Harry annesinden sıkıldığı için biraz yüzeye çıkmaya karar verdi. Neymiş herkes kendine uygun eş bulmuş da kendisi bulamamış mışmış! Harry de eş bulmaya meraklıydı sanki! O yalnızlığı severdi. Kendi kendine şarkı söyleyip okyanusun derinlerinde yüzmeyi, bazen uzaktan insanları izlemeyi, akşamları güneşin batışını izlemeyi... O bunlarla mutluydu zaten hayatında biri olmasına gerek yoktu. Ama annesini asla ikna edemiyordu.
Güneş denizin arkasında kızıllığını bırakarak gökyüzünden ayrılırken Harry mavi kuyruğunu kayalıklara uzatmış manzaranın tadını çıkarıyordu. Omuzlarına gelen kahverengi dalgalı saçları güneşin etkisiyle daha da parlıyordu. Deniz kızlarından bile daha güzeldi. Bu da onun deniz kızları tarafından çokça kıskanılmasına yol açıyordu. Harry de güzelliğinin farkındaydı hatta deniz kızlarından güzel olduğunu kendisi de düşünürdü. Ancak bu güzellik ona rahat vermiyordu. Deniz oğlanları veya kızları farketmeksizin sürekli peşindeydiler. Onu istiyorlardı. Annesi de peşinde bu kadar kişi olmasına rağmen herkesi reddetmesine kızıyordu. Oysa Harry onu sadece güzel olduğu için istediklerini biliyordu. Harry bunlarla uğraşmak bile istemiyordu onun başka hayalleri vardı. Karaya çıkmak.
İnsanları çok garip bulurdu. Bazıları hoşuna gider bazılarını ise korkunç bulurdu. Özellikle güzel okyanusunu kirleten ve acımasızca deniz hayvanlarını katledenlerden. İnsanların yüzebilmelerine şaşırıyordu, onların kuyrukları yoktu ki! İki tane parçayla karada ilerliyorlar, hem de deniz de yüzebiliyorlardı.
O sırada Louis özel gemisiyle okyanusa açılmıştı. Ve tek başınaydı. Ve evet akşam olmak üzereydi. Gemiyi kaçırdığı için muhtemelen babası öfkeden deliye dönecekti. Ama her yere birileriyle gitmekten bıkmıştı. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacı vardı. Gemi kullanmayı öğrenmişti ancak çok profesyonel değildi herhangi bir sorun olursa ne yapacağını bilmiyordu. Ama Louis bunu umursamadı. Şu an tek odak noktası kayalığın üstünde duran bir karaltıydı. Ona yaklaşmak için geminin hızını biraz daha arttırdı. Tekne olsaydı daha hızlı olabilirdi diye düşündü. Yaklaştıkça bir insan silüeti gördü. Saçları dalgalı ve omuzlarına dökülmüştü. İnce uzun sırtıyla dimdik duruyordu ve arkası dönüktü. Louis onu incelerken kolu yanlışlıkla geminin kornasına değdi ve yüksek bir ses çıkardı. Harry kornayla irkilirken aniden arkasına döndü ve üstüne gelen gemiyi gördü. Hızla denize atladı ve gözden kayboldu. Louis'in gördüğü son şey ise Harry'nin mavi kuyruğunun ucu oldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Mermaid Boy
FanfictionHarry bir deniz oğlanı. Louis ise karada olan bir prens. Peki Harry bu prense kavuşmak için sesini kaybetmeye hazır mıydı? Ya da prens ona aşık olmazsa deniz köpüğüne dönüşüp okyanusa karışmaya? Küçük deniz kızının hikayesine göre bunlar yaşanmalıy...