--3 gün sonra--
Liamh McAodha kürsüde gelinini beklerken daimi öfkesi üzerindeydi. Öyle ki genç adam pederin kürsüsüne dayadığı kolu altından ahşabı takırdatıyordu. O geceki davetin ardından kral ile yaptığı konuşma esnasında Frealaf ona Arcana'ya savurduğu küçük tehdidinden bahsetmiş ve ona olan sözünü tuttup, hiç kimse sorun çıkarmadan işi halletmiş olması üzerine kendisini bolca övmüştü. Bu da demekti ki Arcana yanına geldiğinde bu kendi isteği değil kral emriyleydi. Üstelik majesteleri aynı emri Brian'a da vermişti. İkisinin birlikte hareket ederek onu gülünç duruma sokmaya çalışmaları genç adamı kelimenin tam anlamıyla delirtmişti.
McGiolla kale avlusuna kurulu düğün alanındaki davetlileri incelerken gözü sıranın en başında oturan annesi ve kardeşine takıldı. Kadın ona düzgün durması için işaret ederken Liamh başını diğerlerine çevirdi. Annesi yol boyunca düğünün sarayda yapılmasını reddeden gelininin uygunsuz davranışından bahsetmişti Arcana'nın bir gemide evlenme isteği kral tarafından açıkça reddedilmiş olmasaydı Leydi Moire'in ne tepki vereceğini tanrı bilirdi. Neyse ki Ailesi saraya varmadan McGiolla hanımı ve tebaası düğün hazırlıkları için neşe içinde evlerine dönmüşlerdi. Liamh saraydan çıktıkları anda çalmaya başladıkları gaydalar ile gidişlerini izlerken oldukça keyifliydi. Ne yazık ki keyfi, kral ile yaptığı konuşma ardından bir daha geri gelmemek üzere uçup gitmişti. Liamh Kral Frealaf'ın kurtardığı onuruna ve iki sene uğraşının ardından bulup getirdiği kadının bir başkasının peşinden gitmemiş olduğuna mı sevinecekti yoksa şu an kendisi yerine burada dikilecek kişinin bir başka klan beyi olması gerektiğine mi öfkelenecekti bilemez bir haldeydi.
Gayda sesleri durduğunda bakışlarını herkes gibi kale kapısına yöneltti genç adam ve nefesini tuttu. Şu an tek isteği pederin sözlerini dinlerken sessiz kalmak ve onun için tüm bu çilenin bitmiş olduğu şu noktada kadına karşı olan sabrını son defa korumaktı. Birkaç kız çocuğu ellerindeki çiçekleri sepetten saçarak yanına geldiler ve ardından McGiolla desenleri içindeki bir gurup genç kızın oluşturduğu konvoyda kürsünün yanındaki yerini aldı. Liamh etrafa gülücükler saçan Odeth'i gördüğünde dönüp Owen'e baktı. Tam yanında duran kuzenine belli belirsiz kızı işaret ederken kendi düğününde yapmış olduğu çöpçatanlığın verdiği hayretle gözlerini kırpıştırdı.
Arcana, kapının eşiğinde üzerinde soluk pembe elbisesi ile Finn'in kolunda belirdiğinde ise kendisine doğru gelmekte olan gelinine kaşlarını çatarak baktı. Ne yazık ki üç gündür içinde büyüttüğü öfke kadını gördüğünde tuhaf bir heyecanla karışarak bir nebzede olsa sönmüştü.
