Uras'ın Anlatımından
Buğlem yukarı çıkınca evi gezinmeye başladım.Evde hiç kendi resminin olmaması dikkatimi çekmişti,kendini beğenen bir kıza benziyordu -Ki bu fizikle kendini beğenmezse onda bir sorun var demekti- Kahveyi koyduğum masaya ilerledim ve eğilip kupayı aldım.Alırken gözüme masayla aynı renkte olduğu için çok dikkat çekmeyen -Gizli bir bölmeymiş gibi duran- çekmece takıldı.Buğlem'in evini karıştırmak gibi bir amacım yoktu.Ama niyeyse beni o dolaba çeken bir şeyler varmış gibi hissediyordum.Elim yavaşça çekmecenin kulpuna gitti.Birkaç kere merdivene doğru baktım.Buğlem her an aşağı inebilirdi ve indiğinde onun çekmecesini karıştırıyormuş gibi görünmek en son istediğim şeydi.Hatta en son istediğim şeyler listesine bile giremezdi.Yine de tüm merakıma yenilip çekmeceyi açtım,açarken bir gözümde merdivendeydi her ihtimale karşı.Dolabı açar açmaz gördüğüm silahla gözlerim kocaman oldu.Buğlem ve silah.Silah ve Buğlem.Alakası olmadığını düşündüğüm iki kelime yan yanaydı şimdi.Saklanma gereği duyulmadan çekmeceye atılmış bir silah.Bomboş çekmecede sadece silah olması ayrı bir noktaydı.Silahı elime alıp incelemeye başladım.Merdivenden gelen ayak sesleriyle kafamı kaldırdım.Sinirli bir ifadeyle Buğlem'in gözlerinin içine bakarken Buğlem şaşkınlıktan küçük dilini yutacak hale gelmişti.Sesimin buz gibi çıkmasına özen göstererek elimde ki silahı bir tur çevirdim ve konuşmaya başladım.
"Bu siktiğimin silahı da neyin nesi ?"
Buğlem'in Anlatımından
"Bu siktiğimin silahı da neyin nesi ?" diyen Uras'dan gözlerimi kaçırdım.Hadi bakalım Buğlem.Çık bu işin içinden çıkabilirsen.Eğer polis olduğumu öğrenirse beni kesin buradan çıkmadan öldürürdü.Buradan çıkmayı başarsam da bundan sonra Uras'a karşı daha dikkatli olmalıydım.İçine kesinlikle bir şüphe düşmüştü ve bu şüphe planı zor duruma sokuyordu.Uras'ın bağırmasıyla kendime geldim.
"Buğlem bana bunu açıkla !"
"Ş--şey nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum."
Aklıma bir yalan gelmesi için vakit kazanmaya çalışıyordum.
"Nasıl söyleyeceğini bilip bilmemen umurumda değil,şu lanet olası silah senin çekmecen de ne arıyor ?"
"Peşimde bir sapık var."
Aklıma gelen ilk yalan buydu,aferin bana.Çok lazımmış gibi bir de kendime sahte bir sapık oluşturmuştum.Harika (!) Uras yalana inanmış olmalıydı ki bana karşı olan bakışları yumuşamıştı ama yine de sesinde ki sertlikten taviz vermiyordu.
"Peşinde kim var ve senden ne istiyor ?"
"Kim olduğuna dair bir fikrim yok sadece telefonuma yabancı bir numaradan mesajlar gelip duruyor.Bazense fotoğraflarım.Anlayacağın sapık beni takip ediyor.Geçen bir yerlerde oturup kahve içerken fotoğrafımı çekip bana attı.Olay ciddi Uras.Yanımda taşımasam bile evde bir silah olması en doğru şey.Beni takip ediyorsa evimi de biliyor demek bu."
"Babandan neden koruma istemedin ? Sonuçta güçlü bir iş adamı."
"Babam beni hayatta korumalara teslim etmezdi.Kendi kalkıp Türkiye'ye gelmeyeceği için beni yanına aldırırdı.Ve emin ol İstanbul'dan gitmeyi hiç ama hiç istemiyorum."
Uras oflarken silahı yavaşça sehpanın üzerine bıraktı.
"Gelen mesajları göstersene."
Panikle Uras'a baktım.
"Ben o mesajları sildim,korktum ve kimse görsün istemedim.Eğer birine söylersem ya da polise gidersem bana zarar verecekti."
"Bundan sonra gittiğin her yeri bana bildiriyorsun.Gerekirse peşine koruma takacağım.Madem kısa bir süre için olsa bile -Eliyle havaya hayali bir tırnak işareti yaptı- takılacağız o zaman seni korumam gerekiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYAYLA OYUN #Wattys2015
Roman pour Adolescents"Bu işi başaramayacaksan hiç bulaşma.Bu iş aptal sarışınlıklarını kaldıramaz." "O gerçek bir sarışın bile değil." diye mırıldandı genç adam alayla. "Gerçek bir sarışın istiyorsan benden ayrılman gerekiyor." dedi genç kız sinirle. Otoriter ses odayı...