Fotoğrafta Rüya var. :)
Yemyeşil ormanın içinde koşuyorum. Masmavi gökyüzünü izliyor doğanın müthiş kokusunu içime çekiyorum.. Her şey o kadar mükemmel ki... Mükemmel? Hey saçma değil mi?Gözlerimi neden açamıyorum lanet olsun ilk günümden geç kalacağım. Aniden gözlerimi kocaman açtım ve saate baktım işte şimdi gerçek anlamda uyandım saat 8.30 mu? Lanet olsun ki yeni okulumun ilk gününde geç kalmıştım. Yataktan fırladığım gibi banyoya koştum ani hareketimle başım döndü ama bunu umursayamazdım. Hızla duşumu aldım normal kızların en az 40 dakika süren duşu benim sadece 7 dakikamı almıştı. Hızla formamı üstüme geçirip saçlarımı kuruttum çantamı kaptığım gibi koşmaya başladım. Okulun kapısına yetiştiğimde çoktan geç kaldığımı anladım hemde tam 15 dakika. Aptalın tekisin Rüya... Derse girip girmemek arasında kaldım. İstanbul'a bu hafta taşınmıştım liseli olmama rağmen tek başıma yaşıyorum çünkü hayallerim bağımsızlığa mecburdu. Annem Ankara'da kardeşimle kalıyordu. Onu yalnız bırakmadığım için mutluydum. Nöbetçi öğrenciye müdürün odasını sordum 3. katta olduğunu söylediğinde ağlayacaktım 3 kat ne demek ya? Müdürün kapısını tıklattığımda GİR diye tok bir ses duydum isteksizce kapıyı açtım ve utançla içeri girdim.
'Noldu kızım?'diye sorunca korkarak
'Hocam bu okula yeni transfer oldumda sınıfımı öğrenebilir miyim?'diye sordum kendimin bile zor duyduğu sesiyle.
'Elbette kızım adın?' diye sordu. Bu cümlenin yüklemi nerdeydi? Hocasın sen hoca...
'Rüya Yılmaz' dedim hızla. Çekmeceyi açıp içinden kağıt çıkardı ve benim ismimi birkaç kez tekrarlayarak
'Rüya Yılmaz-Rüya Yılmaz... Ahhhh' diye bağırdı ve '11. sınıfsın anlaşılan sınıfın 11-B kızım' diye ekledi.
'Teşekkür ederim hocam.' dedim korkarak. Korkuyordum çünkü o müdür öğrenci dediğin müdürden korkar.(!) Sınıfımı bulduğumda içimi korku sardı nedenini sorma Sebastian bende bilmiyorum.
Pekala Rüya derin nefes al ver nefes al ver nefes al. 'Kes saçmalamayıda sınıfa geç artık.' 'Asıl sen kes sensini aptal!' Evet ben iç sesimden dış dünyayı duyamıyorum. Lanet olsun nefesimi vermeyi unuttum. Hızla nefesimi verdiğim gibi sınıfa daldım tüm gözler bana çevrilmişti yine ne yaptın Rüya sen öyle?
'Noluyor öyle sınıf burası kızım Ali Babanın çiftliğimi dalıyorsun öyle!' diye sordu sınıftaki buruşuk adam.
'Özür dilerim yeni nakil oldum ve...' diye konuşacakken sözümü kesti ve
'Yeni nakil olduysan yeni nakil olmuşsundur ne var bunda eski okulunda kapıyı tıklatıp özür dilemen gerektiği öğretilmedi mi?' diye sordu kaşlarını çatarak.
'Hadi cevap ver Rüya nasıl vereceksen artık. Mal mal bakıyorsun adama.'
'Yardım etsene köpek dış sesinim ben senin.' Herneyse aklımı topladım ve ağzımı açtım ağzımdan tek çıkan
'IMMM' ciddi misin Gerizekalı? Of ya rezillik.
'Uzatma hoca sıkıldık.'diye bir ses çıktı sınıftan.
'Otur boş bir yere.' diye sıkkın bir sesle söylendi buruşuk. Hayatımı kurtaran çocuğa doğru baktım ve içtenlikle gülümsedim o da bana gülümseyince boş bir yer aradım bir kız kafasını sıraya koymuş uyuyordu yanının boş olduğunu görünce oraya ilerledim ve oturdum. İçimden bir OHHH çektim. Artık rahattım. Kız gözlerini yavaşça açarak bana şaşkın şaşkın baktı.
'Üzgünüm boş değilse kalkabilirim.' dedim. Hayır anlamında kafasını salladı ve elini bana uzatarak 'Ceren ben.' dedi. Buda yüklem kullanmıyordu anlaşılan.
'Rüya' dedim gülümseyerek ve elini sıktım. Buruşuk adamın bakışlarını hissettiğimde o tarafa döndüm.
'Kendini tanıtacak mısın?' diye sordu. Al işte aptalsın be Rüya. Yavaş hareketlerle ayağa kalkarak 'Rüya Yılmaz. Ankaradan geliyorum.'
'Neden geldin ki keşke gelmeseydin.' dedi buruşuk. Gözlerini deviremezsin Rüya terbiyeli ol ve tut kendini.
'Hayallerim için.' dedim sessizce.
'Sevdim bunu aferin kızım niye Ankarada olmuyor mu o hayal?' He olsa ben burda ne yapayım moruk.
'Hayır efendim.' dedim. Efendim mi? Eski dizileri izlemek sana yasak..!
'Neymiş hayalin?' diye sordu. Senin susman demek istiyorummmm.
'Hayatımı ifade edecek hayatımı değiştirecek fotoğrafı çekmek.' dedim özgüvenle konu fotoğraf kamera olunca kimseye gül koklatmam. Böyle miydi o söz ya.
'Fotoğraf için mi geldin yani önemli birşey sandım soruyorum otur otur boş insan.'
dedi eee yuh artık sabrımın sinirini zorlama. Sabrımda sinirlenebiliyor. Sinirle yerime otururken hayatımda duyduğum en güzel sesi duydum.
'Demek Rüya Yılmaz.' dedi arkama baktım hemen arkamda oturan bu çocuğu nasıl farkedemedim. Gözleri... saçları... yana doğru kıvrılan dudakları... Çok tatlıydı.
-Kaç porsiyon lazımdı?' dedi tek kaşını kaldırarak.
'Anlamadım.' dedim sesimin nesi var?
'Yiyecek gibi bakıyorsunda kaç porsiyon diyorum.' dedi alayla gülümseyerek.
'Saçmalama.' dedim sinirle kendini beğenmiş. Lafa bak tabiiki kendini beğenecek ben bile çok beğendim.
'Ağzını kapa artık salyaların sırama akıyor.' dedi. Gerizekalı ağzım açık değil ki. Değil mi? Yoooo çokta güzel açık kapatta cereyan yapmasın. dedi iç sesim. İç sesime sıçayım dedim ve ağzımı kapatarak hızla önüme döndüm. 2 dakika içerisinde ölmediğim için altın plakı haketmiştim. Zilin sesini duyunca sınıftan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obje
Teen Fiction'Bunu ondan saklamalıyız.' dedi gözlerimin içine bakarak. Bunu yapmamı nasıl isterdi. Ona söylememiz gerekiyordu. Yinede ben gözlerimi bile kırpmadan 'Peki.' dedim. 'Gülümse hadi. Fotoğrafımızı çekecek.' 'Yapamam. O beni korkutuyor.' dedim. 'Yanınd...