"Zeynep?" Birden Özlem'in endişeli sesiyle kendime geldiğimde, hastanede, beyaz bir yatakta yattığımı fark ettim. "Ben doktoru çağırıp hemen geliyorum." Dedi odadan ağlayarak çıkarken.
Aradan iki dakika geçmişti ki, Özlem, Sinem ve yanlarında da uzun boylu, otuz yaşlarında ve oldukça yakışıklı doktor bey ile aynı anda odaya girdiler.
Kızlar sağ ve sol tarafımda durup, elimi tutuyor ve uyandığım için ne kadar sevinçli olduklarını söyleyip duruyorlardı. "Neler oluyor?" dedim hem doktora hem de kızlara bakarak.
"Zeynep Hanım, yaklaşık bir aydır komadaydınız. Neyse ki tehlikeyi atlattınız." Dedi doktor bey bembeyaz dişlerini gösterecek şekilde gülümseyerek.
"Ne? Koma mı?" dedim duyduklarım karşısında kocaman açılmış gözlerimle üçüne bakarken.
"Evet, seni bulduğumuzda odada bir sürü ceset vardı ve senin de öldüğünü sandık ama kalbin attığı için yaşadığını fark ettik. Neyse ki kendine geldin. Gerçekten bizi çok korkuttun." Dedi Özlem gözlerindeki yaşları elinin tersiyle silerken.
Doktor beni kontrol ettikten sonra odadan çıktığında kızların yanıma gelip, orada neler olduğu hakkında sordukları sorularla boğuşmak zorunda kaldım.
Kızlara orada olanları mecburen anlatmak zorunda kaldım. Vampirleri anlatmaya sıra geldiğinde derin bir nefes alıp tüm gerçekliğiyle anlatmaya karar verdim. Sonuçta kızların da bunu bilmeye hakları var, değil mi? "İşte böyle kızlar! İnanmayacağınızı biliyorum ama vampirler gerçekten de var." Dedim barda yaşadığımız olaylar dışındaki her şeyi anlatarak. İkisinin de yüzüne bakıp verecekleri tepkiyi beklemeye başlarken.
"Sen... Sen ciddi misin?" dedi Sinem şoktan gözleri kocaman açılmış şekilde bana bakarken.
"Evet, hem de hiç olmadığım kadar ciddiyim." Dedim ciddi olduğumu anlamaları için gözlerimi onlardan ayırmadan.
İkisi de duydukları karşısında yaşadıkları şoktan dolayı, kocaman açılmış gözleriyle önce bana sonra da birbirlerine baktılar. Belli ki bizim kızlarda var olmadıklarını düşündükleri yaratıkların gerçek olduğunu öğrenmek, büyük bir şok etkisi yaratabiliyordu.
"Anlayacağınız o gece kulübe gittiğimizi bir tek sen hatırlıyorsun Sinem. Ama biz hatırlamıyoruz. Senin nasıl unutmadığını bilemiyorum ama... Gördüğümüz o lanet rüya aslında orada yaşadığımız olayları gösteriyordu." Dedim ikisinin de vereceği tepkiyi beklerken.
"Yani... O gördüğüm rüyalar... Ayhan'a yapılan işkence... Aman Allah'ım!" Dedi Sinem neredeyse bayılmak üzereyken Özlem onu son anda yakalamayı başarmıştı.
"Ne demek istiyor Zeynep?" Dedi Özlem şaşırmış şekilde bana bakarken.
"Ayhan'a gerçekten de işkence yapıp... Onu da kendilerinden biri yapmışlar." Dedim Sinem'in baygın olmasını fırsat bilip her şeyi Özlem'e anlatarak.
"Peki, ama Sinem'e bunları nasıl anlatacağız söyler misin? Kız kalp krizi geçirmezse iyidir." Dedi benim yatağımın yanındaki yatakta yatan Sinem'in elini tutarak.
"Bilemiyorum Özlem, ama bir şekilde bunu ona anlatmak zorundayız. En azından karşılaşırlarsa bizim bildiğimizi ve ona söylemediğimizi söyleyip de bize kızmaya kalkmaz." Dedim boynumdaki kolyeyi tutarak.
"Onu sana melek verdi demek ha?" dedi boynumdaki anahtara bakarak.
Evet, biliyorum onlara melek olayından belki bahsetmemem gerekti, ama onlar benim arkadaşım ve artık onlardan hiçbir şeyi saklamak istemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TILSIM SERİSİ 1. KİTAP BAŞLANGIÇ(E-KİTAP OLACAK)
Vampirkocasını ve kızını kazada kaybettikten sonra hayatı altüst olan Zeynep Carter, iki yakın dostu olan Sinem ve Özlem ile birlikte Kartal'da yaşamaya çalışmaktadır. Özlem ile birlikte Kartal'ın merkezinde Gotik giyim üzerine mağaza işletmekte olan Zeyn...