1 aydır Yüzünü bile göremiyordum iyi olduğunu biliyordum çünkü sık sık bana mesajlar atıyor ve nasıl olduğumu soruyor Onu özlemiştim ama onun yanına gitmek için bir sebebim yoktu Ben onun hiçbir şeyi değildim.
Saat 8.30'u gösteriyordu ve ben uzun zamandır yapmam gereken bir şeyi yapacaktım okula gidip herkesle yüzleşecektim Ama bu sefer gidişim sandalye ile olmayacaktı çünkü aldım tedavi ve terapiler Bence işe yaramaya başlamıştı kendimde uzun zamandır olmayan o özgüveni bulmuştum.
" Anne ben çıkıyorum" diye bağırdım salona doğru
"Ayazı ara o gelip alsın seni" bir hafta içerisinde çoğu şey olduğu gibi bu da değişmişti annem gerçek oğluyla tanışmıştı ve bir hafta Ayaz'la beraber geçirmiştim. benim gittiğim okula gitmek için ısrar etmiş ve beni okula gitmek için ikna etmişti annemle Sadece bir kere konuşmuştum ve bana nun yanına İstediğim zaman gidebileceğimi söylemişti. Tedavilerimi en iyi hastanede yaptırmam için bana yardım ediyordu.
"Tamam" dedim ardından telefonumu cebimden çıkarıp ayazın ismine tıkladım telefon hemen açıldı
"Alo Ayaz neredesin beni almaya gelebilir misin?"
"Ayaz değil abi de bana" dedi kibirli bir tonlamayla
"Gerizekalı. Aramızda 5 dakila bile yok"
"5 dakika 5 dakikadır abin miyim abinim" beni bu kadar hemen kabullenmesi ve gerçekten sanki onun kareşiymişim gibi davranması ilk zamanlarda garibime gitmişti Ama sonra bu durumu sevmeye başladım.
"Boş konuşma gel hadi sabahtan beri bekliyorum" daha 3 dakikadır beklemen dışında hiç bir sorun yok
Geleceğini söyleyip telefonu kapattı 2 dakika sonra beyaz Mercedes geldi.
"Abin senin için nelerle uğraşıyor, sen hala 5 dakika da olsa abin olduğumu kabullenmiyorsun. Çok yazık." Salı günü biyolojik annemle buluşmaya gidecektim ve tabi ki yanıma Ayazı da aldım. O sırada ayazın benden 5 dakika büyük olduğunu öğrenmiştik.
"Ay çok konuşma da gidelim" dedim
"Bu arada sandalyene ihtiyacın olmadığına eminmisin bence yine de arabada dursaydı" dedi
"Gerek yok sür hadi gidelim artık gidelim geç kalacağız.
bir şey demden arabayı sürmeye başladı okula gitmek için heyecanlı mıydım HAYIR. oraya sadece geç kalınmış bir intikamı almaya gidiyordum ve ne olursa olsun beni hiç kimsenin üzmesine izin vermeyecektim. yanımda her ne kadar fazla güvenmesem de ayaz vardı.
okula geldiğimizde her zamankinden daha özgüvenliydim sanki. ayaklarımı daha iyi kullanabiliyordum. kendi kendime kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan istediğim her şeyi yapabiliyordu. tıpkı eskisi gibi. kim bilir belki her şey düzeliyordu.
sınıfımda ne kadar yer olmasa da müdürü bir şekilde ikna etmiştik ve ayazı da benimle aynı sınıfa almıştık. annem ne kadar istese de ayaz onunla görüşmek istememişti gerçek annesinin suçu olmadığını biliyordu ama korkuyordu.
"orada daha ne kadar durmayı planıyorsun" dedi
"bekle ya geliyorum" dedim ve arkasından yürümeye başladım
sınıfa geldiğimizde bir kaç kişi dışında henüz kimse gelmemişti ve muhtemelen bir kaç dakika içerisinde benim okula ayakta geldiğimi herkes öğrenecekti
"gel benim sırama geçelim" dedim
her zaman oturduğum yere doğru yönelirken ceren çantasını oturacağım yere koydu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE HAYALLER
Teen FictionHer zaman bir umut vardır sözü eylüle çok anlamsız geliyor çünkü onun için hiçbir zaman umut yoktu.... genç yaşında yakalandığı hastalıkla yaşamaya çalışan Eylül etrafındakilerin teker teker ondan uzaklaştığına şahit oluyor. bazen düşmanımızdan dar...