Arcana, içine korse giymeyi şiddetle reddettiği halde ne için nefes alamadığını düşünüyordu. Etrafında ona tanıdık gelen ve gelmeyen tüm gözü yaşlı yüzlere baktığında ise sırtını dikleştirdi. Sonunda olmuştu. Babasının, uğruna öldüğü intikamı alınmış, o göremese de, kızı tam da istediği gibi kalesinden onuruyla gelin olarak çıkmıştı. Gözleri önündeki tülün ardından önündeki kürsüde dikilmekte olan Liamh McAodhayı fark ettiğinde adımları birbirine dolanarak Finn'e tutunmak zorunda kaldı. Genç kız mutluluğunu bir kenara bırakıp başına gelebilecek en büyük belaya teslim olmak üzere olduğunu düşünürken kalbi atmayı bıraktı. Finn ellerini birleştirip Liamh'a kısa süreli kaş çattı ardından yaşlı gözlerini kendisine çevirip tülün üzerinden alnını öperek kalabalığa karıştı. Şimdi Arcana, tedirgin bir halde kendisinden ayrılmayan mavi gözlere bakıyordu. Liamh elini öyle sıkıyordu ki genç kız parmaklarının kırılmış olabileceğinden şüphelendi. Ona aynı şekilde karşılık verirken elindeki çiçekleri ikisinin arasına doğru kaldırdı. Şu ana kadar katıldığı tek düğün kendisininki olduğundan oldukça yabancı olduğu bu durumda dadısının verdiği öğütler ve ona öğrettiği her şey uçup gitmişti.
Kürsünün başında dikilen adam anlayamadığı bir şeyler söyledi. Bunun üzerine Arcana adama baktı. Hemen arkasında duran Odeth'in "Tekrar edin Leydim" demesinin ardından duyamadığı sözler üzerine bu kez Liamh'a döndü.
Genç adam tuhaf duraksamayı geçiştirmek ve seremoninin onları ilgilendirmeyen öğüt kısmını atlamak adına pedere dönerek "Buraları geç be adam!" diye söylendi. Peder şaşkınlıkla kendisine baktı ve silkelenerek toparlandı.
"Siz, Aodh oğlu Liamh. Bu genç kızı ölüm sizi ayırana dek tanrı huzurunda kabul ediyor musunuz?
Liamh çabucak "Ediyorum!" dedi.
Peder bu kez Arcana'ya yöneldi ve kız bakışlarını kendinden çevirip dikkatle adama baktı.
"Siz, Connor kızı Leydi Arcana Giolla Decair ölüm sizi ayırana dek Lord Liamh McAodha'ya bağlı kalacağınıza söz veriyor musunuz?"
Arcana adamın söylediklerini tek tek dinledikten sonra Liamh'a baktı. McAodha beyi başını tehditkar bir tavırla aşağı yukarı sallarken tuttuğu parmaklarını biraz daha sıktı.
Liamh, Arcana'nın sessizliği karşısında giderek huysuzlanmaya başlamıştı. Göz ucuyla davetlilerin birbirlerine bakışmalarına ve fısıldaşmalarına şahitlik etmesi ardından pederin "Leydim?" diyerek sorusunu yöneltmesi üzerine kız tekrar adama baktı.
Genç kız canının iyiden iyiye yanmaya başladığını fark ettiğinde hışımla Liamh'a dönüp "Ediyorum!" diye söylendi. Eğer takındığı tavır bu denli asi olmasaydı etrafındakilerin alkışlayacaklarını biliyordu lakin Finn ve Aloin dışında alkışlayan olmadı. Bunun üzerine elini serbest bırakan Liamh duvağını çabucak açarak peder henüz konuşmaya başlamışken etlerini sıkmak suretiyle belinden çekip Arcana'yı sertçe öptü.
Liamh kadının dudağını ısırması ve ayağına basıyor oluşu ardından hafifçe geri çekilirken neyse ki insanlar onları fark etmeyecek kadar mutlu görünüyorlardı.
Arcana, Liamh'ın, dudaklarından hafifçe uzaklaşırken, sadece onun duyabileceği şekilde "Bunun hesabını vereceksin!" demesiyle Elini adamın göğsüne koyarak itmeye çalıştı. Geri çekilememesi üzerine ise herkesin önünde çırpınmak yerine tedirgin edici mavi gözlerine bakarak gülümsedi. Konuşurken biraz daha yaklaşmış ve kıpırdanan dudaklarının ister istemez onunkilere değmesini sağlamıştı.
"Cehennemine hoş geldin Liamh McAodha!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRGÜN
Fiksi SejarahLiamh McAodha, İskoçya'nın kaderini belirleyecek arayışın onu hiç tanımadığı bir kadınla evlenmeye mahkum edeceğini biliyordu. Üstelik ülkesi ve toprakları için bu kararı veren ta kendisiydi. Lakin gelininin yirmi yıl boyunca bir mağarada sürgün hay...