Sabah arkadaşlarımla buluşacağım için erken kalktım ve üstümü giyindim. Makyajımı yaparken telefonum çaldı. Bilindik bir numara değildi ama belki tanıdık falandır diye açtım telefonu. 5 saniye ses gelmedikten sonra bir kadın sesi geldi.
"Ah tatlım nerelerdesin açmıyorsun telefonlarını?"
Kadını tanıdığımdan şüphe ederek sordum ;
"Kimdiniz pardon?"
"Tanımadın mı canım?"
"Tanımadığım için soruyorum zaten abla" dedim ve telefon yüzüme kapandı. Garip. Saçma sapan konuşmanın ardından makyajımı tamamlayıp çantamı hazırladım. Telefonumu ve peçetemi attım içine. E bir de tazelemek için rujumu tabi. Ha bu arada kendimi tanıtmayı unuttum size; adım Eylül lise sona gidiyorum. Üniversite sınavım var ama pek de çalışasım yok özellikle babam öldükten sonra...
Neyse işte anahtarımı da alıp kapıdan çıktım. Telefonum çaldı Buse'nin aradığını gördüm. Hemen açtım.
"Alo"
"Alo, kanka gelmiyo musun?"
"Geliyorum şimdi çıktım evden."
"Tamam hadi bekliyoruz."
"Okeyy"
Buse,en sevdiğim arkadaşım. Gerçi benim için hepsi değerli ama olsun. O hep bana destek oldu hep benim yanımda oldu. Benim için yeri ayrı. Merdivenleri indim. İnerken Burak'la karşılaştık. Bizim komşudur kendisi. Selam verdi. Bende selam verdim.
"Nasılsın?" dedi Burak.
"İyi sen?"
"Bende iyi işte. Arkadaşlarımın yanından geldim."
" İyi. Bende şimdi buluşmaya gidiyorum."
"O da iyimiş. Neyse ben seni tutmayayım. Görüşürüz."
"Görüşürüz canım."
Duyduklarıma göre Burak beni seven taraf. Bense sevmeyen. Arkadaş olarak tamam ama yani bu aşk işleri bana ters. Hoşlandığım çocuk olabilir anca öyle herkese de aşık olmam yani. Neyse merdivenlerin kalan son basamaklarını da indim ve dış kapıya ulaştım. Tam o sırada bir kargo çalışanı geldi. Kutunun üstünü kontrol etti ve bir kaç kelime söyledi.
"Merhaba Burak Soylu'ya geldim ama" dedi.
"Evet, 2. Katta sağ tarafta kalan kapı." dedim.
Dışarı çıktım ve sonunda. Sonunda arkadaşlarıma ulaştım. Ilk Ece konuştu;
"Nerede kaldın kızım seni bekliyoruz?"
"Ya geldim işte. Burak vardı ya bizim onunla denk geldik inerken öyle ayaküstü konuştuk işte."
"İyi hadi gidelim." dedi Buse.
Yürümeye başladık. Yürürken kızlarla sohbette ettik. Okuldan sınavdan fln derken gideceğimiz kafeye ulaştık. İlerlediğimiz masada birisi oturuyordu ama ilerlemeye devam ettik. Kızlara,
"Orada zaten biri oturuyo!" dedim.
"E tamam işte." dedi Ece. "Zaten isteğimiz de buydu. Kızım sen kafayı mı yedin bizden başka kimseyle görüşüp konuşmuyorsun. En sonunda delirceksin o olcak yani. O yüzden seni biriyle tanıştıracağız."
Buse'ye doğru baktım. Sende mi biliyodun gibisine kaş göz fln yaptım işte. O da bana;
"Bana hiç bakma Eylül ben söyledim dinletemedim."
"Sonuçta uğraşmışsın." dedim sessizce.
Ve masaya iyice yaklaştık. Ece;
"Selaaaammmm!" diye bağırdı. Kendi arkadaşlarından falan olmalıydı bu çocuk. Kahverengi gözlü, kumral, saçları düzle kıvırcık arası bir şey. Yakışıklı gibiydi. Ama yok yok yok ben böyle bir kız değilim asla değilim yapmam böyle şeyler aşk fln bana ters ya olur mu öyle şey. Çocuk;
"Selam Ece." dedi. Biraz karanlık bir çocuk gibiydi. "Arkadaşlar kim?" dedi Ece'ye. Demek ki çocuğa da bahsetmemiş bizden.
"Selaam" dedim biraz sessiz.
"Selam" dedi elini uzatırken adımı sorar gibi bekledi.
"Eylül." dedim.
"Arda" dedi.
"Memnun oldum."
"Bende öyle"
Buse ile Ece susmuştu. Ben dikkat çekene kadar tabi.
"Ihım ıhım..." diye bir ses çıkardım. Buse hemen anlayıp konuya girmedi dalış yaptı.
"Iıı bizde öyle işte lise sona gidiyoruz. Sınavıydı derdiydi fln bilirsin belki."
"Evet evet bilirim ben de öyle. Uğraşmıyorum pek derslerle ama sebeplerim de var tabi."
"Hımmm"
"Bu arada bir şey içer misiniz diye fln sormadım ama içiyormuydunuz."
"Kahve" diye atladı Ece.
"Buse ne alırsın kanka" dedim.
"Limonata" dedi.
"Bende ondan alayım o zaman."
"Tamam hemen sipariş veriyorum." Garsonu çağırdı ve istediklerimizi söyledi. Bir kaç dakika sonra siparişler geldi. Limonatamı yudumlarken çocuktan soru geldi. Ortaya sordu herhalde.
"Sevgilin fln var mıydı? Kızmasın şimdi."
"Ki- kim yani ben mi?"
"Evet sen yani var mı kızar mı bilemedim şimdi?"
"Yok, yok canım ben kiiim aşk kim?"
"Sen öyle diyorsan iyi bari en azından rahat rahat konuşabilirim." Ne rahatlığından bahsediyordu bu çocuk ya?
O sırada çok değişik bir şey oldu entrikanın ortasına düşmüştük.
ARKADAŞLAR YENİ KİTABIM. BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENİZ YORUMLARA DA YAZABİLİRSİNİZ. İYİ OKUMALAR SİZLERE.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül
AdventureEylül lise sonuncu sınıfa gidiyor ve tanıştığı bir çocukla hayatıns devam ederken Arda adlı çocuğun gizemli ve sinir bozucu tavırları Eylül'ü delirtirken, Arda'nın hoşuna gidiyordur.