Betrayal or Love || VegasPete

Monster

Her satırda minnoş parmaklarınızdan çıkan yorumları görmek istiyorum😌😌

***
''Pete.'' Banyoda dişlerimi fırçalama işim bittikten sonra Vegas'ın seslenmesi ile odaya geri döndüm. Yatakta oturmuş bana bakıyordu. Ama bakışları biraz farklıydı. ''Sen banyodayken telefonunu birisi aradı.'' Anında kalbim deli gibi atmaya başladı. ''Sana seslendim ama duymadın. Ben de kimin aradığına baktım.'' Korku ve endişe tüm bedenimi ele geçirmişti.

''Khun Kinn yazıyordu. Nereden tanıyorsun onu.'' Sertçe yutkunup gözlerimi kaçırdım. Köşeye sıkışmış hissediyordum. ''Lütfen bana karşı dürüst ol.'' Parkede gezinen gözlerimi tekrar ona çıkarttım. Derin bir nefes alıp yeni sayfamda ilk gri lekemi attım.

''Arkadaşımın sevgilisi. O tanıştırdı. Ona ulaşamayınca beni arar hep. Sen nereden tanıyorsun?'' Hiçbir şey söylemeden sadece baktı. Sonra yataktan kalkıp yanıma geldi ve iki yanda sallanan ellerimi tutup, ''Sana güveniyorum. Benim nereden tanıdığıma gelirsek, kan bağım olan ama birbirimizden pek hoşlanmadığımız bir ilişki diyelim.'' dedi.

Yüzüme beli belirsiz bir gülümseme koyup inanmasını umarak kafamı salladım. Göz pınarlarım benimle savaşmaya başladı yaşlara yol açmak için. Gözlerimizin girdiği sessiz ve korkutucu savaşı Vegas'ın telefon melodisi böldü. Gözlerini benimkilerden ayırıp telefona baktı. Derin bir nefes alıp telefonu yanıtladı. Konuşma yarım dakika sürdü ya da sürmedi. Vegas sadece konuşmanın sonunda 'Hayır' dedi.

Telefonu yatağın üstüne fırlatıp bana doğru yaklaştı ve alnıma bir öpücük kondurdu. ''Anneni hala bulmak istiyor musun?'' Sorduğu soru ile gözlerim irice açıldı. ''Yapabilir misin?'' Heyecan sesime de yansımıştı. Kafasını usul usul salladı. Beni kendine çekip kafamı göğsüne bastırdı. ''Yaparım.'' İşte şimdi göz pınarlarımla savaşmadan onlara izin verdim. Bu sefer ilk göz yaşım sağ gözümden akıp indi. Sağ gözden yaş akması mutluluk demekmiş.

''Teşekkür ederim.'' Gözlerimi sıkıca kapattım. 'Özür dilerim.' Baban yüzünden yaşadıkların için, patronum yüzünden sana yaptıklarım için, aşık olduğum için, duvarlarını yıkıp arkasındaki savunmasız benliğini ortaya çıkarttığım için özür dilerim.

Kollarımı sıkıca beline doladım. ''Seni gerçekten çok seviyorum bunu sakın unutma sevgilim.'' Dedim. Daha sıkı sarıldı. ''Sonsuza kadar seninle burada kalmak istiyorum.'' dedi. Kafamı göğsünden kaldırıp huzur bulduğum harelerine baktım. ''Seninleyken nerede olduğumu ya da zamanı umursamıyorum. Çünkü senin yanındayken tüm kavramlarımı yitiriyorum.'' Bana öyle güzel bakıyordu ki ağlamak istedim. ''Bana geçmişini açar mısın? Senin bu duvarları örmendeki sebebi merak ediyorum.'' Öğrenmek istiyordum. Ne yaşadı da kimseye güvenemedi. Tüm kapılarını herkese kapattırmış olan o olayı merak ediyordum.

Ellerimden tutup bizi yatağa yatırdı. Kendisi kafasını başlığa yasladı beni de göğsüne çekti. "Emin misin?" Dedi. Kafamı hızlıca salladım. "Evet." Dedim. Emindim. Söyleyeceği her şeye hazırdım.

''Tawan. Beş sene önce çıktı karşıma. O zamanlar üniversiteye yeni geçmiştim. Kendimin farkında değildim. Erkekler hep ilgimi çekse de babam onların hep ucube olduğunu söylerdi. Çok ısrarcıydı. Ben ondan uzaklaşmaya çalıştıkça daha çok girdi hayatıma. İlk defa birinden sevgi gördüğümü hissettim. Bıraktım her şeyi. Ucubeyim ben dedim. Sevgiye o kadar açtım ki. Ucube olmayı kabul etmiştim. Ne babamın ne de kardeşimin haberi oldu ondan. Geceleri camıma tırmanır beni kaçırırdı evden. Güneş doğana kadar karanlık sokaklarda gezer ve içerdik. Deliler gibi bağırıp oradan oraya koşardık. Sürekli buluşurduk. Garip garip yerler bulup beni oralara götürürdü. Ama hiçbir zaman sevgili olmadık. Arkadaşta değildik. Hiçbir şeydik ama bir o kadar da çok şeydik birbirimiz için. Sadece yanında tüm sorunlarımdan uzaklaştığım birisiydi. Mutlu ve rahattım.'' Tek eliyle omzumu okşuyordu. Tüm ilkleri ben yaşatamamış mıydım ona? Geç kalmıştım en zor anlarında. Tutamamıştım güzel ellerinden. Düştüğü dizlerinin üstünden ben kaldıramamıştım.