Roxy o sabah yine yıkıntıların ortasında, yüzüne sıçrayan kanların olduğu kabusla uyandı. Leda'nın korku havuzundan sonra her gece görmeye başlamıştı. Küçükken çığlıklarla uyanırdı. Sonra çığlıklar aniden doğrularak iç çekmeye evirilmişti. Son birkaç yıldırsa gözlerini açıp tavanı seyretmek ve parmaklarını yanaklarına götürüp sıçrayan sıcak kanın var olup olmadığını anlamaya çalışmaktan ibaretti. Ancak güçlerinin ortaya çıkmasıyla hatıranın yavaş yavaş netleşmesi ve Korku'nun gözleri her şeyi başa sarmıştı. Kötüleşiyordu...Güneş çoktan yükselmiş ve sabah olmuştu. Tavanı seyrederken ne kadar uzun süredir Elain ile konuşmadığını hatırladı. İkisi de asla adım atmıyordu. Derin bir iç çekti. Hala yaptıklarının yanlış olduğunu düşünmüyordu. Ama yine de cep telefonuna uzanıp Elain ve Stephen'a birer kısa mesaj gönderdi. Kızgın olup olmadıklarını bilmiyordu. Belki de hiç gelmeyeceklerdi... Fakat Roxy en yakın arkadaşlarından vazgeçemezdi. Korkunun gözlerindeyken yeniden hatırlamıştı, liseden önce onun için sadece Elain ve Stephen vardı. Rox için endişelendikleri için durmasını istemişlerdi.
Telefonunun biplemesiyle hemen doğruldu. Stephen geleceğini söylüyordu. Ancak Elain hala dönmemişti. Roxy başını yastıklara gömdü. Elain de en az kendisi kadar inatçıydı. Fakat bazen karşınızdakine duyduğunuz sevgiden dolayı istemeyerek de olsa bir şeyler alttan alırdınız. Roxy ona mesaj göndererek ilk adımı atmıştı. Şimdi sıra Elain'deydi. Uzun süre yanıt gelmedi. Genç kız bu süre zarfında müzik dükkanından aldığı kasetlerden Parallel Lines albümünü kutusundan çıkarıp çekmecede sakladığı eski kasetçalarına taktı. One Way or Another denk gelene kadar tüm şarkıları geçti ve en sonunda şarkı başlayınca kendini yatağa bıraktı.
Acaba James ne yapıyordu? Leda şehirde olduğu için onunla Ejderlere yönelik bazı işleri olduğundan söz etmişti. Yüreğine hafif bir kıskançlık dalgası yayıldı. Ancak dallanıp budaklanmasına izin vermeden söküp attı içinden. Aklı Ejderlerin karargahında bulduğu fotoğraf albümüne kaymıştı. O albümü bir ara tekrar incelemek için yanıp tutuşuyordu. Penteus, Ruby, Thomas Crane hepsi oradaydı. Annesi de fotoğraflarda olabilir miydi? Gerçi o bir Ejder değildi... Düşünceyle ellerini saçlarının arasından geçirdi ve Patlama Kimyası ödevini yapmak için kalktı. Masaya oturduğunda Sönümleyicilere dair yazması gereken kompozisyonun ikinci paragrafında telefonu titreşti. Mesajı gönderen kişi Elain'di, Rox derin bir nefes aldı. O da geleceğini beyan ediyordu fakat Stephen'ın aksine daha kısa ve öz biçimde. Roxy ödevini yarım bırakıp masadan kalktı ve üzerini değişti, beyaz saçlarını arkada bağladı.
Yarımsaat sonra paten pistinin yanındaki çimenliğe çökmüş, bir üçgen oluştururcasına oturmuşlardı. Stephen pinpon topunu takip edermiş gibi bir ona bir Elain'e bakıyordu. Ancak dalgalı beyaz saçlı arkadaşıyla kıvırcık sarı saçlı arkadaşı birbirleriyle konuşmamak için yemin etmişçesine yere bakıyorlardı. En sonunda Roxy konuştu, "Üzgünüm Ells. Korkuyordum, hem de çok. Güçlerimin sınırları genişledikçe geçmişten gelen bazı yaralarım açıldı ve ben... Bunu etrafa zarar vererek yansıttım."
Elain yeşil gözlerini arkadaşına çevirdi, "Ben de üzgünüm. Lena Tennyson ve Fergus'un sana yaptıklarının hiçbirinde yanında olamadım. Bu yüzden özür dilerim. Sanırım baına yine buna benzer bir şeyin gelmesini istemediğim için Gecikmiş Faiz'i istemedim."
"Hala arkadaş mıyız?" diye sordu Roxy.
"Ne olursa olsun..." dedi Elain çok ciddi bir ifadeyle ona bakıp. "Biz hep seninle olacağız. Öyle değil mi Steph?" Stephen kollarını açtı ve iki kızı da kavrayıp onlara kocaman sarıldı. "Tabi ki benim minik çömezlerim!"
* * * * * * * * * *
Martın sonuna gelirken Roxy hala Ejderlere katılıp katılmamaya karar vermemişti. Elinde bir açık çek vardı ama bunu nasıl kullanması gerektiği konusunda kararsızdı. Diğer taraftan James ve Artemis ona asla ne yapması gerektiğini söylemiyorlardı, özgürce karar vermesini destekliyorlardı. Onlarla beraber Crane'lerin evinde müzik dinliyorlar -müzik zevklerinin ortak olduğu barizdi- veya Reverie'de kahve içiyorlardı. James elektrogitar çalıyordu -Rox hiç şaşırmamıştı- Artemis ise ahşap oymayı sevdiğinden söz etmişti. James Artemis'in ahşap oyma sanatını kuzguna dönüştüğü vakit ağaçkakanlardan öğrendiğini öne sürmüştü. Artemis ise bu iddiayı yalanlamamış ve "Neden olmasın, karşı kaldırımdaki söğüt ağacındaki ağaçkakanla iki lafın belini kırtdık." diyerek Roxy'yi hayret içerisinde bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahraman Olmak İçin Bir Sebep
Khoa học viễn tưởngRoxy'nin derdi büyük. Süper kahraman çocuklarının gittiği okula gidiyor ama süper güçleri yok. Şayet güçleri sene sonuna kadar ortaya çıkmazsa okuldan atılacak. Yine de oturup beklemektense zorbalarla mücadele etmeye ve başını dik tutmaya kararlı. F...