Bardağın kenarında parmaklar uçlarımı gezdirirken dudaklarımı yaladım. Jeon ve arkadaşı tam 3 gündür kayıptı artık kafayı yiyecektim. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım yerlerini tespit edemiyordum. Suga' ya karşı güçsüz görünmeyi bırakın Jeon'a bir şey olma ihtimali beni geriyor ve sinirlendiriyordu. Eğer ona dokunduysa onu pişman ederdim.
Sinirle bardağı karşı duvara fırlatıp ayağa kalktım. Ceketimi alıp evden çıkarak ortak toplandığımız eve, Rm Hyung'ın evine gitmek için arabama bindim. Hızla eve sürerken direksiyon u sıkıyordum. Yoksa sinirimi bir Eve vardığımda arabamı park edip arabadan inerek kapısını sertçe çarpıp kapattım. Kilitleyip anahtarı cebime koyduktan sonra eve ilerledim. Kapıyı çaldığımda biraz bekleyişin ardından kapı açıldığında direkt içeriye girerek kimsenin sorusuna cevap vermeyip koltuğa oturdum. Evdekilere baktığımda Jin'in de burada olduğunu gördüğümde cebimden telefonunu çıkartıp ona uzattım. Teşekkür edip telefonu aldığında ona cevap vermeyerek diğerlerine döndüm.
"Bir şeyler yapmalıyız. Elimiz kolumuz bağlı oturuyoruz. Bütün araştırmalara rağmen hâlâ o itin nereye saklandığını bulamadık."
"Araştırmaya devam ediyoruz fakat bir sonuca ulaşamadık hâlâ. İyi saklanmış. Elimizden pek bir şey gelmiyor."
Karina'nın konuşması ile sıkıntılı bir nefes verip saçlarımı ellerimin arasından geçirerek arkama yaslandım.
"Yeterli değiliz. Evde boş boş durup araştırma yapıyoruz." Aklıma gelenle Taemin'e döndüm
"Deponun kamera kayıtları var mıydı ?"
"Evet vardı fakat Suga bunu akıl etmiş ve kameraları tespit ederek onları yok etmiş. Bir kaçı hâlâ duruyor ama onlarda dış cepheye bakıyor."
"Dikkatli baktığınızdan emin misiniz ? Bir şey kaçırdınız mı ?"
"Dış cepheye çok ayrıntılı bakmadık izleyip kapattık. Orda bir şeyler olabilir mi diyorsun ?"
"Aynen öyle diyorum. Karina sen benimle depoya gel. Taemin burada kalıp Rm Hyung ile araştırmaya devam edin bir görüntüleri alıp geleceğiz."
Onayladıklarında ayağa kalkıp kapıya yöneldim. Kapıyı açıp yürüyeceğim sırada yerde gördüğüm şey karşısında dona kalmış bir şekilde yerde yatan bedene bakıyordum.
Karina'nın yerde yatan bedene koşup kaldırmaya çalışması ile kendime gelip hızla ilerleyip baygın bedeni kucağıma alarak evin içine girdim.
Kucağımda ki bedeni gördüklerin de oturdukları yerden kalkarak şaşkınca bir bana bir de kucağımda ki bedene baktılar. Boş koltuğa baygın bedeni yatırıp banyo ya ilerledim. Dolaptan pansuman için ilk yardım çantasını aldım. Sakinliğimi koruyarak koltukta baygın bir şekilde uzanan bedene ilerledim. Yüzüne bakamayarak ilk yardım çantasını açıp içinden malzemeleri çıkardım. Yüzüne baktığımda dayanamayarak elimdekileri Rm Hyung'a verdim.
Baygın beden, Jeon'a aitti.
Suga ona zarar vermişti. Benim olana zarar vermişti.
Karşıdaki koltuğa oturup dirseklerimi bacaklarımın üzerine koyarak ellerimi birleştirdim. Rm Hyung pansumanı yaparken ona bakmamaya çalışıyordum. Yüzü çok kötü durumdaydı. Ona nasıl vurmuştu öyle ?
Ben bunları düşünürken Rm Hyung'ın seslenmesi ile ona döndüm.
"Tae buna bakman gerekecek."
Ayağa kalkıp yanıma gelerek elime buruşmuş bir kağıt parçası verdi. Kaşlarımı çatıp ne olduğuna bakmak için bakışlarımı kağıt parçasına çevirdim.