"Bergüzarcım hatırım için , yani sana zor olmayacaksa! Benimde gözüm arkada kalmaz. Hem çocuklar seni çok sevdi.
Sanırım sende sevdin! Ama zorlamak istemem. Ben tedavimi sonraya erteleye bilirim."
"Nur teyze neyiniz var?"
"Bergüzar az çok biliyor. Kalçamda, uyluk kemiğimde, omuzumda ve omurgamda platin var. Zaman zaman çok ağrım oluyor."
"Çok sık anne, şimdi benim yanımda susma ben biliyorum ne kadar acı çektiğini!"
"Neyse işte, bu ameliyatımı yıllar önce Rüstem bey yapmıştı. Yılda iki kez fizik tedavi için yatarım. Bu kez omurgam kaynamış ve platinlerin bazılarını çıkaracaklar."
"Büyük bir ameliyat mı yani?"
"Sayılır, ama doktoruma güveniyorum."
"Ben ameliyata yetişirim . En kısa sürede dönmeye çalışacağım. "
"Nur teyze güveniniz için teşekkür ederim. Çocuklarda kabul ederlerse bakarım tabi. Bizim evimizde çocuk sesiyle neşelenir biraz."
"Nasıl? Sizin eve mi götüreceksin çocuklarımı?"
"Bir itirazınız yoksa Poyraz bey. Hem evimizin güvenli olduğunu biliyorsunuz. Bahçesinde çocuk parkı da var. Onu da gayet iyi biliyorsunuz!"
Poyraz güldü. İçinden " Akıllı ve uyanık kız," diye geçirdi.
Nur hanım, bu konuşmanın üzerinde durmadı onun için çocukların güvende olmaları her şeyden önce geliyordu.
"Nur teyze, büyük bir kaza geçirdiniz sanırım?"
Poyraz, Sevgiyi gözleriyle öldürdü. Sevgi farkında değildi.
"Çok oldu. Bir ara anlatırım."
Belli ki bu konuyu Poyrazın yanında konuşmak istemiyordu.
Çocuklar bu fikre bayıldılar. Onlar için büyük değişiklikti.
"Biz kalkalım. Her şey için teşekkür ederiz. En kısa zamanda görüşmek üzere."
Nur hanım, hepsine sıkı sıkı sarıldı ve Bergüzara özellikle teşekkür etti.
"Bana değil Sude ye teşekkür edin. Bu fikri ortaya atan o!"
"Sudecim teşekkür ederim kızım."
Poyraz, kızları bırakmak için ayaklandı ama Bergüzar eliyle onu durdurdu.
"Poyraz bey, biz gideriz teşekkür ederiz. Zaten uğrayacağımız yerler var. Malum misafirlerimiz gelecek!"
Dışarı çıktıklarında çocukların sevinç çığlıkları kulaklarına doldu.
Biraz ilerlediklerinde Bergüzar, Sude'nin kolundan tuttu.
"Sen ne yapmaya çalışıyorsun allasen? Ben uzak durmaya çalışırken senin yaptığın doğrumu?"
"Çok doğru. Bu adam sana kötü falan bakmıyor, sadece hayran bakıyor.
Eğer bir kere kafanı gömdüğün kumdan çıkarsaydın görürdün. Ayrıca bu çocukların anne sevgisine ihtiyacı var."
"Tabi canım, bir haftada ömür boyu anne sevgisiyle doldurur gönderirim bir daha görmeyeceğim çocukları.
Ya beni düşünmedin mi? Benim duygularımı biliyorsun. Onlar gittikten sonra düşeceğim boşluğu hayal bile edemiyorum."
"Bergüzarcım, büyütme istersen, zaten okul açılacak ve sen de eski hayatına döneceksin.
Madem Sude böyle bir şeye kalkıştı, sen de mutlu olmaya bak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLADIĞIMA BAKMAYIN (üç kadın)
Ficción GeneralÜç kadın, üç hikaye. "Tek seçeneğiniz var. Annen mi, doğmamış bebeğin mi?" Üçüncü kadın sordu. "İnsan kendi evladını satar mı?" Birinci kadın sordu. "Çok adice." İkinci kadın konuştu. "Sen hiç seçeneksiz kaldın mı ki?"