Aynadan karnıma bakıp okşuyordum. Gün geçtikçe daha çok büyüyordu karnım.Karnıma dolanan başka ellere bakıp gülümsedim.
Jm: Kızımız senin gibi güzel olsun hayatım.
Ona dönerek dudaklarını öptüm.
Vn: Oğlumuz da senin kadar yakışıklı en önemlisi de senin kadar merhametli olsun aşkım.
İkizlerimiz olacaktı. İlk öğrendiğimizde oldukça şaşırmıştık ama en büyük şoka uğrayan Taehyung olmuştu.
"Daha bir Vien'le zor başa çıkıyoruz bir de iki tane küçük keretayla nasıl başa çıkıcam ben"
Dediğini hatırlıyorum.
Tabi Woonam ve Aeji'yle iyi anlaşacaklarını düşünüyordum.
Woonam 4 yaşında Namjoon ve Heawoo'nun çocuklarıydı. Aeji de 2 yaşında Hoseok ve Aesook'un çocuğuydu.
Bu geçen 4 yılda diğerleri de çoktan evlenmişti tabi ki.
Diğerleriyle açtığımız bir avukatlık bürosu vardı.
Aslında avukat olmamın bir nedeni de ailemin yıllar öncesinde kaza olarak üstü kapatılan cinayet davasıydı.
Psikoloğa gittiğim sıralarda unutmuş olduğum anılarımı hatırlamıştım.
Kaza anından hemen önce babamın yaptığı telefon görüşmesi...
"
'Evet aldım efendim dosyaları.'
...
'Harddiskin içine attım bulduklarımı'
...
'Şuan ailemleyim. Onları eve bırakıp yanınıza geleceğim.'Anneme bakıp gülümsemişti.
...
'Bütün liste şuanda elimde. Kimlerle alışveriş yapılmış hepsi.'
...Telefonu kapatıp annemin elini tutmuştu.
'Bende seninle geleyim Jihun'
'Olmaz tatlım. Sen Vienle kal evde tek başına korkmasın ben hemen verip gelicem başkomutana'
Annem sadece başıyla onaylamıştı. O da farkındaydı başlarının belaya gireceklerini.
Ama nerden bilebilirlerdi ki bunun hemen olacağını...
Düşüncelerimden sıyrılıp Jimin'e baktım.
Vn: Hadi herkes aşağıda bizi bekliyor.
...
Jk: Yemekler çok güzel olmuş yenge ellerine sağlık.
Vn: Afiyet olsun Kook
Th: Benim karım daha güzel yapıyor ama bunlar da güzel olmuş Vivi.
Güldüm. Tam bir hanımcıydı.
Yg: Olum bu kadar kılıbık olma lan
Hl: Sende biraz Taehyung gibi olsan keşke aşkım.
Yg: Bebeğim evde yeterince oluyorum zaten. Sonuçta benim de dışarda bi karizmam var canım.
Bu dediğine herkes gülerken Heli kocaman yanağına öpücük kondurmuştu.
Kapı çaldığında yerimden kalkacakken Jimin kolumdan tutup oturtmuştu.
Jm: Hayatım sen otur ben bakarım kapıya.
Gülümseyip başımla onaylamıştım.
Keşke kabul etmeseydim. Keşke o kapı hiç açılmasaydı.
Bende ortamdaki sohbete odaklanırken Jimin salondan çoktan çıkmıştı.
Çalan kapı sonunda durduğunda yerini iki el silah patlama sesi almıştı.
Herkes dona kalmış birbirine bakarken bir damla yaş düşmüştü gözümden.
Vn: Jimin!
Herkes kapıya doğru koşarken ayaklarım bedenimi taşımıyordu bile.
Kapıya gittiğimde yerde yığılı olan Jimini kanlar içinde görmüştüm.
Namjoon'un elleri ise göğsündeki akan kanı durdurmak için kan olmuştu.
Vn: JİMİN!!!
Ağlayarak yanına gitmek istediğimde kızlar bana engel olmuştu.
Vn: BIRAKIN BENİ! JİMİN! BIRAKMA BENİ!
Ne kadar dirensemde bi odaya sokulmuştum.
Gözyaşlarım önümü bulanıklaştırırken kim benimle konuşuyordu onu bile anlamıyordum.
Mr: Vien sakin ol. Çocukların için sakın ol! Jimin iyi olacak.
Vn: NASIL İYI OLACAK YA! GÖRMÜYOR MUSUNUZ KANLAR İÇİNDE YATIYOR!
Hl: Vien sakin ol lütfen!
Vn: ONUN BANA İHTİYACI VA- AHHH!!
Karnıma giren sancıyla iki büklüm olmuştum
Mr: Vien suyun geliyor!
Vn: NEE?!
Hayır şuan olamaz. Şuan gelemezlerdi.
Hl: Ne yapıcaz?
Mr: Ben diğerlerine haber vereyim.
Diye koşarak çıkan Meri'nin arkasından bakakalmıştım sadece.
Vn: AHH!! BUGÜN OLMAZ! DAHA ERKEN! HAY-AAHH!!
Koşarak içeriye giren Jungkook beni kucaklayıp dışarıya çıkarmıştı.
Vn: Jungkook dur! Nereye götürüyorsun?!
Vn: Jimin nerede?!
Jk: Hyunglar onu hastaneye götürdü. Yoongi hyungla Hoseok hyung da bunu yapanın peşine düştüler.
Jk: Ve bizde hastaneye gidiyoruz Vien
Bir çırpıda söylediği şeyleri zor da olsa anlamıştım.
Vn: Olmaz Jimin'in yanına gid-aah
Jk: Şu haldeyken nasıl ona destek olmayı düşünüyorsun Vien. Kendini ďüşünmüyorsun bari çocuklarını düşün.
Göz yaşlarımı bir elimle silerken diğer elimle karnımı tutuyordum.
Vn: B-ben doğuramam. Jimin olmadan olmaz. Çok erken Jungkook korkuyorum.
Bana dönerek elimi tuttu.
Jk: Merak etme ben senin yanında olucam. Korkacak hiçbir şey yok Vien. Sen cesur bir kadınsın.
Bana sadece cesaret vermek için böyle konuşuyordu. O da korkuyordu biliyordum. Kardeşim dediği insanı kaybetmekten korkuyordu.
Jk: Derin derin nefes alıp ver ıkınma Vien.
Başımla onaylayıp dediğini yaptım. Şuanlık bütün kötü düşünceleri kafamdan atsam iyi olacaktı.
Ya Jimin'e bir şey olursa ben ne yaparım onsuz?
Her gözümü kapatışımda yerde kanlar içindeki hali geliyordu gözümün önüne
Böyle nasıl yapabilirdim? Nasıl korkmazdım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPECTACULAR ~2 /PJM/
Fanfiction[Two Foreigners] Seneler sonra Jimin geri dönünce ne değişecekti? Her şey eskisi gibi miydi? Hayır artık onlar büymüştü. Lisedeki o çocukca kavgaları intikamları aşkları... Hepsi geride kalmıştı. Peki ya duygular? Unutmuş muydular? Birisi unutmuşken...