.
.
.
Yataktan kalkıp lavaboya gittiğimde Nesrin teyzenin bizde kaldığını gördüm. Babamı o kadınla gördüğüm sürekli kafamın içinde dolaşıyor gözümün önüne geliyordu.
Ondan iğrendim.
" Alya! Kızım çıksana artık lavabodan, kıçın mı yapıştı?". Ne var yani lavaboda 1 saat kalıyorsam orada bile rahat ettirmiyorlar.
" Çıktım, çıktım korkma."," Ne yapıyorsun o kadar saat lavaboda merak ediyorum doğrusu Alya hanım.",
"Manzara güzel."
Annem kendi kendine söylenmeye devam ederken Nesrin teyzenin kahve yaptığını gördüm. Beni farketmeden hemen odama gidecektim ki :
" Ayıp ayıp be görmezden gelinecek kadın mıyım ben. Gel şuraya da sana iyi haber vereyim." açıkçası yaptığım davranıştan dolayı utandım.
Biraz ilerleyip mutfak masasına oturdum. " Bizde kalmanız için anneni ikna ettim Alyam. Eğer sen de istersen..."," Tabiki isterim Nesrin teyzoşum."
" İşte böyle gülümseyin ya dünden beri canım çıktı anneni güldürecem diye. Hadi git odana da giyin, eşyalarını topla ne biliyim işte canın ne isterse yap benden kaçmak dışında. " dedi üstten üstten bakarak. Aşığım şu kadına ya her şeyi görmezden geliyor.
Gülümseyerek odama gittim.
Açık yeşil crop, açık renk kot ve üstüne de pembiş belime kadar gelen bir ceket giydim. Tarzım güzel.
Kendimi de biraz övdükten sonra artık kıyafetlerimi alabilirdim ama orada ne kadar kalacağımızı bilmiyordum. Sırt çantama iki üç parça attıktan sonra annemlerin yanına gittim.
Çıktığım zaman bana salağa bakar gibi bakmışlardı.
" Niye öyle bakıyorsunuz?"" Kızım sana kalacağız dedikte 1 gün mü dedik. Yeni bir yer bulana kadar kalacağız . Gidip eşyalarını valize koymaya ne dersin?"
Yeni yer bulana kadar dedi resmen. Sıkılırım ben o evde ama yapacak bir şey yok.
Modum biraz düşmüşken valize kıyafetlerimi makyaj malzemelerimi belki gezeriz diye - inşallah - iki üç tane şık elbise de valize koydum ve kapağı kapattım.
Odadan çıktığımda annemde eşyalarını hazırlamıştı. Mutfaktaki çikolataları çantamın kenarına da sıkıştırdıktan sonra arabaya indik. Yol boyunca annem ve Nesrin teyze sohbet ettiler, ben pek dahil olmadım.
.
Arabanın durduğunu farkettiğimde gözlerimi daldığım yerden alıp eve baktım. Yalı daha doğrusu. Kocamaaan!
Hâlâ geldiğimiz yeri incelerken arkadan bir motor sesi duydum hızla bahçenin soluna doğru ilerledi. Nesrin teyze bu hareketten pek memnun olmayan bir tavırla gözlerini devirip " Ah işte bizim oğlan da böyledir biraz kusura bakmayın. Hadi geçelim." dedi. Ben demiştim size bu Boradır kesin Chucky 1, Bora 2 korkuyorum bu çocuktan.Annemlerle yalıya doğru geçtik. Tam anlamıyla mü-kem-mel. Görmemiş gibi davranmıyorum tabiki sadece içimden biraz abartıyorum. Anlarsınız ya.
Nesrin teyze üst katta benim bir oda seçmemi söylemişti. İşin garip yani sadece bir çocuğu olmasına rağmen eşiyle beraber bu kadar büyük bir evi olmasıydı. Gösteriş amaçlı diyebileceğimiz bir şey olsa da asla para ile övündüklerini görmedim.
Açıkçası Nesrin teyzenin eşini pek sevmem. Çünkü nasıl desem adam da şey tipi var işte. Pezevenk.Bir aralar karşılaşmıştık beni okula bırakıp, edebiyat hocasıyla fingirdeştiğini görmüştüm. Şimdi bana neden Nesrin hanıma söylemiyorsun dersiniz, çünkü Nesrin teyze de kocasının farkında ki zaten araları sadece dıştan iyi görünür. Adamın esirgemediği tek şey para bu yandan iyi diyebiliriz ve oğlu için her şeyi yapar ama Bora onu pek sevmez. Galiba o da babasının herkesle cilveleştiğini biliyor ondan.
Bunları düşünürken aklıma kendi babamı gördüğüm zaman geldi. Yine kendi kendime bunları hatırlatıp üzülmeye başlamıştım. Babam o olaydan sonra akşama kadar beni aramıştı ama açmamıştım. Belki de evimizi satmasıyla başka kadınların alakası vardır. Yok diyemeyiz değil mi?
