"jay heeseung'u arasana bi" demişti sunoo arabaya hızla bindiğinde.
"tamam ararım da sen neden bu sabah jake ve sunghoon ile konuştun?"
"dur bekle telefonu açsın sonra konuşalım."
san'ın telefonu açmasıyla sunoo hemen konuya dalmıştı.
"san neredesin sen?"
"odamdayım"
"riki?"
"ne oldu riki'ye?"
"ya söyle işte nerede o"
"uyuyordur hala herhalde. wooyoung kahvaltı hazırlamak için kalkınca uyandım ben."
"san, bu sunoo manyağı sunghoon ve jake'i aradı sabah sabah ve ne olduğunu sorduğumda seni aramak istedi" jay her şeyi öttüğünde sunoo'nun bakışları ile denk gelmemek için araba kullandığına seviniyordu.
san iç çekip "yine hangi erkeği kıskandırma planı yapıyorsun?" demesiyle sunoo ikisinin de kulağını adeta sikecek şekilde sesini inceltip biraz da bağırarak konuşmuştu. "ya eski sunoo yok artık tamam mı?"
"hıhı-"
"siz sinirimi bozmadan anlatıyorum. dün riki dedi ya kıskanmam diye. aslında biz kırtasiyeye gittiğimiz gün aşırı eğlendik ve ben benden hoşlanmasını istiyorum."
"sen şuna ondan hoşlandım desene benden hoşlanmasını istiyorum ne demek?" jay tek elini direksiyondan çekip sunoo'nun kafasına vurduğunda "sassy sunoo kalbim birine kaybettiğini kabullenmiyor jay ne yapabilirim?" diyerek omuz silkmişti.
"tamam sorgulamıyorum seni."
"wooyoung, jungwon ve jisung aşırı ima yapıyor. onun hoşlandığı biri var ama aklında bulunsun"
"bence benimle shipliyorlar canım arkadaşlarım. sizin gibi umut kırıcı değiller."
aslında sunoo da emin değildi. bu imalardan dolayı riki'yi fazlasıyla kıskandığı oluyordu ama bu düşünceye inanmaktan başka çaresi yoktu.
"sunoo şu an benim arabamdasın zorlama."
"tamam ya. sadece içimde kalmasın deneyeyim nolmuş. hem sunghoon hyung gelecek bir süre sevgilim gibi davranacak o kadar."
"elinde patlamasın yeter."
"aynen umarım fark etmez."
"aslında fark etse iyi olabilir düşünsenize sevgilim var diye uzaklaşıyormuş."
"riki kartlarını açık oynayan biri. eğer seni seviyorsa kaybetmek istemez."
"yani aslında öyle biri ama ima yapıldığında utangaç birine filan dönüşüyor." san düşüncesini söylediğinda sunoo merakla konuşmuştu.
"aslında sen kim hakkında ima yaptıklarını hiç mi duymadın ya ben sen bir şey biliyorsundur diye aramıştım..."
"hayır ama imayı hep sizinleyken yapıyorlar onun dışında şu sizin kırtasiyeye gittiğiniz gün biz evde yalnızdık sadece ders çalıştık. riki gelip ima yaparak dalga geçti. sonrasında da wooyoung riki'ye bir ima yaptı yemek yerken ama ben anlamadım."
"salak ya sen niye orada kalıyorsun o zaman?"
"sanki senin ilişkin için kalıyorum"
"san gerçekten taşındığından beri aynı ortamda bulunduğumuzda ortam hep kalabalık oluyor. bayadır konuşmuyoruz, aranız iyi mi?"
"evet. hatta baya sevgili gibiyiz özellikle yeni uyandığımızda. aşırı yapışkan uyuyor."
sunoo hmmlayarak "birinin hoşuna gitmiş" dediğinde san da ikisi de görmeyecek olsa da kafasıyla onaylamıştı.
"ruh eşi olduğumuzdan dolayı hissettiklerim dışında gerçekten ilk defa birini bu kadar sevmek istiyorum"
"o zaman şu an ortamda sevgili bulmayan bi sunoo kaldı herhalde? minho odunu bile sevgili yaptı" jay gülerek konuştuğunda sunoo göz devirmişti.
"aman sanki sizin minho'dan farkınız var ama görürsünüz siz."
"yükselme bu kadar sevdiği biri var diyorum." san arkadaşının iyiliği için uyardığında sunoo kaşını kaldırmış iddialı bi sesle "ya bensem?" karşılık vermişti.
jay "hayal dünyasında uçma sunoo-yah" dediğinde sunoo "iddiaya girelim." diye çıkışmıştı.
"olur, nesine?" san onayladığında jay ikisininden de bıkmış olduğunu belirtir bir şekilde "hepimiz zenginiz biliyorsunuz değil mi?" demişti.
"e o zaman en çok harcama yaptığımız şey ne... bir ay boyunca kahve içki filan ne varsa ısmarlarsınız."
san sunoo'nun fikrini onaylamıştı.
jay ise "kabul, zaten iddia da çok büyük bir şey değil." dediğinde san kahkaha atmıştı.
"sunoo kaybederse ne eğlenirim ama."
"ben birde okula sunoo ile gidiyorum her sabah bir kahve aldırmazsam görürsün."
"asıl siz görürsünüz. çok sinirimi bozdunuz."
jay iddialı bir şekilde "kaybedeceğimi düşünüyorum desene." dediğinde bu tartışmanın sonunun gelmeyeceğini bilen san "ben kapatıyorum bu arada haber ver sunoo bize." diyerek telefonu kapamıştı.
san iddia işi onu eğlendirdiği için gülerek geri yatmış ve birkaç saniye sonra banyoya gitmek için kalkmıştı. o sırada wooyoung'u kapıda gördüğünde şaşırmıştı.
"sunoo ve jay miydi onlar?"
"evet? ne oldu?"
"şey kızma ama ben sizi biraz dinledim." wooyoung dudağını ısırarak suçlu bir çocuk edasıyla san'a baktığında "böyle davranırsan kızamam hatta öperim gibi duruyor"
wooyoung şaşırmıştı ama en azından bir dakika sonra üzülecekken neden kafasını dağıtacak bir şey yapmasın ki diye düşünmüştü.
"sana bir şey söylemem lazım ama öncesinde..." cümlesinin devamı getirmeyip karşısında yeni uyandığı için aşırı çekici duran ruh eşinin dudaklarına yapışmıştı.
san böyle bir şey beklemediği için başta sakindi ama sonrasında daha sert bir şekilde karşılık vermişti.
jungwon odaya doğru gelmiş "hadi gelin artık kahvaltı-oha" dediği sıra ikili ayrılmıştı.
"ya ne bölüyorsun?" wooyoung sinirle döndüğünde san "haberin olsun jay ile yakanızdayım jungwon" demişti.
jungwon kollarını suçsuzmuşcasına kaldırmıştı.
"gidiyorum ben ya"
san wooyoung'a "sen bana ne söyleyecektin" diyip sırıttığı için wooyoung fazlasıyla utanmış ve boynuna sarılmıştı.
"kızmayacaksın ama?"
"şu an ne dersen de kızamam zaten."
"iddiayı kaybettin choi san-shi~" demiş ve mutfağa kaçmıştı.
"YAH MİN WOOYOUNG! NE DEMEK ISTEDIN!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ꜱᴏᴜʟᴍᴀᴛᴇ-ᴡᴏᴏꜱᴀɴ ✓
Fanfiction"ne yani dans klübüne bay han benim yerime bir başkan mı getirecek"