Hayat Şerefoğlu
Saatlerce arabada öylece ikimizde sessizdik...
Asile dönerek...
- daha ne kadar kaldı asil...
Yoldan gözlerini ayırmadan
- geldik neredeyse...Heryer ağaçtı...ormana mı gelmiştik bu saatte ne göstermek istiyordu bana...
Sonunda araba bir dağ evinin önünde durdu...
Asil bana baktıktan sonra arabadan indi bende onu takip edip arabadan indim...
Ağaçlarla dolu bir yerde çok lüks bir dağ evi...
Buraya ne için getirdin beni asil...Önden giderek kapıyı açtı...sonra benim için de kapıyı tutup kapattı...
Sırıtarak...ellerini iki tarafına doğru kaldırarak
- beni anlamadığını söyledin...bende sana yardımcı olmak istiyorum hayat...beni anlamanı istiyorum...Adımlarımı son derece lüks döşenmiş masaya doğru ilerlettim... üstünde ki küçük çerçeveyi elime aldığımda genç bir kadın vardı...
- bu kim?
Yanıma gelerek...
- annem...beni ve kardeşimi doğurduktan sonra öldü....Hızla fotoğrafı masaya tekrar koydum...
- çok güzel bir kadın...Kafasını onayla salladı...
- güzel evet...tek suçu babam gibi biriyle evlenmesi...ve ona erkek evlat vermesi....Anlamayarak asile döndüm...
- kardeşin erkek olduğu için öldüyse...sen niye ölmedin asil...Biran çok fazla yanlış soru sorduğumu fark ettim...
- özür dilerim...Kafasını olumsuz bir şekilde salladı...
- sorun yok...bunu atlatalı yıllar oldu...Asil böyle desede gözlerindeki kini...nefreti...hayal kırıklığını görebiliyordum...
Çerçeveye bakarak...
- annemin normal tek erkek çocuğu olduğunu biliyorlardı...ama iki tane ikiz erkek çocuk dünyaya gelmişti...
Ve o gün ben kardeşimin yan odasında uyuyordum...o küçücük bedeni kan kaybederken ben uyuyordum hayat...Ne diyeceğimi bilemedim ve sadece asili geçmişten almak için
- su varmı?Donmuş suratı bana bakarak...
- sen geç otur ben getiririm...Kafamı onayla sallayıp koltuğa geçtim ama tam o sırada üst kata çıkan merdivenlerin gördüm...
Acaba yukarı çıksam sorun olurmuydu...Biran ayağa kalkarak merdivenlerden çıkıp uzun koridorun sonunda duran siyah kapıya doğru ilerledim...
Nedense tüm kapılardan farklı renkte ve en uzaktaydı...Adımlarımı ilerleterek kapının kolunu açtım...sonuna kadar kapıyı ittirerek içeri girdim....içerde siyah büyük bir yatak ve masaların üstünde ve duvarlara asılı olan işkence aletlerini görünce içeriye doğru ilerledim...
Keskin bıçaklar...uzun siyah kırbaçlar...kerpeten...makas... ve bir çok şey...
Öylece donmuştum...bu ne anlama geliyodu...
O sırada arkamdan asilin sesini duymamla korkarak arkamı döndüm
- hayat...Elindeki su bardağını bana getirerek uzattı...
- iç...Uzatmış olduğu suya bakıp tekrar asilin gözlerine baktım...
- bunlar ne...?Dudaklarını kıvırarak...
- sana kendimi anlatıcam ama şimdi suyunu iç...Uzatmış olduğu bardağı elinden alarak...
- korkuyorum...Yaklaştı...
- neyden ?Elimdeki su bardağında ilaç olduğundan emindim...
Su bardağını asile doğru uzatarak...
- iç bu suyuGüldü...
- sakın bana benden korktuğunu söyleme hayat...Bir kaç adım geriye atarak...
- suyu iç o zaman...Yüzü ciddileşti...elimdeki bardağı alıp
Yüzüme baktı...
- tamam nasıl istersenAsil bora karay
Bardağın içindeki suyu sonunu kadar
İçip yere attım.. paramparça olan bardak öylece yerde duruyordu...- akıllısın ama şimdilik değil hayat...
Gitmeye kalkışmasıyla önüne bir kez daha geçtim...
- bu odaya neden girdin!!?Gözlerindeki korku hoşuma gitmişti...
- sadece merak ettim... şimdi gitmek istiyorum...Kolundan tutarak...
- o kadar kolay değil... önce beni anlayacaksın sonra bu evden çıkarsın... tabi anlayana kadar acıdan gebermezsen...Gözleri korkudan açılmıştı... kendini benden geri çekti...benden köpek gibi korkuyordu...ve bu diğer geberttiğim kadınlardan farklıydı...bu korku beni büyülüyordu....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK (+18)
RomanceBeni duvara itip kendini bana bastırdı.... kulağıma fısıldayarak... - şişttt.... Sessiz ol... Asili iterek... - çık odamdan...hemen!!! Gülümseyerek gözlerime bakıyordu...alayla - bizi böyle yakalamalarından mı korkuyorsun yoksa benimle bu kadar yak...