Her neyse.Birkaç odaya baktıktan sonra kendime küçük bir balkonu olan odayı seçmiştim küçük peluş oyuncağımı da getirmiştim ilk iş olarak onu komodinin üstüne koydum. Daha sonra da büyük dolaba kıyafetlerimi yerleştirdim. Bu ev gerçekten güzeldi ama gereksiz büyüktü. Üst katlarda neler var çok merak etsemde hiç bakmaya tenezzül edemedim. Hem daha yeni geldim annemin başına iş çıkarmamam en iyisi.
_Akşam yemeği saati gelmişti sanırım çünkü Nesrin teyze beni çağırıyordu. Her ne kadar tipini unutsam ve ondan korksamda Borayı merak ediyordum.
Masaya oturduğumda çok şirin, yaşı otuzlarında gibi görünen bir kadının bize servis yaptığını gördüm. Girdiğimiz zaman burada bir çalışanın olduğunu görmemiştim. Nesrin teyze bu gece kız kıza olduğumuzu söyleyince kocasının ve oğlunun nerede olduğunu merak etsem de sormadım. Biraz böyle takılmak alışmama daha yardımcı olur diye düşünüyorum.Yemek seansımız bitince duşa girip yatmak istedim ama ilk günden de bu kadar rahat görünmemek için bu isteğimi içimde tuttum. Aslında Nesrin teyze böyle düşündüğümü duysa beni öldürürdü. Bu korkunç ölüm düşüncesini bir kenara bırakıp mutfağa su içmeye gittim. Benim yaşlarımda genç bir kızın olduğunu görünce şaşırmıştım. Biraz sohbet etmek fena olmaz diye düşünüyorum ama nasıl başlıycam bilmem ki.
" Selam. Sen sanırım burada çalışan ablanın kızı olmalısın." bence iyi konuştum kendimden beklemezdim.
Şaka beklerdim." Evet, siz de bir süre burda kalacak misafirsiniz değil mi?". Sanırım fazla sıkılmıştı çünkü beni görünce sonunda sohbet edebilecek birini bulmuş gibi duruyordu.
" Pek misafir sayılmam aslında ama öyle de denebilir. Hangi okula gidiyorsun? Sanki daha önce seni bir yerde görmüş gibiyim. "
Yalan. Sadece laf olsun diye yoksa hiç daha önce görmedim." Şey ben okumuyorum ve sanırım başkasıyla karıştırıyorsunuz beni. Hep buradayım." Of sanırım pot kırdım.
" Hmm, anladım. İstersen birlikte kahve içebiliriz. Çünkü ben de en az senin kadar sıkılmış durumdayım."
" Peki ben size kahvenizi yapıyım." sizli bizli konuşuyor kız benimle ya. Kendimi 40 yaşında hissediyorum.
" Şu 'sizli' kelimeleri bırak lütfen kendimi 40 yaşında iki çocuk annesi bir kadın gibi hissediyorum. Ayrıca kendine de kahve yapmanı, birlikte içeceğimizi söyledim. " şey emir vermiyorum aslında ya. Samimi konuşuyorum bence.
" Birazcık daha işlerim var anneme yardım etmem gerek. Kusura bakmayın lütfen. Ama size hemen kahvenizi yaparım, nereye getirmemi istersiniz? ". Kız söyleyemese de iş zamanında oturmanın yasak olduğunu düşünüyorum. Daha fazla ısrar edip zor duruma sokmak istemediğimden:
" Kahve işini sonraya bırakalım sen de işlerini halledersin. Adım Alya, sizli konuşmayı bir kenara bırakmanı isterim. Kolay gelsin." dedim ve odama çıktım.
Bu davranışım bana ne kadar garip gelse de bence o alışıktır._
Yatağıma geçip izlediğim diziyi açtım. Çantama sıkıştırdığım çikolataları yemeyi asla ihmal etmedim tabiki. Bölümü bitirdiğimde tam uyuyakalacaktım ki dişlerimi fırçalamadığım aklıma geldi. Kalkıp odadan çıkacakken sol tarafta bir başka kapı olduğunu gördüm. Merak edip içine baktıktan sonra buranın odanın lavabosu olduğunu aynı zamanda da banyosu olduğunu gördüm. Dişlerimi fırçalayıp yatağıma döndükten sonra yavaş yavaş uykunun içine doğru çekildim..
.
.
.
.
.
Yessssss bir bölüm daha bitti!
Eklememi istediğiniz, bu olsa çok iyi olur dediğiniz ne varsa yorumlara yazın. Bakalım bir sonraki bölümde neler olucakkkkk.
Görüşmek üzereee😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Mi Yoksa Kötü Mü?
Roman pour AdolescentsBabasının evlerini satması nedeniyle annesinin yakın arkadaşının yalısına gidip orda yaşamaya başlayan Alya, ev sahibini bir süre gözetlemeye başlar. Tüm paraların kasada olduğunu düşünen Alya bu gözetlemeye devam ederek bahçede gizli bir yerde biri...