"Şimdi çaktırma sarılıyormuş gibi yap ki anlamasınlar." Dedi ve dediğini yapınca konuşmaya başladı.
"Her şeyin farkında olduğunu biliyoruz Beren. Yani ben ve Yankı biliyoruz salak çocuk Bartu bilmiyor. Onunla yüzleşebilmek adına bu yemeğe çağırdığını da biliyoruz. Çiçekleri Bartu aldı. Alırken de dedi ki 'Beren en çok papatyaları sever, 'dikenli güllerin uğruna, yolda dikensiz, zayıf, papatyaları görmezden geliyorlar' der' dedi. Merak etme sana yardımcı olacağız." Dedi ve ayrıldık. Papatyaları bana uzattı.
"Zarif insana, zarif hediyeler." Dedi göz kırparak.
"Teşekkür ederim. Çok incesin." Dedim. Kollarım çiçek doluydu bu halime gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Siz geçin sofraya hemen geliyorum ben." Dedim ve mutfağa gittim çiçekleri bir vazoya koyarak ellerimi yıkayıp sofraya geçtim. Herkesin tabaklarını alıp çorba koyduktan sonra çorbayı mutfağa götürdüm. Bende sofraya geçip çorbamı içmeye başladım.
"Hele şükür sonunda yemek yiyorsun." Dedi abim. Sırıtarak abime baktım.
"Beren nasıl oldun iyi misin?" Diye sordu Bartu.
"İyiyim." Dedim
"Sevindim."
"Eyvallah." Dedim kafa sallayarak.
*************
"Beren ellerine sağlık. Her şey çok güzel olmuş." Dedi Arel. Herkes yemeğini yemiş, erkekler oturma odasına geçerken bizde kızlar olarak sofrayı toplamış yanlarına geçmiştik. Şu an herkes tatlılarını yiyordu."Beren bu şeyden başka var mı?" Diye sordu abim.
"Var abi getireyim mi?"
"Yok ben alırım yoruldun bugün." Dedi ve giderken saçlarımdan öptü. Bende öpücük attım. Bartu'ya çaktırmadan bakıyordum hep. Oda benim gibi mavi bir gömlek, beyaz kot şort giymişti. Eğer izin verseydi bu kombinlerle tatile gidiyorduk olurduk. Abim gelmiş yerine oturmuştu.
"E daha ne yapıyorsunuz?" Dedi abim.
"Okul, iş öyle gidiyor sen ne yapıyorsun?" Diye yanıtladı Arel.
"Aynı bende. Bartu ya noldu senin şu sevdiğin kıza, hala karşılık vermiyor mu kardeşim?"
"Ben dün engelledim abi onu." Dedi gözlerimin içine baka baka. Biliyordum işte Bartu anonim.
"Hayırdır? Karşılık vermiyor diye mi engelledin yoksa?" Diyen Alper'di bu sefer. Yürüyün aşk çocuklarım kim tutar sizi.
"Hayır alakası yok. Bakın ben onu tanımadan önce çok çapkın biriydim. Arel ve Yankı da iyi bilir. Her ne kadar bana kızsalarda 'yapma oğlum, birinde kal o senin sonun olsun.' Dediyselerde hiç bir zaman dinlemedim. Taa ki onu görene kadar. Onu gördükten sonra değiştim. Sadece o olsun hayatımda, o benim sonum olsun istedim. Bir anda büyüdüm mesela hep çocuk gibi davranırdım ben sonra özgüven patlaması yaşarım hep, kimseden korkmam ama onun eline diken batsa korktum. Onun karşısına geçtiğim zaman elim ayağım birbirine girdi, hiç bir şey diyemedim. Sonra düşündüm dedim ki Bartu sen bu kızı üzersin. Benim ona olan sevgim onu üzer. Ne bileyim abi işte ben onu öyle seviyorum ki kırmaktan, incitmekten, üzmekten korktuğum için dün engelledim."
Gözlerimin yaşını silip cevap verdim bu olanlara.
"Bartu bunu yaşamada bilemezsin. Hayat bu. Bazen kırarsın birbirini, bazen üzersin, bazen incinirsin. Ama gün sonunda yan yana gelince ne kadar mutlu olduğunu fark edersin. Önemli olan üzmek,kırmak ya da başka bir şey değil. Önemli olan bu kadar hengamenin içinden, harabenin içinden çiçekler içinde çıkmak. Bu kadar korkak olma." Dedim ve dışarı çıktım. Ilık olan hava yüzüme çarpınca kendime geldim. Şansıma yağmur başlamıştı. Yağmurun altında ıslanmaktan aşırı keyif alırdım. Evin kapısı açılınca bizimkilerin yanıma geldiğini görmüştüm. Bu bizim geleniğimiz gibi bir şeydi. Eğer berabersek beraber, eğer birlikte değilsek tek tek yağmurun altına geçip ıslanırdık. Yağmur yüzünden ıslanırsak bütün kirlerimizden arınırmışız gibi geliyordu. Kafamı kapıya bir anlık çevirince Bartu, Arel, Yankı bize bakıyordu. Erdi çok yanıma gelmiş ellerimden tutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat
Teen FictionBeren'nin orta gelirli bir ailesi vardı. Ta ki o güne kadar, yıllardır bir amcası olduğunu ama babasıyla amcasının görüşmediklerini biliyordu. Amcasının hakkında bildiği tek şey adıydı. Ve birde gelen o mesaj... 0507*******; Ne demiş Cemal Süreya? A...