𝐻𝑎𝑡𝚤𝑟𝑙𝚤𝑦𝑜𝑟 𝑚𝑢𝑠𝑢𝑛𝑢𝑧?

17 2 0
                                    

Hatırlıyor musunuz? Çünkü ben unutmaya başladım.

Bakın yine sırtımızı yaslıyoruz birbirimize, bu sefer aramıza aldığımız Sedir ağacı yok. Sesiz olan hep sizsiniz, dinleyen yine siz. Artık yağmur damlaları buluşturmuyor bizi, nehir uğurlamıyor şiirlerinizi.. kağıttan gemilerimi... Şimdi daha iyi anlıyor musunuz? Neler değiştirdiğinizi.

Sahi ne renkti gözleriniz? Bir kere sadece bir kere bakmıştım...Ama söyleyin lütfen! Sözlerinizle konuşamazken nasıl konuşabilirdim gözlerinizle? Nasıl tekrar bakardım hatrımda ıslak kalan şiirlerin yazılı olduğu o geceye.

Peki ya saçlarınız? Hep kıskandığım o rüzgarın dokunuşlarıyla acaba hangi çiçeğin kokusunu taşırdı kalbimin kurumuş toprağına? Bulutlara her baktığımda anımsıyorum saçlarınızı hep yeşil tonlarında bir ip ile örerdiniz...Sizce de-şimdi olduğu gibi- bileğimde değil de örgülerinizin arasına daha hoş durmaz mıydı?..

Bakıyorum da hala sesizsiniz, belki de yine bir günbatımında daldı gözleriniz...Sesizleştiğiniz zamanlar hep yaptığım gibi bir hikaye anlatmak istiyorum size, izninizle..

Bir varmış, bir yokmuş...

Denizlerin mavisini andıran bir genç adam varmış. Hayır onun gözleri mavi değilmiş, o sadece maviyle konuşurmuş. Genç adam küçükken ailesi ona hep saklanmasını söylermiş, Kırmızıdan kaçmasını söylermiş çünkü kaçmazsa onu da abisi gibi alırmış, canını yakarmış.
Kırmızı geldiğinde genç adam hep aynı dolabın içine girermiş. Dolaptan çıktığında Kırmızı'nın, anne ve babasının yüzünde ve vücudunda kırmızı lekeler bıraktığını görürmüş. Sırf o lekeler için doktor olmak istermiş...

Bir gün Kırmızı geldiğinde annesini alıp götürmüş.Yerlerde kırmızı izler varmış. Babasına, "izleri takip edip annemi bulalım lütfen"demiş, gözleri yine maviler damlatıyormuş. Babası onu duymuyormuş. Sonra babası ellerini tutup "anneni ve abini kurtarmalıyız buyüzden şimdi gitmeliyim. Lütfen evden ayrılma söz veriyorum döneceğiz" demiş. O da babasının gözlerinden damlayan mavilere güvenmiş ve evden ayrılmacağına söz vermiş.

Babasının eline verdiği yüzükle her gün pencereden onların gelmesini beklermiş...Büyümeye başlamış Genç adam. Ailesine, bulutlara, acısına ve inancına mektuplar yazar ve denize bırakırmış...Maviyle konuşmaya işte böyle başlamış.

Bir gün evinden uzakta olan Genç adam yağmur yağdığında hep yaptığı gibi yağmur damlaları toplamaya çalışıyormuş. Ceketinin içine topladığı mavi damlalara baktıkça yüzündeki ve kalbindeki kırıkları görüyormuş. Yağmur damlalarını insanlara göstermeye çalışıyormuş çünkü bulutlar her yağmur yağdığında insanlara yeryüzünün ve benliğin ne kadar sefil durumda olduğunu yansıtıyormuş, bir ayna oluyormuş!..Ama insanlar onun yağmur damlalarına bakmıyor sesizliğe bürünen dünyaya eşlik ediyorlarmış.

Ve o bir gün, ona insanları anlatan arkadaşı sedir ağacıyla ıslanırken çiçeklere benzeyen ve çiçek kokan bir Genç kız da onların ıslaklığına eşlik etmeye başlamış. Genç kız sağ elinde tuttuğu gülüyle Genç adamın topladığı yağmur damlalarına bakarak gülümsüyormuş. Sanki aradığını bulmuş gibi, Genç kızın gözlerine ait damlalar Genç adamın ceketinin içindeki mavi damlaların hüznüne katılıyormuş. Genç adam onun eline kağıttan bir gemi vermiş çünkü o mavi damlaları başka birinde izlemeyi sevmiyormuş.

