8.BÖLÜM "YOLCULUK"

4K 203 20
                                    

Shawn mendes - There's nothing hondin me back

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Arda ile sevgili olalı tam iki hafta olmuştu. normal de sevinçle uyanmam gerekiyordu ama çalan alarm bunu imkansız bir hale getiriyordu. Bugün Denizli'ye gideceğimiz için alarm kurmuştum ve şu an da çalıyordu. Aynı zaman da benim sinirlerim de horon tepiyordu. Yataktan ayaklarımı sarkıttım ve bir süre halıyı izledim. Duşun iyi geleceğini düşüncesiyle ve banyoya girdim. Dün yapamamıştım malum Arda ile vakit geçirmiştim.

Kısa bir duş alıp iç çamaşırlarımı giydim. Denizli, Bursa kadar kadar sıcak olmuyordu. O yüzden fazla kısa şeyler almaya da gerek yoktu. Dolabın karşısına geçip giyeceklerimi ayarladım. Daha doğrusu bakındım. Hangi tişörtü giysem diye elime aldım kendi etrafımda dönerek karar vermeye çalıştım. Tam dönerken bir şey fark ettim.

Allah kahretmesin ya.

İki hafta da rezillik üstüne rezillik yaşıyorum..

Perdeyi açık unutmuşum.

Asıl haber Arda bana bakıyor ve ben neredeyse yarı çıplaktım. Arda'yı görür görmez halıya yapıştım. Görmesin diye. Gerçi göreceği kadar gördü ya neyse. Hemen perdeyi görünmeden kapattım. Telefona hemen mesaj geldi. 

Arda: Umarım rüya görmemişimdir ^-^

 Şuan utançtan öleceğim. Allahım ölüyorum. Hiç hayatımda bu kadar utanmamıştım. 

 Ben: Ha ha çok komik -_-

Ben bir daha nasıl bakarım yüzüne. Gerçekten dünyaya rezil olmak için gelmişim ya.

Arda: Komiklik olsun diye söylemedim.

Ben: İyi

Arda: Neyse. 

Ayrıca saat sabahın altısı. Bu çocuğun bu saatte ayakta ne işi vardı? Hayır yani sırf ben gidiyorum diye kalktı ise salaktı. Çünkü böyle bir şey onun için geçerli olsaydı ben kalkmazdım. Niye kalkayım ki? Canım yumuşak yatağım. Canım uykum. Hahayt.

Arda: Hadi aşağı in. Denizli'ye gitmeden önce göreyim seni.

Ben: Annemden izin alıp geliyorum bir dakika.

Arda: Bekliyorum aşağıda.

Hemen altıma diz kapağında yırtık olan kot pantolonumu, üstüne de lacivert tişörtümü giydim. bavuluma kattığım tarağımı çıkardım ve saçlarım hafifçe ıslatarak taradım. Tarağımı bavuluma geri kattım. Aşağı kata indim, lacivert ayakkabımı giydim. Kapıdan çıkmadan önce annemden izin aldım ve dışarı çıktım.

 Arda evlerinin önünde bekliyordu. Utandığım için yanaklarım yanmaya başlamıştı.Geldiğimde hemen bana dönerek "sana kırmızı çok yakışıyor"dedi. İlk başta ne dediğini anlayamasam da sonradan anlamıştım. Yanaklarımdan bahsediyordu. Allah kahretmesin ya. 

Gözlerimi pörtlettim ve hemen ellerimle yüzümü kapattım. Utandığımı ve utanınca yanaklarımın kızardığını çok iyi biliyordum. Çünkü beyaz tenliydim ve  yüzümde bir şey çıksa direk belli oluyordu. Arda " Damla ellerini yüzünden çeker misin. Utan diye söylemedim. Gerçekten kırmızı sana çok yakışıyor" dedi ve güldü. Bak hala dalga geçiyor ya. Bende hayır dercesine kafamı sağa sola salladım. Sonra bileklerimden nazikçe tutarak çekti. Bu sefer gözlerimi sıkıca kapattım. "Açmayacağım işte" dedim ama sonra açtım. Sırıtarak bakıyordu. Ardından "tamam tamam şaka yaptım" dedi. Güldüm ve boynuna sarıldım. Arda'nın boyu benden uzun olduğu için hafifçe yukarı kaldırarak sarıldı. Bildiğiniz, beni küçük bir çocuk gibi kucaklamıştı. Ayrıldık ve "ben beş dakikalık izin aldım o yüzden gitmem lazım" dedim ve el sallayıp eve girdim. 

Kahvaltıyı orda yapacaktım. Açım oğlum ben. Annem "hadi gidiyoruz" dedi. Bende bavulumu aşağı indirdim. İndirdim demesi kolay ama ben o bavulu indirene kadar bir yerlerim çıktı. Hayırsız kardeş olasıca Ece de yardım etmedi. Arabaya bavulları koyup yola koyulduk. Daha yolun yarısının yarısını gitmemişken. "Anneğğğ daha gelmedik mi ya" dedim. Annem de  "Damla. daha yola yeni çıktık. Ne gelmesi" dedi.  Ofladım ve arkamı yaslanıp yolu izlemeye başladım. Bir yarım saat daha geçtikten sonra karnımdan garip sesler gelmeye başladı. Arkadaş ben de hiç doymuyorum ya. Ha bire yemek yesem dursam. "Anne be. Yiyecek bir şeyler var mı" dedim. Yemin ederim yemek yemeyince kendimi somali çocukları gibi zayıf hissediyordum. Annem elindeki çubuk kraker paketini bana uzattı ve "al atıştır birazcık" dedi. Anneme 'bu ne ya'bakışları attım. Sonra "anne ben yiyecek bir şey istiyorum çubuk kraker değil" dedim. Annemde "kök ye" dedi ve önüne döndü. Yol boyunca coolluktan ölecektim. Çünkü hep kitap okudum ve müzik dinledim. Tabi biraz da Eceyle uğraşmıştım. Ehuehu yaşasın kötü abla olmak.

************
Sonunda denizliye gelmiştik. Hızla araban indim ve etrafa bakındım. Vay anasını. Burası Denizli miydi?


Bölümler, olaylar bozulmadan düzenlenmiştir.

Bu arada yazım hataları varsa özür dilerim unicornlarım.

YILDIZ #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin