"Bacılarınızı saklayın, Wooyoung geldi!"
İkili duydukları yüksek tınılı cümle ile biraz uzaklarında bulunan bedenlere bakarken Seungmin ne olduğunu anlayamasa da avcı olan yüzüne yerleşen gülümsemeyle ayaklandı. Emin adımlarla onlara yaklaşan kişilere doğru ilerlerlerken ise ikiliyi yakından tanıdığı anlaşılıyordu.
Changbin önce elinde diğerine kıyasla daha az şey taşıyan ve eğlenceli bir mizaca sahip olan, gelir gelmez bağıran adama sıkıca sarıldı. Ardından yanındakinin omzunu patpatladığında prensin olduğu tarafa doğru ilerlerken konuşmaya başladılar.
"Uzun zamandır gelmiyordum, nasılsınız?"
Fazla eşya taşıyan, avcının cevap vermesine dahi zaman tanımazken birlikte geldiği bedeni kendi yanıtladı. "Geçen sefer de sen geldin."
Buna karşılık normalde hemencecik bir yanıt yapıştıracak Wooyoung normalin aksine bir süredir bakıştığı genci ima ederek Changbin'e sordu. "Yeni üyeniz bu fıstık mı?"
Avcı kıkırdayarak başı ile onaylarken sinir olan San sadece yanındaki gence ters bir bakış atarak karşılık verdi, sevgilisi olmasına rağmen başkalarına sulanmaktan asla vazgeçmiyordu.
Onlar çardağa ulaşıp ellerindeki poşetleri bir kenara bırakarak çekingen duran Seungmin'le tanışacağı sırada evin olduğu taraftan bir çığlık sesi daha duyuldu.
"Wooyoung! San! Hoş geldiniz!"
Felix hiç beklemeden koşturarak yanlarına gelirken ona kollarını açan bedenin neredeyse üstüne atladı. Sıkıca sarılıp Wooyoung'un onu döndürmesine izin verirken kıkırtıları gencin omegayı yere indirmeden hemen önce poposuna küçük bir şaplak atmasıyla son bulmuştu.
"Lena nerede?"
Duyduğu şeye dudak büzdü Felix, devamında ise hızlıca cevabını vermişti. "Lena için seviyorsun beni sadece, küseceğim sana."
Güleç yüzlü misafir gencin şirin ifadesi nedeniyle burnuna hafifçe vurup gönlünü almaya çalıştı, yanlış anlaşılmıştı. "Ondan demedim tatlım, sen benim buradaki ilk aşkımsın ama Lena'nın yeri hep ayrı."
Gülümsedi omega, zaten şaka yapmıştı. Minik kızının babasıyla birlikte uyuduğu bilgilendirmesini yapıp diğer arkadaşına da sarıldıktan sonra sıra böldüğü tanışma faslındaydı.
"Selam, ben Wooyoung ama sen sevgilim de diyebilirsin."
Flörtöz genç elini prense uzatıp her zamanki yavşaklığını konuştururken olaya gerçek sevgilisi de çok geçmeden dahil oldu. "Ben de sana sulanan şahsın gerçek sevgilisi San, tanıştığıma memnun oldum."
Seungmin daha cana yakın ve güvenilir olan gencin parmaklarını sıkıp kendini tanıtırken Wooyoung kısa bir söylenme sonrası o da tam manasıyla prens ile tanıştı.
Bu iki misafir onlara oldukça yakın olan bir başka alandan gelen Ateez üyeleriydi. Birkaç hafta ya da bir ayda birbirini ziyaret eder ve kendi ürettikleri ürünleri değiş tokuş yaparlardı. Bu şekilde açıklarını kapatırken bir diğer yandan da yeni arkadaşlıklar edinir, toplu buluşmalar düzenlenirdi.
Bu bilgileri de daha önce Felix'ten duymuştu prens. Birlikte sipariş hazırlayıp paketlemişlerdi. Daha sonrasında ise Seungmin günlük orman gezintilerinden birinde olması nedeniyle misafirleri kaçırmıştı. Fakat şimdi tam karşısında oturan ikili ile tanıştığı için mutlu ve onların sohbetini dinlediği için keyifliydi.
"Al bakalım, birkaç hafta sonra bunlarla bizi hazır bekleyin."
Omega elindeki listeyi sıkı dostuna uzattığında Wooyoung kağıtta yazanlar kısaca göz gezdirdi. Tam katlayıp cebine koyacağı sırada ise dikkatini çeken şey nedeniyle artan heyecanı ve büyüyen gözleriyle yüksek bir tonda sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ecotone // Hyunmin ✓
FanfictionEkoton, farklı türlerden bireylerin barış içinde yaşadığı az nüfuslu ve güvenli bölgeye denir. Kim Seungmin de saraydan kaçarken sığınak olarak sadece eğitim sırasında adını duyduğu bu yeri seçmişti.