Üçgenleri Sadece Mantıda Severiz 🍂

1.4K 82 117
                                    

1x3 🍂🍂

Ben geldim, nasılsınız gençler? Size minnoş bir bölüm getirdim. Geçen bölümde söylediğim gibi bölümde sevdiğiniz sahneleri tag da paylaşıp destek olabilirsiniz. İlk bölüm 500 görülme almış ( o gün çünkü çoğu kişi sahneleri paylaşarak destek oldu, ikinci bölüm üç yüz bile değil. Emeğe saygı diyelim ve sizi bölümle baş başa bırakayım, dikkat edin kendinize. Pazartesi ne olursa olsun sinir krizi geçirmeyin..)

🍂🍂

-ZEYNO-

Kız çocukları babalarına aşık olur derler. Bende öyleydim. Babama aşık bir kız çocuğuydum hatta bazen annemi kıskanır, onunla evlendiği için küserdim. Büyümeye başlarken hep babam gibi birini sevmek istedim. İlah aşık olma salaklığını yapacaksam en azından babam gibi biri olsun istedim. Merhametli, iyi niyetli, vicdanlı. Ve bu yüzden kalbim bir kuş misali en yakın dostuma kondu; Ali'ye. Babam gibiydi. Ve babamın bana bildim bileli hep verdiği bir öğüt vardı; Acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyabiliyorsan insansın..

Tamam sonradan bu sözün Tolstoy'a ait olduğunu öğrendim ama olsun. Bende her zaman böyle biriydim. Karşımda ki en nefret ettiğim insan bile olsa acısını gördüğüm de onun acısını duyabiliyordum. Bu yüzden Ege'ye yardım ediyordum. İnsan olduğum için. O kadar kendini bir maskenin arkasına saklamıştı ki en sonun da kim olduğunu unutuvermişti bence.

Yoksa insanların iyiliğini acımak olarak algılamazdı. İnsanların sevecen tavrının altından bir şey çıkacağına inanmazdı. Sevmeyi bilmeyen bir insan sevginin sadece kötülük olduğuna inanırdı. Bu yüzden doğrudan ona iyilik yapamazdım, acısını hafif de olsa dindirmeyi teklif edemezdim. Bende hem Ali hem de Çağrı sayesinde bir oyun kurmuştum. Sonuç da aklımda ki şeyi teklif eden oydu; sahi erkekler hep bu kadar banel miydi?

''Saçmalama Ege ya!'' dedim öfkeyle. Tabii ki de bunu istediğimi belli edemezdim o yüzden son ana kadar çirkefliğe devam etmeliydim '' Daha en başında sana bunu isteme dedim!''

''Kızım sende bu kadar saf olmasaydın'' dedi büyük bir egoyla. Tabii canım saf olan bendim.. ''Hem sen delikanlı bir kızsın, bence sözünü tutarsın..''

''İyi benden günah gitti zehirlenirsen vallahi hastaneye yetiştirmem kıvrıla kıvrıla ölmeni izlerim'' dedim omuzlarımı silkerken. Ama bunu söylemek içimi ürpertmişti. Birini ölmeden önce görmüştüm. Vefa'mızı. Birinin daha ölümünü göremezdim.

''Ben her gün ölüyorum Zeyno, sorun yok..'' dedi gülerek. Bazen bir insanı tanımak için yıllarınızı geçirirdiniz ama tanıyamazdınız. Size kurduğu engelleri göremezdiniz, kendini kaptırdığı maskesini fark edemezdiniz. Ve bazen de bir insanla sadece bir an geçirirdiniz ve onu görürdünüz. Davrandığı kişiyi değil, içini. Ve ben Ege'nin bu gülüşünün gerçek bir gülüş olmadığını biliyordum..

''Yemekten sonra bari şu ödeve de girelim azalır biraz..'' dedim verecek bir cevabım olmadığı için. Ege kafasını salladıktan sonra gülmeye başladı, ben merakla tek kaşımı kaldırınca gülmesini durdurdu.

''Eve yine bomba düştü de o geldi aklıma'' dedi sırıtarak. Bomba senin kalbine düşmüş yavaş yavaş büyüyordu. Ama sen bunun farkında bile değildin.

''Ee birazcık dağ ayılığına son verip bence evi temizleyebilirsin. Hayatta yardım etmem sana!''

''ZEYNO!''

Ancak bu ismimi haykıran kişi Ali idi. Ne bağırıyorsun öyle be? Hızla arkamı döndüğüm zaman yanlarına gelmemi işaret etmişti. Bu da Cemre ile olanlardan sonra iyice dengesizleşti..

Bir Tek Ben Anlarım 🍂🍂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin