Bölüm 28

14 6 0
                                    

Yeni bir kiralama, benim için yeni bir iş demekti. Genelde işverenler beni bulurlardı. Direkt olarak emirlerindeki adamlar gelir beni bulur ve şu kişi sizinle görüşmek istiyor, derdi. Bu dediğim gibi genelde böyleydi. Bazen ise arkadaş olduklarımı sandıkları kişilere haber göndermeyi seçerlerdi.

Bu en nefret ettiğim yöntemdi çünkü konuştuğun insanlara aslında benim ne olduğumu hatırlatıyordu. Hayır, hayır olduğum ve yaptığım işten vicdani bir sızı veya utanç duymuyordum. Ama bir şekilde sevmediğim bir yöntemdi bu. Belki de insanlara bana güvenilmemesi gerektiğini hatırlattığındandı, herkesin bir fiyatı olduğuna inandığımı hatırlattığından.

Bu gerçekten benim için de böyle miydi diye sorarsanız. Bir bakıma evet ama bir bakıma hayır. İnsanların belli bir fiyatı var olduğuna inanıyordum ama herkesin değil. Sadece en basit tanımıyla birini parayla satın alabileceğini düşünen insanların net bir fiyatı vardı.

Klus gittiğinden beri Klus'un evinde kalıyordum. Sebatian başka işlerle yoğun olduğundan muhtemelen beni yeryüzüne geri dönmüş olarak biliyordu. Klus ise onun evinde konaklayacak olmama bir şey dememişti. Yatak, sıcak yemekler ve düşünecek bolca zamanım vardı.

Sabah saatin kaç olduğunu bilmeden kalkmıştım. Kapının gümbürdeme ile çalınması ile yataktan sıçramıştım. Kapıyı üzerimden ne olduğuna dikkat etmeden açtığımda karşımda onlardan birisi duruyordu.

Kadın vücudunun hatları kaybedecek kadar bol cüppesinin kapüşonunu biraz indirdi ve benimle göz göze geldi. Alnındaki ince ortasında taş bulunan sarmaşıklar halinde gelen gümüş bir taç vardı. Tacını fark ettiğimden emin olduktan sonra bana doğru bir adım attı ve onu içeriye almamı sağladı.

Ardından kapıyı kapatmak için uzanacakken konuştu.

"Lider," dedi ve duraksadı. "Seni çağırıyor."

Kelimeleri sertçe yutkunmama sebep oldu. Sadece başımla onaylayabildim ve geldiği gibi çıkıp giderken elim kapının kulpunda kalakaldım. Lider asla beni bu şekilde çağırmazdı. Genellikle "Gümüş Taçlılar" olarak adlandırdıklarımızdan birini gönderir ve işi açıklamasını sağlardı ki bu da çok nadir olmuştu.

Bu bir iş değildi, bir kiralama değildi. Daha çok kendi ölüm fermanımdı sanırım ya da başıma geleceklerin kısa bir gösterimi.

***

Belirli bir zaman verilmemiş olması elimi çabuk tutman gerektiğini hatırlatıyordu. Klus'un mektubuna cevap bile yazamadan unuttuğum bir detayı içeren kısa bir not yazarak gönderdim.

Yaklaşık bir saat boyunca düşündüm. Bu bir saat içerisinde paltomun içerisine farklı yerlere çakıları ve hançerleri yerleştirirken düşündüm. Lideri son bir yıldır hiç görmemiştim. En son aramıza birisi o zaman katılmıştı. Hera artık küçük çocuklarla uğraşamayacağını söylediğinden gelen son kişi de -Hera'ya göre kardeşim- benden sadece birkaç yaş küçüktü.

Onu kollamanın görevini aramızdan birine devretmişti. Bunlar aklımdan akarken kalın bir hançeri daha kemerime sıkıştırdım.

Kaçmayı düşünmüştüm birkaç kere. Bir saat içinde sayısız plan bozmuştum ama kaçamayacağımı biliyordum. Yeraltı halkının içinden birinin karşısına almasını sağlayabilecek tek kişi liderdi. Onun varlığını bilen kişilerle insanları bana karşı kışkırtırdı. Kardeşlerimin aramızdan birini dışlamasını da sağlayabilecek tek kişi de liderdi.

KANATLARIN RUHUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin