Dead souls

756 64 132
                                    

Asla yanlış anlaşılmasın ben dilenci değilim ama Allah rızası için oy verin bacımlar bi de yorum yaparsak da o güzel parmaklarla çok iyi olur😚

Bu arada bu bölümü komple DKTT dinleyerek yazdım.

***  
Pete
Kollarımın arasında bana sıkıca sarılan bedenin yüzünü inceliyordum. Sevgilim olmuştu. Aşkım olmuştu. Göz yaşım, üzüntüm, mutluluğum olmuştu. Kendimden nefret ettim o an. Her bana 'meleğim' dediğinde kendimden tiksindim.

Aile olaylarım ve aşk hayatım birbirine girmiş durumdaydı. Annem yaşıyordu ve onu bulmalıydım. Bir kardeşim vardı. Aynı zamanda şu saçma sapan olaydan da sıyrılmam gerekiyordu. Yoksa çok fena duvara çakılacak gibi hissediyordum. İşaret parmağım ile yüzünden boynuna doğru inen yıldız takımını takip ettim. Sonra uyandırmamaya dikkat ederek öne doğru eğilip tüm benlerinden öptüm tek tek. Kafası kolumun üstündeydi. Bacaklarımız iç içe geçmiş, kafasını göğsüme yaslamıştı. Düzenli nefesi tenime usul usul çarpıyordu.

İnsanların nefesini hissetmek bir ay öncesine kadar işkence gibi gelirken şimdi onun nefeslerini tenimde hissetmek en huzurlu uykudan tatlı geliyordu. Dokunuşlarımla kıpırdanmaya başlayınca elimi yüzünden uzaklaştırdım ve geri uykuya dalmasını bekledim. Ama o esneyerek gözlerini usulca aralayıp güzel koyu hareleriyle bana baktı. Havada kalan elime bakıp tekrar odağını bana çevirdi. ''Bebeğim, uykumda beni öldürmeyi mi planlıyordun?'' Havada kalan elimi indirip çıplak göğsüne koydum ve hayali daireler çizerken, ''Sen uyanana kadar yüzünde taşıdığın minik yıldızları saydım. Sonra öptüm her birini, tekrar emin olmak istedim yanımda olduğundan. Rüya olmasından korktum tüm bu olanların.'' dedim. Doğrulup beni sıcak kolları arasına aldı. Kafama bir öpücük kondurup, ''Her şey güzel olacak. Belki çok engel çıkacak ama sonunda güzel olacak.''

'Lütfen' diye geçirdim içimden. 'Lütfen Tanrım yardım et bana ve bu işten sıyrılayım. Sadece mutlu olalım.' dedim. Çünkü her geçen gün giderek batmıştım ve şu an kimsenin beni çıkartabileceğini düşünmüyordum. Tek yapabildiğim yardım uzatacağından bile emin olmadığım Tanrıya yalvarmaktı.

''Bugün seni kendi dünyama götüreceğim. Hem tanışmanı istediğim birisi var.'' Bir anda bizi yataktan kaldırıp, ''Çabuk hazırlanalım.'' diyerek beni dolabın önüne çekiştirdi. İkimize de giyecek bir şeyler ayarladı ve bol gülüşmeli hazırlanma sürecinden sonra hızla merdivenlere çekiştirdi beni. Üzerinde ilk defa gördüğüm çocuksu bir heyecan vardı. Bu benim de gülümsememi sağlıyordu. İkimize de mutfağa geçtik ve bize hızlı bir sandviç hazırladı. Elimize aldık ve yiyerek arabaya doğru ilerledik. Şoför bizi görür görmez eğildi ve selam verdi. Ben de ona karşılık eğilerek selam verdim. Bu hareketim hem Vegas'ı hem de şoförü gülümsetti. Vegas'da kısa bir baş selamı ile, ''Bugün izinlisiniz. Ben kullanacağım aracı.'' dedi. Şoför arabanın anahtarını Vegas'a uzatarak teşekkür etti ve yanımızdan uzaklaştı.

Arabaya bindiğimizde anahtarı kontağa taktı ve parmaklarımız iç içe geçirerek, ''Gidelim bakalım.'' dedi. Benim ısrarım üzerine müzik açmıştık. Ben deli gibi bağırarak müziğe eşlik ederken Vegas sadece gülerek beni izliyordu dikiz aynasında. Yol boyu yerimde duramadan kıpır kıpır şarkı söyledim. Arada bir şarkıda ki bazı sözleri gönderme yapıyor gibi ona dönerek söylüyor, bazen aşka gelip yanağından öpüyordum. Kırmızı ışık gelince ise eğilip dudaklarından öptüm. Vegas dudaklarıma anında gülümseyerek karşılık verdi.

Gülümseyerek geri yerime oturdum ve sandviçini yemediğini gördüm. ''Neden yarısını yemedin?'' Sorumla ilk anlamak ister gibi bana bakıp anında bakışları yarısı duran sandviçe kaydı. ''Ama yarısını yedim.''

Betrayal or Love || VegasPete Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin