5. bölüm

624 49 70
                                    

Jongin, Pazartesi günü sabah 8 dersinin dersliğinin önünde Chanyeol ve Kyungsoo'yu el ele görmeyi beklemiyordu.

Pekala, Chanyeol'u görmesi oldukça normaldi çünkü Chanyeol'la aynı bölümü okuyorlardı ve çoğu dersleri aynıydı, fakat Kyungsoo neden buradaydı? Onun dersi yok muydu?

Jongin ikilinin el ele bir şekilde ona yaklaşmasını izledi. Chanyeol ona gülümsemiş ve boştaki elini onu selamlamak için kaldırırken esmer oğlan sahte bir gülümsemeyle ona karşılık vermişti.

Dürüst olması gerekirse, geçen birlikte geçirdikleri geceden sonra çiftle nasıl konuşmalıydı bilmiyordu. Kendini gergin hissediyordu.

Gözleri Chanyeol'un üstünden ayrılıp Kyungsoo'yu bulduğunda, oğlanın ona bakmadığını, hatta onu görmezden geldiğini fark etmişti. Bu Jongin'i daha da germişti.

O gece yanlış bir şey mi yapmıştı?

Sekste iyi değil miydi? Oysaki Kyungsoo halinden çok memnun gibi duruyordu.

Jongin yutkundu ve gözleri tekrar Chanyeol'u bulmadan önce Kyungsoo'yu son bir kez süzdü.

Üstüne bol bir pantolon ve büyük ihtimalle Chanyeol'un tişörtlerinden birini giymişti ve sevgilisinin tişörtü içinde bu kadar tatlı olması, Jongin'in canını sıkmıştı. Esmer oğlan iç çekti.

"Günaydın." Chanyeol dudaklarını araladığında Jongin mırıldanarak oğlana cevap vermişti. Kyungsoo sonunda başını kaldırıp Jongin'e bakmaya tenezzül ettiğinde, esmer oğlanla gözleri buluşmuştu.

Kyungsoo çekinerek gözlerini kaçırmak yerine geçen gün onu beceren oğlana minik bir gülümseme vermiş ve Chanyeol'un elini daha sıkı bir şekilde tutmuştu. Chanyeol bunu fark edince erkek arkadaşına dönmüş ve saçlarına bir öpücük bırakmıştı.

"Ders başlamak üzere bebeğim, araya girene kadar kampüsteki kafede beni bekle, tamam mı?" Chanyeol, sevgilisiyle yumuşak bir ses tonuyla konuştuğunda Kyungsoo başını sallamış ve tekrar Jongin'e bakmıştı.

Jongin, kısa oğlanın neden Chanyeol'u dersliğine bırakmak için geldiğini anlamamıştı.

Kyungsoo'yu hiç buralarda görmemişti ve bu ona garip gelmişti.

Chanyeol sevgilisinin elini bırakmadan önce dudaklarını araladı. "Jongin, geliyor musun?" Esmer oğlanın gözleri Chanyeol'u bulurken başını hızlı bir şekilde sallamıştı. "Kahve alıp geleceğim."

Chanyeol hımlamış ve dersliğin içine girip, ikiliyi yalnız bırakmıştı.

Jongin önündeki güzel oğlanın yüzünden gözlerini ayırarak havadaki gerginliği dağıtmak için boğazını temizlemişti.

"Kafeye kadar birlikte gidelim mi?" Jongin mırıldandığında, Kyungsoo'nun gözleri yerden Jongin'in yüzüne çıkmıştı. Esmer oğlanın dediğinde başını sallarken kulaklarının yanmaya başladığını hissetmişti.

Birbirlerini çıplak görmelerine rağmen şu an bu kadar garip bir şekilde davranmaları ikisinin de hoşuna gitmiyordu. Kafeye olan yürüyüş boyunca ikisi de pek fazla konuşmamıştı.

Buna rağmen ikili, omuzları birbirine sürtecek kadar birbirlerine yakın yürüyorlardı. Bundan ne Kyungsoo, ne de Jongin rahatsız olmuştu.

Sonunda kampüsün içindeki kafeye girdiklerinde Jongin, Kyungsoo'ya dönmüştü. "Ne içmek istersin?" Kyungsoo, esmer oğlanın elini arka cebine atışını ve cüzdanını çıkarışını izledi. "A-Ah," Afallamıştı. "Gerek yok Jongin-" Esmer oğlan, Kyungsoo'nun sözünü kesmişti. "Hep buzlu amerikano içiyorsun, değil mi? Ondan alıyorum." Jongin, Kyungsoo'nun itiraz etmesine izin vermeden siparişini vermişti.

i wanna be yoursHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin