Bu gün işime kavuşmama bir günüm kalmıştı. Hızla yataktan kalkacaktım ki, Kürşat'ın kolu izin vermedi ve geriye yattım.
"Kürşat,"
Başını boynuma gömdü.
"Hımm,"
Gülümseyip saçlarını karıştırdım.
"Bu gün erken kalkmamız gerekiyordu ya, kalksak mı?"
"Ne erkeni ya..."
Mızmız bir çocuk gibi kıvranıyordu.
"Sen, ben, tim, eşleri... Kahvaltıya gidecektik ya."
Dedim saçları ile oynarken.
"Of ya, bırakmadılar ki karımla keyif yapayım."
Güldüm, böyle konuşması çok hoşuma gidiyordu, beni sevdiğini hissettirmekle yetinmeyip her an dile getiriyordu, bu beni utandırsa da onun tarafından sevilmek hoşuma gidiyordu.
"Hadi, geç kalacağız artık."
Söylene söyle yataktan kalktı ben de kalkıp yatağı toparladım. O banyoya girerken evleri toplayıp giyeceğim kıyafetleri hazırladım. Sonra ben de girdim. Üzerime sarı diz altı bir elbise geçirip ayakkabı olarak ta hasır sandaletlerimi giydim. Saçlarımı balık sırtı örüp yüzüme güneş kremi sürmeye başladım. Ankara'nın ayazına alışmış birisi olarak Diyarbakır'ın son bahara yaklaşmamıza rağmen sıcak olması beni çileden çıkartıyordu.
Bir kaç bileklik ve saatimi de taktıktan sonra yatak odasında çıkıp Kürşat'ı buldum. Salonda L koltuğa uzanmış dün yaptığım kekleri miğdeye indiriyordu. Yanına gidip elinden aldım. Masum masum bana baktı."Hiç öyle bakma, şimdi yiyeceğiz zaten."
"Ama gün ışığım ben sen yemeyince yiyemiyorum biliyorsun, bırak ta önden bir miğdemi doldurayım."
Haklıydı.
"Hayır, kahvaltıya gitmeyelim o zaman Kürşat, evde oturalım ve çatlayana kadar yemek yiyelim."
Sırıtıp beni yanına çekti, dengemi kaybedip oturuverdim koltuğa.
"Sen bu gün ne kadar güzel olmuşsun, kıskanırım ama ben."
"Sen de çok yakışıklı olmuşsun, ama ben sana beyaz hiç bir şey giymeyeceksin üzerine demedim mi?"
Kasları aşırı belli oluyordu ve bu beni deli ediyordu.
"Tamam hatun, sakin ol. Değiştiririm şimdi."
Yanımdan kalkıp yatak odasına yöneldi ben de kek tabağını mutfağa bıraktım. Keşke kek yemiş olsa, tost yapmış, üzerine sallama çay içmiş ve benim yakaladığım kekleri yemiş. Nerene yiyorsun bu kadar anlayamıyorum ki. Mutfağı da toparlayıp salona geçtim. Üzerinde sarı bol bir thişhört vardı. Bana uyumlu giyinmeye çalışıyordu heralde. Gülümseyip ona yaklaştım ve parmak uçlarımda yükselip adem elmasını öptüm, anca yetişiyorum ne yapayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN (Askıya Alındı)
Teen FictionHiç görmeden sevebilirmiydim seni? Hiç tanımadan girebilirmiydim hayatına? Daha adını bile bilmediğim biri ile nasıl evlenebilirdim? Allah aşkına bir söyleyin bana? 24 sene bunun için mi bekledim ben? Hiç bilmediğim bir adamla evlenmek ve mutlu ol...