746 90 353
                                    

Devrilen şişenin sesiyle yerinden sıçrarken "Aptal, düşmesene!" diye bağırmıştı çocuk farkında bile olmadan. Bunun üzerine boğazı da acıdığı için yüzünü buruşturmuştu:

"Neden?" diye mırıldanırken elleriyle yüzünü silmeye çalıştı bir çocuk gibi. Her yeri gözyaşı olduğundan dolayı çok pis hissediyordu. Tişörtünü biraz yukarı çekip yüzünü sildi ve yanındaki diğer şişeyi aldı. Kaç saattir burada olduğunu ve ne kadar içtiğini bilmiyordu, Başı oturuyor olmasına rağmen döndüğü için siniri bozulsa da içmeyi bırakmamıştı.

Gözyaşları tekrardan akmaya başladığında bir hıçkırık da kaçmıştı ağzından. "Iwa-chan neden beni sevmiyorsun?! NEDEN SEVMİYORSUN OROSPU ÇOCUĞU SEVSENE BENİ!"

Bağırışı boş parkta yankılanırken önündeki şişeleri tekmelemiş ama aslında dağılmalarını istemediği için geri toplamıştı hepsini. Saniyelik değişen duyguları sinirini bozmuştu, kalkıp bağırıp çağırmak istiyordu ama bunu yapmaması gerektiğini bilecek kadar da ayıktı.

Oturmaktan poposu ağrıdığı için ayağa kalkmaya yeltendiğinde dengesini kuramayıp şişelerin üstüne düştü. Bu olunca da birkaçı kırılmış, bacağına camlar batmıştı. Canı acıdığından dolayı kalkamayıp düştüğünde "Anasını sikeyim." diye mırıldandı. "Ne diye kırılıyorsunuz amına koyayım! Benim de üstüme düştüler ama ben kırılmadım, siz niye kırılıyorsunuz?!"

Dediği şeyin saçmalığını birkaç saniye sonra fark ettiğinde "Gerizekalı Tooru." diye mırıldandı ve kanayan bacağına baktı. Cam parçası kendisinin çıkarabileceği kadar büyüktü, acıyacağından korksa da parçayı tutup hızlıca çekti ve istemsizce bağırdı acıdan dolayı. Gittikçe daha da boktan bir akşam oluyordu.

Kendini yavaşça arkaya bırakıp sırt üstü uzanır hâle geldiğinde gözlerini yıldızlara dikerek yaşların yanaklarından akmasına izin verdi yine. Çok yorgun hissediyordu. Burada uyusa bir şey olur muydu acaba?

Uykulu sesiyle konuşmaya başladı yine. "Kafasını siktiğimin Iwa-chan'ı gelip beni alsa nolur sanki! Taşısın beni eve kadar. Gerçi neden böyle bir şey yapsın ki amına koyayım. Salak salak düşünüp duruyorum." Sesli bir nefes verip gözlerini kapatmadan önce tekrar mırıldandı. "Ama çok güzel olurdu."

Uyuyakalalı yaklaşık on dakika olmuştu ve bu on dakikadan sonra onu uyandıran vücuduna düşen yağmur damlaları olmuştu. Gerçekten, evrenin bu akşam amacı neydi ki her boku Oikawa çekiyordu.

"Sikeyim! Yağmuru sikeyim, evreni sikeyim, bu kadar içen kafamı sikeyim ama en çok da seni sikeyim Iwa-chan. Aptal orospu çocuğu beni sevsen olmazdı değil mi? O kız yerine beni öpsen olmazdı değil mi? Gerizekalı!"

"Oikawa ne saçmalıyorsun?" diye bir ses duyduğunda korkuyla doğrulmuş, gözü karardığından dolayı yine küfür etmişti. Görebilmeye başladığında etrafına baktı, bir an Iwaizumi'nin geldiğini sanıp korkmuştu ama gelmemişti çocuk. Belki de kafası güzel olduğundan dolayı olmayan bir şey duymuştu.

Yağmur hızlanmaya başladığında dengesini korumaya çalışarak ayağa kalktı ve şişeleri kollarında toplayarak çöp kutusuna ilerledi. Onları attıktan sonra telefonunu çıkarıp saate bakmış, o sırada gelen bir sürü bildirimi görmüştü. Annesinden ve Iwaizumi'den bir sürü arama ve mesaj vardı ama şu an hiçbirine dönecek kafada değildi, o yüzden telefonu tekrardan cebine koydu ve sallana sallana yürümeye başladı.

Bir süre yürümüştü ve yürüdüğü yollara bakmadığı için nerede olduğunu bilmiyordu şu an. Kaybolmamıştı tabii ama bu kafayla evin yolunu bulması zor olacaktı.

"Ben niye Iwa'yı aramıyorum ki? Onun yüzünden bu hâldeyim zaten, gelsin götürsün beni." Elini telefonuna götürdü ama çıkarmadı cebinden. "Neyse siktir et."

take me home || IwaOi (one shot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin