13. Bölüm

3.2K 209 26
                                    

Gözlerimi alarmın sesi ile açtığımda üzerimdeki ağırlık nefes almamı engelliyecek seviyedeydi. Kürşat'ın bedeninin yarısı benim üzerimdeydi.

"Kürşat..."

Ne kadar ağırmışsın ya. Hareket etmeye çalıştıkça daha da dibe batıyordum. Allah'ım iki katım adam bu nedir ya.

"Kürşat!"

Kürşat sıçrayarak uyanıp ne zaman yastığının altına koyduğunu bilmediğim silahını çıkarttı.

"Baskın mı var lan!"

Onun bu ciddi duruşuna gülmemek için zor tutuyordum kendimi. Yataktan kalkıp yanına gittim

"Yok bir şey, az kalsın öldürüyordun beni."

Kürşat bu dediğimle hayretle bana baktı ve işaret parmağını iman tahtasına koydu

"Ben, seni, öldürmek?"

Düşündü

"Güzelim kabus mu gördün?"

Ah ah,

"Kürşat, uyandığımda bedeninin yarısı benim üzerimdeydi ve nefes alamıyordum. Bu büyük bir sorun. Ne o sen böyle dağınık yatmazdın hayırdır?"

Kıskançlık tüm bedenimi esir alırken Kürşat'ın timine yeni gelen kadınla hiç alakası yoktu. Üstelik kadın gelir gelmez uzun soluklu çok gizli bir göreve çıkılması ve Serdar dan bana ulaşan görüntülerle hiç mi hiç alakası yoktu.

"Güzelim ne diyorsun? Yorgundum dağınık yatmışım özür dilerim."

"Öyle mi?"

Dedim tek kaşımı havaya kaldırarak gözlerim dolmuştu. O fotoğraf geldi aklıma. O taş gibi güzel kız ve benim, altını çiziyorum benim kocam sarmaş dolaş dans ediyorlardı. Bak sinir yükleniyor

"Öyle güzelim. Hem daha yeni geldim görevden bu halim normal."

Gözlerimi devirip yatağın örtüsünü düzelttim.

"Görev de görev olsa Kürşat bey! Takmışsınız kolunuza fıstık gibi kızı tabi, her askere lazım böyle bir görev!"

Kürşat hayretle beni izlerken kovdum onu odadan.

"Görevden yeni geldiğin için şey etmedim dün, bu günden itibaren koltukta yatıyorsun."

Onu deli gibi özlememle hiç alakası yoktu. Kürşat sabır çekerek dışarı çıktığında yere çökmüştüm. O lanet günler geride kalmıştı ama biz eskisi gibi olamıyorduk. Bebeğimizi kaybettiğimiz günden beri ne o eski Kürşat olabilmişti ne de ben... Bakışları değişmişti, tavırları değişmese de bakışları değişmişti. Ben mi? Ben onun beni hala sevdiğine emin olamadan yaşayıp gidiyordum işte. Normalde bu konuyu yani bu görev icabı olan şeyi uzatmazdım çünkü ben ona güveniyordum. Benden başkasına o gözle bakmayacağını da biliyordum. Ama şimdi onu bakışlarındaki farklılık tedirgin ediyordu beni. Belkide bana her baktığında bebeğine sahip çıkamayan bir kadın görüyordu... Bilmiyorum. Bebeğimiz gideli beş ay olmuştu, koskoca beş ay, ilk iki ay yanıma gelememiş, eskisi gibi olamamıştık. Ama şimdi iyiydik, onu deliler gibi severek katlanmıştum bu acıya. Üzerime beyaz üzerinde siyah puantiyeleri olan diz altı bir elbise geçirdim. Bu gün pazardı ve time katılan yeni üyemizin şerefine ocak başı yapacaktık. Peh! Hepinizin başı bağlı utanın ya! Ayağıma beyaz sandaletlerimi geçirip kısa küt kestirdiğim saçlarımı su dalgası yaptım, şapkamı ve güneş gözlüğümü de alıp odadan çıktım.

 Peh! Hepinizin başı bağlı utanın ya! Ayağıma beyaz sandaletlerimi geçirip kısa küt kestirdiğim saçlarımı su dalgası yaptım, şapkamı ve güneş gözlüğümü de alıp odadan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DİLHUN (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin