışı komiğime gitmişti.
Ben hiçbir zaman kaybetmezdim.
Hakemin maçı bitirmesiyle birlikte ringten inerken omuzlarıma atılan havluyla terli bedenimi kurulamış, elime tutuşturulan suyu ise kafama dikmiştim. Biten şişenin verildiği gibi alınmasıyla birlikte hemen karşımda basını görmemle ağzımdan sıkıntılı bir nefes vermiştim.
Her maç sonrası gelirler, aptal sorulara sadece kafamı sikerlerdi. Şu an buna bir an bile vakit ayırmak istemiyordum. İlgilenmem gereken, tüm bunlardan daha da önemli olan tek biri vardı.
Taehyung.
Benimle birlikte yürüyen menajerimin kulağına eğilerek basın için bir şeyler uydurmasını istemiş, etrafımızın daha da kalabalıklaşmasını fırsat bilerek adımlarımı hızla soyunma odasına yönlendirmiştim. Kurtulmuştum.
Normalde Taehyung'un maçlarıma gelmesini pek de hoş karşılamıyordum. Burası koca bir bataktı ve yaratıklarla doluydu. Taehyung gibi birini görürlerse onu almak için her şeyi yaparlardı. O eşsizdi ve buradaki hiçbir piçin sahip olamayacağı tek kişiydi.
Her zerresiyle benimdi.
Beni bir şekilde ikna etmeyi başarsa da içim hiç rahat olmadığı için hızla soyunma girmiştim. Gördüğüm bedenle tüm duygularım akıp yerini sadece ona duyduğum hayranlık ve sevgiye bırakırken, onunda gözlerinin benimkiyle buluşmasıyla birlikte o ışıklara yeniden tutulmuştum.
Dudaklarındaki hafif tebessümüyle birlikte bana doğru adımlamasıyla birlikte onu daha fazla yormamış, hızla ona yönelip sarılarak kucağıma almıştım. Melek sesiyle attığı kahkası ortama karışırken düşmemek için kollarını boynuma sarmasıyla yüzü yüzüme daha çok yaklaşmıştı.
Dünya benim için tam da bu noktada durduğu sırada, ince parmaklarını ensemden saçlarıma doğru ulaştığını hissetmemle gözlerimi istemsizce kapatmıştım.
Benim kaybettiğim tek kişi Taehyung'umdu. Ona karşı gardım daima inikti.
''Yine mi kazandın ?''
Sesini duymamla birlikte gözlerim bir sırıtışla açılırken tek kaşımı kaldırarak yüzüne baktım.
''Cevabını bildiğin şeyleri sormazdın sen.''
Söylediğim şey ile onunda sırıtmasıyla kalbim yanmıştı sanki. Sikeyim öyle güzeldi ki, bazen ona sahip olduğuma inanamıyordum bile. Bir eli ensemde saçlarımla ilgilenirken, diğer eli de yavaşça yanağıma gelmişti. Dokunuşlarıyla birlikte uyuştuğumu hissederken yavaşça arkamdaki uzun tabureye oturmuştum. Ellerim direkt olarak beline çıkarken tutuşumu sıkılaştırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
want you | taekook one shot
Fanfictionnerede olduğu fark etmez; her an, her saniye benimsin taehyung. fanart'ın sahibi; humanlouvre