hellö!
nasılsınız bakalım?
keyifler nasıl?normalde bu bölüm 9. Bölümün 3. Partıydı ama 10. Bölüm yapmaya karar verdim ismi gereği ile.
neden diye sormayın 😅lafı fazla uzatmadan sizleri bölüme uğurluyorum, satır arası yorum yapmayı unutmayın lütfen ❤️
hepinize keyifli okumalar!
bu bölüm için de; beyaz kalp diyelim mi 🫶🏻🤍
Afife Karakurt...
Böyle olacaktım 11 Ağustos 2018'de. İki haftadan bile daha az bir sürede...
Tabii bunun için aksilikler peşimizi bırakmasa olmazdı. Kahvaltı sonrası Evlilik beyannamesini alırken özel hastanedeki filmin artık kabul edilmediğini, aile hekiminden almamız gerektiğini öğrenmiştik. Bunu saat neredeyse öğlene gelirken öğrenmemiz ve ta en başa dönmemiz benim omuzlarımı düşürmüş Kürşat da ise yerini öfkeye bırakmıştı.
"Şimdi ciğer filmi çekilecek sizden," diyen hemşireye baktım ve hâlâ öfkesi az buçuk belli olan Kürşat'tan bakışlarımı çektim. Bu olay sayesinde Kürşat'ın trafikte olur olmaz şeye ne kadar sinirlendiğini, arabayı ne kadar hızlı kullanabildiğini ve de ağzına ne tür küfürler, argo sözler aldığını öğrenmiştim.
Önden ilerleyen hemşirenin arkasından yürürken sabahtan dolayı bu koridor aşinaydı gözlerime. Kan alınan odayı geçtikten sonraki beyaz renkli üstünde radyasyonu gösteren sarı siyah amblemin olduğu kapıyı açtı ve ince bir koridora girdik. Alçı panla oluşturulmuş bir koridordu burası. Üç tane kapı vardı ve ilk ikisinde kadın ile erkek silüetleri olan meşhur çıkartmalar yapıştırılmıştı.
"Damat bey, üstünüzdeki kişisel eşyaları ve kemeriniz varsa hepsini bu soyunma odasına bırakın," dedi. Filmimizi sabah kan alan Esra Hanım değil Atakan Bey çekecekti ve o an fark ettim, hayatımda iki kere röntgen çektirmiştim ve hepsinde de erkek bir hemşire bana yardımcı olmuştu.
"Gelin Hanım," diyerek bana döndü. "Ben eşinizin filmini çekerken siz de buraya aynı şekilde kişisel eşyalarınızı, metal ne varsa bırakın," dedi. Başımı salladım. "Bir de iç çamaşırınızdaki balen ve kopçalardan dolayı onu da çıkarmayı unutmayın."
"Tamamdır," dedim kısık bir sesle ve Kürşat ile aynı anda yan yana olan soyunma odalarına girdik ve sırayla ciğer filmlerimizi çekildik. V yaka olan elbisemden dolayı sütyensiz olmak garip hissettirse de sadece iki üç dakikalık bir an olduğundan aşırı endişelenmedim ya da rahatsızlık hissi vücudumu sarmadı.
"Filmler hemen Jale Hanım'ın ekranına düşüyor. Siz odasına çıkın, Esra Hemşire sizi aradan sokar." Atakan Bey elindeki dosyanın içindeki kağıdın içinde birkaç kutucuğa çarpı işareti attı ve başın kaldırıp yan yana kendisini bekleyen bize baktı. "Şimdiden hayırlısı olsun, bir yastıkta kocayın," derken tükenmez kaleminin başına basıp ucunu içeri çekmiş ve kalbinin üstündeki cebinin içine kalemi koymuştu. Ona teşekkür ederek yukarı çıktık ve hemen bir bekleme yaşamadan Jale Hanım'ın odasına girmiştik.
Günün artık kusursuzca ilerleyeceğine inancım artarken Jale Hanım'ın arkaya yaslanıp bana bir şeyler söylemek istemesi gerilmeme neden olmuştu.
"Afifeciğim, ailede kalp rahatsızlığından vefat eden var mı?"
Kürşat kaşlarını çatmış bir şekilde doktora bakarken, "Baba tarafındaki dedem kalp krizinden vefat etti, beş altı sene oluyor. Diğer dedemin vefatı kalbi ile ilgili değildi ama anjiyo olmuştu," diye açıklama yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yağmur gibi sev beni.
Romantikdipnot; Argo ve cinsellik içermektedir. "Seni seviyorum diye git gellerinle benim ağzıma sıçamazsın Kürşat. Seni seviyorum diye hep öyle sevgi pıtırcığı olacağımı sanamazsın, bekleyemezsin. Seni öyle bir severim ki, senden nefret ettiğimi düşünürsün...