🖤 Sözleşme 🖤

🖤 Aşk Oyunu 🖤

Selam Arkadaşlar : Umarım yeni bölümleri beğenerek ve zevkle okumuşsunuzdur, burada kısa bir not vereceğim size kafa karışıklığı olmasın : Sözleşme süresi 3 ay olarak kağıda yazıldı, sürenin ise bitmesine ise 2 ay kaldı. Bilginize. Takipte kalın, çok daha büyük bombalar patlayacak umarım beklentinizin de üstünde yazar ve size güzel kurgularla ağırlarım Allah'ın izniyle inşallah. Sizleri çok seviyorum, destek ve oylarınızı bekliyorum. ❤️❤️❤️

🖤

"Kim neyi biliyor?" diye araya Berk girince yutkundum.

"Kimse bir şey bilmiyor ben öyle konuştum bir an kendi kendime" dedim ve beraber içeri girdik.

Yemek sırasında herkes sakince önündeki yemeği yiyor genelde erkekler kendi aralarında sakince konuşuyordu arada bir bakışlarımı Tahir'e çevirdiğimde uzun sakallarını kaşıyordu ve Umut'a odaklanmış anlattıklarını dinliyordu, boğazını temizleyen Asel dikkatimi sonunda onun üzerinden çekmemi başarmıştı, o yapmasaydı ben ona hala bakacaktım avanak avanak.

"Yemeğin soğudu farkında mısın? Hemen ye, kalp ilacını da içmeyi unutma" dediğinde başımı salladım, tekrar başımı kaldırıp ona baktığımda bana bakıyordu, gözlerini önce tabağıma sonra bana baktı ve işaret eşitti başıyla, başımı hemen eğip yemeğimi yemeye devam ettim.

Kahvelerimizi içtikten sonra Umut ve Berk benimle vedalaştı sonra Tahir'le vedalaştı ve arabaya bindiler, Asel de bana sıkıca sarıldı ve yanaklarımı öpüp gülümseyerek yüzüme baktı. "Bir kaç gün dinlen işe gelme, çok şeyler yaşadın ve mücadele ettin, çöktün, kendine iyi bak o kalbe de" deyip bakışlarını hem kalbime, hemde Tahir'e çevirip subliminal mesaj verince gözlerimi hafifçe büyüttüm, sırıtarak Tahir'in karşısına geçti ve el tokalaştılar. "Ona iyi bak yeşil dev" dediğinde Tahir ve ben kaşlarımızı çattık.

"Yeşil dev?" dedik ikimiz de aynı anda, Asel gülümsedi ve bilmiş bilmiş kaşlarını havaya kaldırdı.

"E bu kız sana orman ayısı diyor, o onun lakabı? Benim de bir farkım olsun diye sana hem uzun boyundan dolayı hemde gözlerin yeşil olduğundan 'Yeşil dev' demek istedim" dediğinde genizden güldüm, Tahir de yüzünü buruşturup bana baktı.

"Hoşuna gitti anlaşılan cüce?" dediğinde ağzımı ve gözlerimi kocaman açıp koluna hafifçe vurdum.

"Bana bak ben cüce değilim, neler yapabileceğimi bilmiyorsun!"

"Evet orası öyle, şimşekten korktuğun İçin kedi gibi cıvıladığını biliyorum hastenede? Komada olmama rağmen bana sarılıp faydalandın kötü kadın" dediğinde ağzımı kocaman açtım.

"Ben mi? Hiçte bile! Sensin esas kötü! Gıcık orman ayısı" dediğimde oda tam bir şey demek üzereyken Asel gözlerini bayarak derin nefes aldı.

"Ay yeter! Bu ne? Ana okulu çocukları gibi vır vır vır? Ben gidiyorum, beynim yandı ya yetişkinliği sorgulamaya başladım sende Doğa yani? Şu halinle şirket sahibi olup, üstüne son zamanlar da yaptıkların hiç örtüşmüyor" dediğinde Tahir genizden gülünce yüzümü buruşturdum ve kolunu çimcikledim yüzünü hafifçe buruşturdu.

"Ah! Acıdı"

"Beter ol, senin yüzünden asistanımdan azar işittim"

"Patron olarak senin bunu yapman gerekmiyor mu? Amma yumuşak ponçik bir patronsun"

"Ya tabi sen bir de onu şirketteyken gör" diye araya Asel girdi, sonra ellerini havaya kaldırdı. "Neyse ben gidiyorum, daha anneni eve bırakacağım ve bakıcısıyla konuşacağım, sizde uslu olun" dediğinde birbirimize baktık, Tahir hınzır bir şekilde gülümseyince kaşlarımı çattım.