Özel bölüm 3~Kardelen

150 10 8
                                    

İki yapış yapış sevenler
Mesafeler girince
Nedense vazgeçerler

Hokkaido'da karın hiç durmadan yağdığı günlerden biriydi yine. Matsuyama, 18 yaşına gireli neredeyse 1 hafta olmuştu ama genç oğlan kız arkadaşından ayrı bir doğum günü geçirmişti. Yine.

İkili uzak mesafe ilişkisi yaşıyordu mecburiyetten. Miva, bu durumdan fazla şikayet etmezken, Matsuyama gerçekten sıkılmıştı bu durumdan. Ama aynı zamanda kıza delicesine aşık olduğundan fazla ses çıkarmıyordu. Yine de Miva'nın yakınında olmasını isterdi.

"Ne diyorum ben." Dedi  evinin önünü kardan temizlemeye çalışırken. "O, çok yetenekli ve başarılı. Aynı zamanda zengin. Burada kalmak yerine Avrupa'da kendini geliştirmek istemesi çok normal." Ama onu çok özlüyorum.

Yeni fark etmişti de, artık eskisi kadar çok konuşmuyorlardı. Günlerdir kızdan habersizdi hatta. Unutuluyor muydu? Elbette hayır. Miva, onu asla unutmaz.

"Matsuyama abi, bizimle kartopu oynamak ister misin?" Diye yanına gelen çocuklara doğru döndü.

"Kendi aranızda oynayın."

"Hadi ama! Neden oymamıyorsun ki?!"

"Havamda değilim. Ayrıca küçük çocuklarla kartopu oynayacak zamanım da yok."

Çocuklar arkakalarını dönüp giderlerken, aynı anda Matsuyama'nın tam kafasına isabet eden bir kartopu geldi.

"Hanginiz attı bunu?!" Dedi Matsuyama, karşısındaki çocuklara dönerek.

"O abla attı." Dedi çocuklardan biri.

"Hangi abla...Miva?!"

"Beklemiyor muydun Hikaru?" Mavi gözlü kız, gülerek erkek arkadaşına doğru geldi.

"Şaka mı bu? Elbette beklemiyordum." Uzun bir aradan sonra kardelenini kendine çekerek sıkıca sarıldı. "Çok özledim seni."

"Sen Matsuyama abisinin sevgilisi misin abla?"

"Evet." Diye cevapladı Miva, Matsu'dan ayrılarak.

"Ama sen çok güzelsin. Seni kandırmayı nasıl başarmış acaba."

"SİZİ KÜÇÜK VELETLER!"

○ ○ ○

"Ayrı eve çıktığını bilmiyordum."

"Söyleme fırsatım olmadı. Yani çok konuşma fırsatımız da olmuyor bu aralar." Matsuyama, kız arkadaşının yanına otururken konuştu.

"Maçlar, antremanlar yüzünden yoğun oluyorum. Fırsatını bulduğum an yanına geldim zaten görüyorsun."

"Anlıyorum." Demekle yetindi genç oğlan.

Miva, oğlanın hüznünü farketmişti. Kendisi de üzülmüyor değildi buna ama elinden birşey gelmezdi. Aslında Matsuyama'ya Almanya'ya taşınması için yardımcı olabilir ama bu sefer de Matsuyama kabul etmezdi bunu.

"Evlendiğimiz zaman bir arada olacağız sonuçta." Dedi Hikaru. "Sen Almanya'ya  ne zaman dönüceksin?"

"Yarın sabah."

"Bu kadar erken mi?!" Genç oğlanın kaşlarını havalandı şaşkınlıkla.

"Seninle daha çok zaman geçirmeyi ben de çok isterdim."

Matsuyama, bu sefer cevap vermedi ve yavaşca kafasını salladı. Belki de yetenekli olsaydı iyi bir takımdan teklif alırdı. Ama yetenek bu. Ne kadar çalışırsa çalışsın hiç birşeyi değiştiremiyordu sanki. Ve bu oldukça sinir bozucuydu.