Genç kız ona verilen kağıttan geminin üstüne kanayan elleriyle şiir yazmış. O bir günden sonra her yağmurlu gün Genç kız da o iki arkaşına eşlik etmeye başlamış. Gülünü yanından ayırmazmış. Genç adamla Genç kız arkadaşları Sedir ağacına yaslanırlarmış, Genç kızın sürekli elleri kanarmış buyüzden kırmızı ve siyah şiirler yazar, Genç adam da dostunun şiirlerini kağıttan gemiler yapar ve Nehir'e bırakırmış. Kırmızı ve siyah şiirleri Mavilere yollarımış...

Genç kız sesizleştiği zaman Genç adam ona hikayeler anlatırmış. Genç adam, Genç kızın şiirlerini okuduğu zamanlar Genç kız ona yaklaşarak yüz ifadesini incelermiş, Genç adam bundan hiç hoşlanmazmış çünkü bu şekilde şiiri tam olarak okuyamıyor ve yanakları kırmızıya bürünüyormuş. Genç kız Genç adamın tüm yüz ifadelerinden şiirle ilgili her düşüncesini anla yabiliyormuş. Bazense durup dururken nehirin parıltılarını izler gibi inceliyormuş, Genç adamın kırıklarına rağmen hep gülümsemesi ve Genç kızın yüzüne bakmadan konuşması onu şaşırtıyormuş...Genç adam içten içe kırılıyormuş çünkü Genç kız onun her duygusunu anlarken yanaklarındaki kırmızılığı bir türlü fark etmiyormuş.

Genç kız Genç adamın bazen yalan söylediğini düşünüyormuş çünkü Genç adamın nasılsın sorusunu cevaplayıp ona nasıl olduğunu sorduğunda Genç adam hep "İyiyim ve mutluyum" dermiş...Oysaki Genç kız, Genç adamın nasılsın sorusunu sormak için hep mutlu olduğu zamanı beklediğini bilmiyormuş...

Ve bir gün, yağmurun yağmadığı bir gün! Genç kız sedir ağacının altına bir mektup ve gül bırakmış... O gün güneş batarken yağmur yağmaya başlamış. Genç adam Sedir ağacının yanına gittiğinde kırmızı yine canını yakmış, bu seferki acı dayanılmazmış... Çünkü bu kırmızı yanaklarına aitmiş. O gün Genç kıza ilk defa sarılmış, oysaki o hiç sarılmanın bu kadar canını yakıcağını düşünmemiş.

Artık Genç kızın çiçek kokusunu alamıyormuş, artık onun sıcaklığını hissedemiyormuş... İki Genç de birbirinin ismini bilmiyormuş, Genç kız Genç adama hep "𝑮𝒖̈𝒎𝒖̈𝒔̧𝒔𝒆𝒓𝒗𝒊"dermiş. Ve artık Genç adam da Genç kızı "𝑬𝒍𝒗𝒆𝒅𝒂"diye anıyormuş.

Ve artık biri varmış biri yokmuş...

Söyler misiniz Bayan Elveda hikayemi beğendiniz mi? Gözlerimin yağmur yağdırdığına bakmayın siz, yağmur yağsa da biliyorum, gelemezsiniz. Hayır kızgın değilim sadece, sadece bana Gümüşservi diye seslenirken incelen sesinizi değil de gerçek ismimi unutmak isterdim... Şimdi görebildiğim sadece isminizken isminizi, sesinizden öğrenmek isterdim. Bugün bana birkaç yıl önce bıraktığınız mektubu okumaya, yanınıza geldim. Hala sizi hatırlamaya korkuyorum... Yanımda solduğunu farketmediğim, hangi bahçeye ait olduğunu bilmediğim Çiçeğimin koksunu tekrar hissedeceğim; bir kere baktığım o ıslak şiirlerin yansıdığı geceyi bir kez daha izleyeceğim.Yanaklarım tekrar kırmızı olacak ve o kırmızı bana bıraktığınız gülünüzün dikenlerindeki kırmızı gibi canımı tekrar yakacak. Ve bu mektubu da gemi yapıp sizin için ancak seçebildiğim mavi lalelerle beraber toprağınıza gömeceğim... Okumaya başlıyorum. Canımı yakan sesizliğinize rağmen yine de merak ediyorum, beni duyabiliyorsunuz değil mi?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 23, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

-𝐺𝑢̈𝑚𝑢̈𝑠̧𝑠𝑒𝑟𝑣𝑖-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin