2.Bölüm

55.6K 2.3K 745
                                    

Uyarı: Harap'ın bir çocuğu avutmak adına söylediği cümleleri yanlış yerlere çekmeyin lütfen. Aksi taktirde ucu pis bir denize açılıyor. Harap sadece masum duygularıyla ona hayranlık besleyen bir kız çocuğuna kalbi kırılmasın diye duymak istediklerini söylüyor. Altında hiçbir mana veyahut kötülük yok!

İdrak edemeyenler ve yakıştırmalar yapmak için tetikte bekleyenler var. Her yaş farkına aynı ithamlarla yaklaşılıyor. Ama önce şu bir kavransın. Harap, geçmiş sahnelerinde küçük bir kıza ilgi duymuyor! Harap o küçük kıza abilik yapıyor. Hatta adam o kadar hayatına bakıyor ki bir başkasıyla nişanlanıyor vsvs. Ve bu kitap toplumda kör, sağır, dilsiz olunan olayları çokça yeriyor. Okudukça gerçeklere ayna tutulduğunu elbet göreceksiniz.

Ayrıca bu yaşta bir çocuk böyle konuşamaz diyenler olacak, oluyor. Bunu ben de biliyorum ama ben burada çocuk diliyle bölüm yazamam, yazmam. Maksat anlatı güzelliği sunmak. Bu gerçeklikten uzak dahi olsa!

Sevgiler...

~

12.10.2005

Teninde soluklanmak istediğim adam önündeki kitaplara yoğunlaşmış bir şekilde geldiğimi fark etmezken bu dalgın hallerine bir son vermek adına sevinçle ona sunmak istediğim hecelere atıldım.

"Ben geldim aşkım..."kafamı kapıdan içeriye uzatarak coşku dolu bir şekilde bağırdım ve o güçlü bedenini eşikte durarak süzdüm.

Sessizliğe mahkum olan oda benim bu şakıyışımla birlikte mesut bir tavra bürünmüşken,ses tonumdan kıvılcımlar aktı ve sardı odanın dört bir yanını.

Ona seslenişimi duyar duymaz bana doğru çevirdi şatafatlı yüzünü ve küçük bedenimi gördüğü gibi dudaklarına büyükçe bir gülümseme kondurdu.

Benim gelişim onu mutlu etmişti.

"Evde çok sıkıldım ve seni çok özledim."dedim elimde tuttuğum ojelerim ile yanına peltek adımlarla ilerlerken.

Sandalyede oturan bedeni her hareketimi özen dolu bir ifadeyle inceliyordu şimdi.Bu denli dikkat dolu bir şekilde beni seyretmesi buz kesmeme sebep olacak kadar içimi dondurdu.

Lavlarla sarılı olan yüreğim soğuk bir gece yarısına büründü.

Kalbimde baskın bir özlem hakimken varmak istediğim noktaya yani yanına doğru yaklaşıp tam önünde durduğumda tatlı bir tebessüm bakiydi dudaklarında.

"Ben de başımın belası nerede kaldı diyordum."

İyi bir şey söylemediğini fark eder gibi küskünlükle düştü omuzlarım.Beni istemediğini düşünmek üzücü geliyordu.

Ve çokça hırpalayıcı.

"Sana geldim."dedim masanın üzerine koyarken elimdekileri.O andan itibaren bir masaya koyduğum ojelere bir bana baktı durdu.

"Sen hep bana gelirsin zaten ufaklık...Bu kez sebep ne?"

Ona sırıtarak bakarak ojelerimi işaret ettim.

Birkaç saniye önceki üzüntümü unuttum gözlerine baktığımda.O gözleri uçsuz bucaksız bir denizdi.

"Bana oje sürer misin?Sana güzel görünmek istiyorum hem beni güzel bulursan belki aşkım olmayı daha çabuk kabul edersin."

Ardından birkaç saniye düşünerek aklıma gelen o muazzam fikiri sundum ona.

"Bir de benimle evlenir misin?Böyle  zor oluyor gidip gelmek,sürekli seni göremiyorum."hüzünlü çıktı sesim bunları dile getirirken.

Alaca +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin