"bu niye kahvaltıdan beri böyle oflayıp duruyo?" riki bana döndüğünde ben sadece göz devirmiştim
san boynunu düşürmüş "aldatıldım..." dediğinde şokla ona dönmüştüm. birde drama queen olmuştu başıma.
bunun üstüne jisung sanki aldığım nefesi bile onlara anlatmıyormuşum gibi "NE!" diye çığırmış sunoo ise merakla bana dönmüştü.
"wooyoung?" "ya yok öyle bir şey abartıyor"
jungwon ise san'ı işaret edip "e ne oldu buna?" dediğinde sırıtarak jay ve sunoo'ya dönmüştüm.
"ilk öpücüğünden sonra girdiği iddiayı kaybettiğini söylemiş olabilirim... hayal kırıklığına uğradım diye geziyor ortalıkta. sadece bu"
bunu diyip omuz silkmişken bu sefer jay "NE!" diye bağırmıştı. san sonunda dünyaya dönmüş gibi jay'e bakmış "jay kaybettik biz galiba iddiayı ya..." dediğinde sunoo bir san'a bir jay'e bakarken sonradan düşen jeton ile bana dönmüştü. "LAN ŞAKA MI YAPIYORSUNUZ WOOYOUNG!"
"ben biraz sizi dinlemiş olabilirim... ama öyle sunoo" diyip göz kırptığımda kimsenin ne olduğunu anlamadığını fark etmiştim.
jungwon çatık kaşlarla jay'e dönmüş "sevgilim?" demiş riki "ya ne oluyor burada?" dediğinde olayı bilen dörtlü gergin gergin birbirine bakarken yunho ve mingi -dörtlünün kurtarıcı meleği- ellerinde kahvelerle gelmişlerdi.
yunho gülümseyerek masaya oturmuş "günaydııın" diyerek yanına oturan mingi ile daha da gülümsemişti.
"bugün kahveler bizden" mingi herkese kahvelerini çıkarırken jisung göz kırparak yunho'yu dürtmüş "baya mutlu gördüm sizi" demişti.
ben ise jisungla uğraşıp az önceki olayı iyice unutmaları için "ne istiyorsun mutlu olmasın mı?" demiştim.
"salak öyle mi demek istedim?" jisung göz devirerek bağırdığında mingi "bu sabah nedensiz mutluydu kahve alalım diye tutturdu" demişti.
sunoo ise gergin bir şekilde "ahaha evet yunho saçından dolayı mı acaba?" diyerek az önceki konunun dağılmasından fazlasıyla mutlu olmuştu.
san da hızla sunoo'yu onaylayıp kafasını sallamış "değil mi ama. bu sefer ki saç rengi de çok yakışmış" jay de aynı şekilde onayladığında ben artık susmamız gerektiği için iki yanımda olan jay ve san'ın kolunu sıkmış sunoo'ya da susması için bir bakış atmıştım
"teşekkür ederiiim"
sunoo yunho'ya gülümseyip ayağa kalkmış "ders başlayacak ben artık gidiyorum görüşürüz arkadaşlar kahve için teşekkürler" bize işaret yapmıştı. ben kendime bahane düşünürken jay'e bir şey yapması için bakmıştım. ikimiz de hukuk fakültesindeydik ama biz gitsek diğerleri kesin gelirdi.
riki ise hızla çantasını alıp "sunoo! ya beklesene bu dersimiz ortak." dediğinde sıçtığımızı çoktan anlamıştık. artık nasıl sıvamayacağımız önemliydi.
san bilgisayar çantasını alıp "ben de profesörün yanına gidiyorum" dediğinde ben de ayağa kalkmış jay'i dürtmüştüm. "ben de jay'den eskiden aldığı notlardan alacaktım. beraber gidelim siz ders başlamadan gelirsiniz." diyip çantamı da almıştım.
jungwon jay'in kolunu tutmuş "bir dakika ben de geliyorum." dediğinde gözlerimi kapamıştım. iyice batırmıştık.
bunu üstüne birde jisung'un bağırması pastaya kirazdı. "LAN SEVGİLİMLE İKİ DAKİKA YALNIZ KALAYIM DEDİM GİTMEDİNİZ. ŞİMDİ HEMEN YOK OLDUNUZ NE KARIŞTIRIYORSUNUZ SİZ! DERS SONRASI BURAYA GELİYORSUNUZ KONUŞACAĞIZ"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ꜱᴏᴜʟᴍᴀᴛᴇ-ᴡᴏᴏꜱᴀɴ ✓
Fanfiction"ne yani dans klübüne bay han benim yerime bir başkan mı getirecek"