"Şşşt, bozma moralini. Tüm gün senin somurtan suratını izlemeye gelmedim." Elini sevgilisinin yanağına koyarak kendisine bakmasını sağladı. "Hadi bana Hokkaido'yu gezdir."

"Hay hay."

Akşama kadar devam etti ikilinin dolaşması. Matsuyama, sevgilisine Hokkaido'nun en güzel yerlerini gezdirmişti ve harika vakit geçirmişlerdi. Çıkmışken akşam yemeğini de dışarıda yedikten sonra Matsuyama'nın evine döndüler.

"Korku filmi izleyip gece en ufak çıtırtıda kıyameti kopartıcaz!" Demişti Matsuyama, korku filmerinden seçerek.  Miva da kabul etti bu fikri.

Ama filmin sonunu izleyemeden yarıda kapattılar. Bu kadar korkunç bir film seçtiği için Matsuyama iyi bir fırça yemişti Miva'dan ama aralarındaki küçük tartışma hemen son buldu.

"Saat geç oldu." Telefon ekranını tekrar kapatarak kenara bıraktı. "Sen benim odamda uyursun. Ben de kanepede." Hikaru, dedi odasından pijamalarını ve battaniyesini alırken. "İyi geceler sevgilim." Diyerek kızın dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı ve odadan çıktı. O çıktıktan hemen sonra Miva, üzerini değiştirdi ve kar tanesi desenli mavi pijamalarını giyindi.

O sırada uyumaya çalışan Hikaru, dakikalar sonra omzunu dürten Miva'yla, yattığı yerde doğruldu. "Sorun ne kardelenim?"

"Kenara kay azıcık." Dedi mavi gözlü kız.

Matsuyama, hâlâ kıza bakıyordu. Miva, gülerek tekrar etti. "Hikarucum, kenara kay diyorum."

Oğlan nihayet dediğini yaptığında, genç kız kıkırdayarak oğlanın yanına uzandı. "İyi geceler Hikaru'm." Diyerek yanında uzanan erkek arkadaşının alnından öptü ve sırtını döndü. "İyi geceler Miva'm." Matsuyama, kolunu kızın beline dolayarak sarıldı ve öylece uyuya kaldılar.

3 yıl sonra

Lila ve Taro, çiftinin düğünü bitmiş ve misafirler evlerine dağılıyorlardı. Günlerdir bu anı bekleyen, planlayan Matsuyama nihayet teklif için tamamen hazırdı. Sevgilisi bile tahmin ediyordu oğlanın hareket ve davranışlarından. Öyleki, kendisi de heyecanlanıyordu.

"Yapacağım, yapacağım. Yapamazsam Misaki beni gebertir zaten."

"Ne?"

"Lanet olsun sesli düşündüm."

"Hikaru. Sakinleş." Miva, karşısındaki oğlanın yanaklarını okşadı sakinleşmesi için. Esen serin rüzgar tenine değince bedeni titremişti genç kızın.

Matsuyama, odunun teki olsa bile ceketini çıkartarak kıza verme nezaketini düşünmeyi başarmıştı. Gelişme vardı en azından.

"Evet. Bana ne söyleyecektin?"

"Sen bu gün Lila'nın ve Misaki'nin  çok tatlı göründüklerini söyledin ya. Kabul edersen biz de onlar gibi olabiliriz! Ve ayrı kalmamıza da gerek kalmaz."

"Yani seninle evlenmemi istiyorsun." Genç kız, dayanamayıp kahkahalara boğuldu. Karşısındaki Matsu'ysa bozulmuştu kızın hareketi üzerine. "Heyecandan söyleyemedim aklımdakileri. Yoksa aşırı romantik bir konuşma hazırlamıştım senin için."

"Seni gayet iyi anlıyorum ben. Ayrıca romantik olmaya çalışman da çok iyi bence odun sevgilim."

"Yani evlilik teklifimi kabul ediyor musun?"

"Evet."

Rüya Takımı~Miva WakabayashiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin