15

65 14 24
                                    

"Kralım, sizde çok iyi biliyorsunuz ki tanımadığımız insanların potansiyellerini görmek hemen olan bir şey değildir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kralım, sizde çok iyi biliyorsunuz ki tanımadığımız insanların potansiyellerini görmek hemen olan bir şey değildir." kralın yüzükle dolu eli havaya kalkmış, Alistair'ın yarım yamalak ağzının kapanmasına neden olmuştu. Eliza gerilmiş yüzüyle abisinin sakin kalmasını diliyordu.

"Bana o kadının kaçtığını ve altı tane askerimi öldürdüğünü açıklamanı söyledim, felsefe yapmayı kes!" düşünmeden yargılamayı yapmakta çok usta olan krala karşı nefreti her sözüyle daha fazla artıyordu.

Bu adam her zaman böyleydi, durmadan bağırır dururdu. Alistair sıktığı dişleri arasında derin bir nefes aldı. Tırnakları batana kadar sıktığı elleri çözüldü ve bundan sonra olanları düşünmeden "Kral Ridan sende eminsin ki her şeyi kontrol edip mükemmel bir hayat kuramayız. Unutmamamız gereken bir şey varsa ki o da şudur: Bazı şeyler olur, annemin ölümünde seni suçladığımda bana bunu demiştin. Bazı şeyler olur Kral Ridan ve siz sadece izlerseniz. Dün gibi hâlâ hafızamda, annem orada kan kaybederken siz izlemiştiniz."

Alistair bir baş selamı verip -bunu istemiyor olsa da kellesini seviyordu- arkasını dönerek hızlı adımlarla taht odasından çıktı. Kralın kıpkırmızı kesmiş yüzü her şeyi açıklıyordu. Her olayda saatlerce Alistair'ı suçlu tutması, tüm olanları sanki kaderi yazan oymuş gibi açıklamasını beklemek bir çocuğun annesinden babasından bekleyeceği bir şeydi. Bir babanın oğlundan bunu beklemesi, çocuk kalmış ve duygularını yönetmeyen biri olmasından başka bir açıklaması yoktu.

Annesi öldüğünde bile neredeyse yönetim elinden giderken, tüm ordulara savaş emri vermesi gibi düşüncesiz hareketlerini hep Alistair telafi etmişti. Bugün hâlâ North Krallığı varsa kesinlikle ayakta tutan Alistair'dı. Bunları babası kafası estiğinde ona bağırsın ve suçlu bulsun diye değil.

Odasına girdiğinde nefret ettiği ağır kıyafetleri çıkarıp üzerinden attı. Eliyle saçlarını karıştırıp, avlanmak için giydiği siyah kıyafetleri üzerine geçirdi. Siyah kamışını sırtına astığı kılıfa koydu, bacaklarının yanına yaprak hançerleri yerleştirdi. Ellerine deri eldivenini geçirip yüzüne siyah deri maskeyi takıp odasının penceresini açtı. Sıcak hava açıkta kalan gözlerini yaladı.

Güneş lanetten sonra soğukta yaşamaya alışık olan bu ırkı cezalandırmaya devam ederken balkonuna geçip, şapkasını kafasına taktı ve parmaklıkların üstünden bacaklarını geçirdi.
Son nefesi ciğerlerini doldurur gibi ciğerlerine hapsetti ve kendini on kattan aşağı attı.

Bir tur takla atıp, boşalan ciğerlerine oksijeni doldurmakta kendini zorladı. Üzerindeki tozları silkeleyip avcılığın getirdiği özellikler için Tanrı'ya şükretti. Ormanlara geçiş amacıyla kullanan çoraklaşmış tarlayı adımlarıyla doldurdu. Gözlerini kapatarak uzun zaman ayak basmayacağına yemin ettiği Meghalaya ormanlarını hayal etti.

&

"Bazı şeylerin amacı yoktur Adam, öylesine yaşıyoruz. Bomboş." Adam şiirsel sözlerle kalkmış, önünde savaştan dönmüş gibi duran Nadia ile burun buruna geldi. Nefesini yüzünde hissediyor, yüzündeki yaraya bakarak acıdığını gösteren mimikler yapıyordu.

SAKLI DÜNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin