Souls and bodies

1K 50 106
                                    

Bebeklerim hepinizi çok seviyorum kitaba çok güzel yorumlar geliyor ve hepsini gülerek ve büyük bir mutlulukla okuyorum. Ama iki bölüm önce ve geçen bölüme gelen yorum sayısının arasındaki fark beni biraz üzdü:( 
 
Galiba kitaba nazar değdirdim 1k okundu diye amk                                                            
bir de geçen bölüm smut uyarısı yapmayı unutmuşum. özür..

Neyse bu bölüm herkesten BİR SÜRÜ BOL BOL YORUM İSTİYORUM GÖSTERİN LAN GÜCÜNÜZÜ HADİ BAKİM.
Bir de geç yayınladığım için üzgünüm birkaç sorun vardı.
Ama şimdi her şey çok daha güzel olacak deyip yoluma devam ediyorum.

***
''Hayır, hayır, hayır! Olamaz. İzin vermiyorum. Benim bebeğimi elimden alamaz kimse. Pete daha evlenmen için çok erken. Önce benim ölmem gerekiyor. Olmaz.''

Sıkıntıyla elimi alnıma koydum ve beni ortalarına alan çemberdekilere tek tek baktım. Şu an hayatımın en saçma olayını yaşıyordum. Hadi birkaç saat öncesine gidelim. Vegas'tan uzaklaşacağım diye çıktığım yoldan Vegas'ın arabasından topallayarak inmiştim. Beni, benim evim zannettiği Jess'in evine bırakmıştı. Ben de Arm'ı arayıp olanları anlatmıştım. Arm birden çığlık atınca Pol duymuş, duyduğu şeyle o da çığlık atınca Khun Tankhun duymuştu. Porsche'u da peşine takıp buraya gelmişlerdi.

Şimdi ise yerde beni ortalarına oturtmuş onlarda etrafımı sarmıştı. ''Khun Noo sakin olun lütfen. Evlenmiyorum ben.'' Hadi ama kim olduğunu bile bilmiyorlardı ve bilen tek kişi Arm'dı. Kendimi köşeye kısılmış hissediyordum. Arm benim durumumu fark etmiş olacak ki sözü devraldı. ''Khun Noo isterseniz Pete'i biraz kendi haline bırakalım. Ne de olsa kendi hayatı." Khun Tankhun sinirle gidip Arm'ın kafasına vurdu. "Biz onun ailesiyiz salak şey. Ayrıca Pete'in benim gibi zeki birinden tavsiye alması lazım."

Kendini övmesine karşılık herkes gülmüştü. "Hey, Pete sen de anlat şu kişiyi. Adı ne?" Adını sormasıyla yerimde dikleştim ve, "Adını bilmenize gerek yok Khun Noo." Dedim. Dediğim şeye gözlerini devirerek homurdansa da çok üstelemdi. Sonra tekrardan sözü devraldı. "Pete, çoğu şeyi şakaya vursamda tek istediğim şey iyi olman ve yüzünün hep gülmesi. Seneler önce ki o kaltağın yaşattığı şeyleri tekrar yaşamanı istemiyorum. Sana hiçbir zaman çalışanımız gözüyle bakmadım. Sen benim hep küçük kardeşim oldun ve ben küçük kardeşimin hep mutlu olmasını istiyorum. Bu yüzden birazcık korumacı olabilirim." Khun Tankhun'un konuşması hepimizi büyülemişti. Her şeyi dalgaya vuran adam ilk defa ciddi olup bana öğüt vermişti. Gözlerim dolmuştu. Uzun süreden sonra Khun Tankhun sayesinde biraz da olsa aile sıcaklığını hissetmiştim. Hemen oturduğum yerden kalkıp kollarının arasına girdim ve bana sımsıkı sarıldı. "Teşekkür ederim efendim." Daha sonra beni kıçımın üstüne itip, "Yeter bu kadar duygusallık." Dedi. Çatlaktı ama seviyordum.

Bu sefer Porsche konuştu. "Ne hissediyorsun?" Ne hissediyordum? "Hissetmemem gereken her şeyi." Bu cevabım odadaki herkesin suskunlaşmasına yol açtı. "Pete, bir kişi yüzünden hayatından aşk gibi bir duyguyu çıkartamazsın. Seni yaralayan her şeyde hayatından bir ödün verirsen sana ne kalır ki?" Porsche'un konuşması ile histerik bir gülüş attım. O da böyle demişti. "Korkuyorum. Tekrardan aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorum. Yine aynı çaresizliği yaşamaktan korkuyorum."

"Pete, ikinizde birbirinize karşı dürüst olursanız hiçbir sorun olmaz. Hem sadece sevgili olacaksınız. Evlilik teklifi değil ya." Dedi Jess. Sorun da buydu. Hiçbir zaman, en azından ben dürüst olamayacaktım. Hiçbir zaman onun karşısına geçip sen bana gülerken ben arkandan sana ihanet ediyordum diyemeyecektim. Ve ben bunların ağırlığıyla onun sadece bana karşı yumuşayan gözlerine bakamazdım. Bize bunu yapamazdım.

Betrayal or Love || VegasPete Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin