Aşağıdan gelen sesleri duydu. Yavaşça yatağından doğruldu ve avuç içleri ile gözlerini ovuşturdu. Gelen seslere anlam vermeye çalışıyordu. Büyük olasılıkla mutfaktan gelmekte olan seslerin annesine ait olduğunu tahmin ediyordu. Yorganını üzerinden iterek ayağa kalktı. Hâlâ uykuluydu. Saate baktı ve gecenin dördünde annesinin ne yaptığını merak etti. Odadan çıktı ve yan odanın kapı aralığından içeriye baktı. Annesinin uyuduğunu görünce tedirgin olan Jennifer ne yapacağını bilemedi. Annesini uyandırmalı mıydı? Ya gelen sesleri nedeni bir hırsızsa? Çok ağır adımlarla alt kata inen merdivenlerin ucuna yürüdü. Karanlıkta etrafını görmeye çalışıyor, bir yandan da aşağı iniyordu. Adeta nefes almıyor, tek bir ses dahi çıkartmıyordu. Aşağı indiğinde görmeyi beklediği şey ile -neyseki- karşılaşmadı. Mutfak dahil alt kattaki her odaya baktı ancak hiç kimseye rastlamadı. Mutfağa girdi. Işığı açtı ve etrafa bakındı. Her şey yerli yerindeydi. Kulağına gelmekte olan seslerle bir anda dona kaldı. Anlam veremediği bir şeyler oluyordu. Etrafında kimse yoktu ancak ayak seslerini rahatlıkla duyabiliyordu. Rengi atmış, dizlerinin bağı çözülmüştü. Nerden gelebilirdi bu ses?
- Sakin ol kızım hepsini kafanda kuruyorsun. Şimdi yukarı çıkacak ve sıcak yatağına yatacaksın...
İçinden her ne kadar bunları geçirse de rahat olamıyordu. Işığı kapatıp tekrar odasına gitmek için mutfaktan çıktı. Merdivenlerden çıkarken seslerin gelmediğini fark etti. Belki de gerçekten hepsi hayaldi. Son bir kaç günde kaldırabileceğinden daha fazla olay yaşamıştı. Yavaş adımlarla odasına çıktı ve yatağına uzandı. Bir kısmı yerde olan yorganı boğazına kadar çekti.Sabah uyandığında duyduğu ilk ses annesinin kahvaltının hazır olduğunu söyleyen ince sesiydi. Yataktan çıktı ve aynanın karşısına geçti.
- Tanrım şu şişkin gözlere bir bak!
Sol eli ile sol gözünün altındaki şişkin yere bakarak söyleniyor, çok fazla vaktinin olmadığını bildiği için çabuk hareket ediyordu. Okul kıyafetlerini hızlıca giydi ve hızlı adımlarla alt kata indi. Annesi her zaman ki yerinde oturuyor, bir yandan gazetesini okurken diğer yandan çayını içiyordu. Jennifer mutfak tezgahında tabakta duran kızarmış ekmekleri aldı ve masaya koydu.
- Dün gece hiç ses duydun mu anne?
- Tatlım dün gece duyduğum tek ses lanet olası Perkins'lerin köpeğinin havlamalarıydı. Ah bütün gece uyutmadı.
Yan komşuları Bay ve Bayan Perkins yaklaşık üç yıl önce taşınmışlardı. Köpekleri Bilbo çok sevimli ve yaramazdı. Jennifer hızlıca kahvaltısını bitirdi ve evden çıktı. Servisin gelmek üzere olduğunu fark etti ve koşmaya başladı. Bacağının ağrısı büyük oranda geçmişti. Servis gelmeden durağa yetişmiş ancak nefes nefese kalmıştı. Servis geldi. Sağ en arkanın iki önündeki koltuğa oturdu. Dışarıyı izlerken zamanın ne kadar hızlı geçtiğini anlamadı. Okula geldiklerinde bahçede oturan insanları, top oynayanları, ağaç gölgelerinde kitap okuyanları gördü. Servisin arka kapısından indi ve okula doğru yürüdü. Kapıdan girdi ve dolabına doğru ilerledi. Çantasının ön bölmesinden dolap anahtarını çıkarttı. Dolabını açtı ve kitaplarını altı. Kapatmak üzere iken gözüne bir şey takıldı. Dolap kapağına takılı bir kağıt parçasıydı. Üzerinde bir şeyler yazılıydı. " Gecenin karanlığında, bir çift gölge yürür. Duyulur sesi sadece, sessizliğe bürünür" Jennifer bu yazanlara hiçbir anlam veremedi. Bu basit bir şaka olmalıydı. Basit ama kötü. Kitaplarını aldı ve dolabı kapattı. Sınıfına doğru yürüdü. Sessiz bir gün olacak gibiydi. Sınıf neredeyse boştu. Kaza nedeni ile çoğu kişi gelmemişti. Öğle yemeğinden sonra kütüphaneye uğramak istedi. Yemek masasından kalktı ve yemekhaneden çıktı. Bulunduğu koridorun sonunda ki kapıdan çıktı ve sola döndü. Fizik Laboratuvarının önünden geçti ve kütüphaneye ulaştı. Içeri girdi. Kitaplıkları incelemeye başladı. Genellikle bu saatlerde kütüphanede kimse olmazdı. Öyle de olmuştu. Gözüne bir kitap kestirdikten sonra odanın bahçeye bakan kısmındaki masaya yürüdü. Koltuklara oturarak kitabını okumaya başladı. Henüz on dakika dahi olmamıştı ancak sesler duymaya başladı. Tanıdık seslerdi bunlar. Gözleri büyüdü. Yüzü beyazladı. Bu dün gece duyduğu ayak sesleriydi. Kitabı masaya bırakırken etrafına şaşkın ve korku dolu gözlerle bakıyordu. Hiç kimse yoktu. Nerden geliyordu bu sesler? Ne yapmalıydı? Ayağa kalktı. Aklına ilk gelen şey oradan uzaklaşmak oldu. Kütüphaneden koşarak çıktı ve sınıfına ulaştı. Sırasına oturdu. Bütün bu olanlara anlam veremiyordu. Bu notları yazan kimdi? Bu sesler nereden geliyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON RÜYA
FantasyYa gördüğünüz rüyalar gerçek olsaydı... Jennifer okuldan eve geldiği gün o notu görene kadar sakin, sıkıcı, yalnız bir hayat yaşıyordu. O gece gördüğü rüya hayatını değiştirdi...