Hölüü!!! Ben geldim.
Okuyarak oy ve yorumlarınızı verirseniz çok sevinirim.En iyi okumalar sizin olsun!
🍁Birden bakışlarını bana çevirdi iki saniyelik bakışmadan sora bakışlarımı kaçırdım, klasic utanmış uslu kız rolü. Bakışlarının ağırlığını üzerimde hissetim.
Bu adamda bir şey var beni rahatsız eden bir şey...Yan koltuğumda haraketlenme oldu, siyah saçlı çocuk olduğuna eminim. Umursamayarak bakışlarımı ona çevirmedim, elini kulağıma götürdü kulaklığı çıkararak kulağına taktı.
Yok canım ne sinirlenmesi!
Uslu kız.
Uslu kız.
Uslu kızım ben.
"Hmm... güzel şarkı bende dinlerim." Eminim şarkının kimin şarkısı olduğunu bile bilmiyor.
Yine takmadım, kitabı okumaya devam ettim. Görnüşe göre herkes bizi izliyordu, grup bile. Birden çocuğun eli kitabdaki elime gitti.
Gözlerimi sinirle yumdum."Hadi ama, güzelim. Bu yakışıklıyı kaçırmak istemezsin." Gözlerimi açtım. Ah, hadi ama bu çocuk neden uslu kız olduğumda karşıma çıktı ki. Şansıma tüküreyim.
"Çek elini!" Dedim sert sesimle. Onun yüzüne değil, tuttuğu elime bakıyordum sinirle, kim bilir kaç kız böyle taciz ediliyordu.
"Yapma böyle, akşam bir yerlere gideriz, içeriz, sonra istersen-" elimdeki elini tutarak ters çevirdim, ayağa kalkarak arkasında durdum ve sözlerini yutmasını sağladım. Çok bile dayanmışdım.
Kulağına yaklaşarak"Tekrar söyle!" Dedim, yüksek ve sert sesimle. Kolunu biraz daha çevirdiğimde acıdan inledi."Dilin mi tutuldu, noldu? Az önce bülbül gibi şakıyordun?" Arka bacağına tekme atarak yere düşmesini sağladım, eğilerek kulağına"Şimdi o elini al " Küfür yok, küfür yok."...bir yerine sok!" Dedim
Metro durdu. Çevirdiğim elini sertçe, iterek bıraktım. Alnını yere vurduğunda yine inledi. Çantamı alarak metrodan indim. Bütün gerizekalılar beni bulur zaten. Sabah sabah sinirimi bozdu it oğlu it.
İlerliyerek Universitenin önüne geldim, etrafa bakmadan kendi fakülteme ilerledim. İçeri girdim, kahve alacaktım ama gec kalmak istemiyordum o yüzden sınıfa ilerleyerek kapısını tıklatarak içeri girdim, kimsenin yüzüne bakmadan yerime oturdum.
⏳
Ders bittikten sonra çantamıda alarak sınıftan dışarı çıktım, karidora göz gözgezdirdiğim de köşelerde sohbet eden insanlar vardı. İlerliyerek kantine vardım, kendime kahve aldıktan sonra gürültüden ve insanlardan uzak olan masaya oturdum.
Kahvemden bir yudum alarak etrafa gözgezdirdim, o an, arkadan birinin bana yaklaşdığını hissettim, arkaya dönecektim ki birinin eli gözlerimi yarım-yamlak kapattı. Daha doğrusu kapattamamışdı; kafamı çevirdiğimde gözlerimi kapattığı için parmaklarının arasından etrafı görüyordum. Elimi elinin üzerine koyarak sertçe çektim gözümden.
"Senin gelmişini, geçmişini varya kuzey... Kaç kez diyeceğim, yapma şu hareketi!" Dedim. O sırada Pınarla Savaş sandaleyi çekerek karşıma oturdular.
"Ama çok tatlı oluyorsun." dedi gülerek.
"Sensin tatlı.!"
"Biliyorum hayatım, biliyorum." Sandaleyi çekerek yanıma oturdu.
"Akşam da gülersin böyle." Dediğimde ifadesi değişdi.
"Akşam demişken, akşamki kurbanının yerinde olmak istemezdim." Dedi Pınar kısık sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN KUKLALARI- Gece Avcısı
Teen Fiction"Ağla, ağla ki son damla olsun, son ağlayışın olsun. Tek damla olsa bile yıka geçmişini o, damlayla." dedi. "Eğer ben ağlasaydım, gözyaşılarım aleve döner, düştüğü yerleri yakıp, kül ederdi. Fakat ben ağlamam çünkü ağlaman için kalbinin olması gerek...